Eternal translate Spanish
52 parallel translation
Yeni yuvanıza uzun ömürlü bir güzelliğin dokunmasını diliyorsanız ilk aşkınızın güzel hayallerini kalbinizde yaşatın.
Si desean que su gracia sea tocada con la magia de la belleza eternal aprecien la gracia de esas visiones del primer amor.
Eternal Fountain Pen şirketinde veznedardım.
Yo fuí ayudante de cajero de la compañía "La estilográfica eterna".
Allahım, ebedi baba, her şeye gücü yeten, Aciz bedenlerimize lütfettiğin bağışlayıcılığınla.
Señor y Padre santo, Dios todopoderoso y eternal, por echar la gracia de su bendición sobre los cuerpos de los enfermos,
Büyük rabbimiz
Dios eterno. Eternal God
Baki hayatları bağışla, ve mayıs ebedi ışıklarınla parla onların üzerine.
Eternal life grant unto him, and may perpetual light shine upon him.
şu anki ismi "umut pınarlarının sonsuzluğu". güzel isim değil mi?
Hope Springs Eternal es el nombre actual. Bastante bueno, no lo cree?
Kutsal Kitabı çalışıyorsunuz, çünkü onların içindekilerle sonsuz yaşamı bulacağınızı sanıyorsunuz!
Ustedes estudian las escrituras, porque piensan Que en ellas... Encontrarán vida eternal!
Hala bana gelip bir yaşam almayı istemiyorsunuz.
Sin embargo ustedes no están dispuestos a venir a mi para tener vida eternal.
Ölüm, beni sonsuz hayata götür.
From death, lead me to eternal life.
Baylar ve bayanlar... Vintage Press ve Eternal Spring yılların eskitemediği ve gelişiyle bizi onurlandıran... Bayan Eve Walton'u takdim eder.
Señoras y señores, la Vinted Press junto con la Tunnel Spring, la crema que exfolia suavemente, están encantados en dar la bienvenida a la Sra. Evie Walton.
Son göçebe kabilelerinden Seven Türkleri hakkında referans çalışması olan, "Sonsuz İnsan" kitabını yazdı,
Escribió "Eternal Man", un libro de referencia sobre una de las últimas tibus nómadas, los Tsevens.
Anton Bruner Sonsuz İnsan
Anton Bruner Eternal Man
"Sonsuz İnsan" kitabını yazdı...
Escribió "Eternal Man"...
Şey, yasal olarak, Eternal Mercy rahibeleri oyun alanlarını ellerinde tutabilirlermiş.
Bueno, legalmente hablando, las hermanitas de la caridad... - pueden quedarse su campo de juegos... - Oh, éso está bien.
Ve her yıl Eternal 18'in "o" eşyayı sadece birkaç gün sonra getirdiğini bilirsin.
"18 Por Siempre" tiene un modelo exacto del artículo "in", apenas unos días después?
Eternal 18 anlaşmasında varsın.
Estás en el trato de "18 por siempre".
Çeviri : VOLCANO
Eleventh Hour S01E12 "Eternal"
Sahtekar bir doktor bulup şu "Eternal Sunshine" olayını üzerimizde denemek?
Encontramos a un científico loco y hacemos como en "olvídate de mí". La única manera de olvidar a una chica es encontrar otra chica. No.
Bölüm : 18 "Sonsuz"
Temporada 8 - Episodio 18 : "Eternal"
Herkesin Sabit Seyirci taşıyor olmasına bakarak birisinin güdümünde oldukları sonucuna varıyorum.
Todos tienen un Eternal Pose, así que imagino que fueron invitados.
Saygısızca ebedi uykularında rahatsız ettiğim adamlarımı hazırladığım yere yatırdım. Sıram geldiğimde karımın ve kızlarımın nazik elleriyle gömülmeyi umdum.
Sacudiendo rudamente a mis hombres de su descanso eternal y poniéndolos en la cama que preparé esperaba que mi esposa e hijas fueran tratadas con más gentileza cuando les llegara su turno.
Böylece sonsuz olursun.
Así que es eternal
# Alev mi #
* Eternal *
- Brooklyn'deki Eternal Oaks.
- Eternal Oaks en Brooklyn
- Benim de dedem Eternal Oaks'ta.
Mi abuelo en Eternal Oaks.
Eternal Valley cenaze evini temsil ediyorum ve son derece hoşnutsuz bir konuyu konuşmak için buradayım : İnsanlar yaşamaya devam ediyor.
Represento a la funeraria Valle Eterno, y estoy aquí para hablar de un tema extremadamente displacentero : la gente sigue viviendo.
Eternal Pose mu?
Un Eternal Pose? !
Oyunun adı Eternal Conflict, ve kahraman sizsiniz. Aman tanrım.
El juego se llama conflicto eterno, y el héroe eres tú.
Üstelik münasebetsizdi.
Eternal Flames ofenden en Motherboy Y sí fue ofensivo.
Yani konuşmaktan bile korktuğun bir adamı hatırlamak için "Eternal Flame" şarkısını çalan bir kar küresi mi aldın?
Así que, ¿ compraste una esfera de nieve que juega "Brillo Eterno" para recordarte el tipo de que estabas asustada de hablar?
Eternal İnşaat Şirketi... 224. 1 52 real.
Constructora Eternal. 224.152 reales.
* I swore eternal enmity, * and promised God and all his angels that I would be revenged on him.
Y les prometí a Dios y a todos sus ángeles que me vengaría de él.
Evet, yeni gün. # The Bangles - Eternal Flame #
Sí, nuevo día.
Kendilerine "Sonsuzluk Çayırı" diye isim takmışlar.
Se llaman a sí mismos Eternal Meadows.
- Sonsuzluk Çayırı?
- ¿ Eternal Meadows? - E.M.
Sonsuzluk Çayırı, ileri canlı dondurma teknikleri ile sonsuz bir hayata kavuşmanızı mümkün kılıyor.
Eternal Meadows ofrece, mediante criogenia avanzada, la posibilidad de hacer real la vida eterna.
- Sonsuzluk Çayırı cesetleri dondurmaz.
Eternal Meadows no congela cadáveres.
Nasıl olur da Sonsuzluk Çayırı gibi bir şirketle çalışırsın?
¿ Cómo rayos trabajas para una empresa como Eternal Meadows?
Sizinle birlikte Sonsuzluk Çayırı'na gelemem çünkü o zaman ipucunu benden aldığınızı anlarlar. Ama hatırladığım kadarıyla tesisin bir haritasını çizdim.
No puedo acompañarlos porque Eternal Meadows sabrá quién habló, pero hice un plano de sus instalaciones lo mejor que pude.
Yani müşterilerinizden biri, mesela Marcella Brewster size 300 milyon dolar bıraksa, Sonsuzluk Çayırı yılda 15 milyon kazanıyor, hem de sonsuza kadar.
Entonces, si uno de sus clientes, por ejemplo, Marcella Brewster, les da 300 millones, Eternal Meadows cobraría... Vaya, 15 millones al año para siempre.
Sonsuzluk Çayırı bize dava açıyor.
Ahora nos demanda ese sitio Eternal Meadows.
Ama Sonsuzluk Çayırı diyor ki Bayan Brewster'ın buzu çözülmüş ve bir daha asla dondurulamazmış.
Pero al sacarla, Eternal Meadows ya no puede congelarla de nuevo.
Ben, Marcella Brewster. Hayır işlerine ayrılan miktar ve yasal vasilerime bıraktığım 1000'er dolar hariç tüm paramın idaresini Sonsuzluk Çayırı'na bırakıyorum.
Yo, Marcella Brewster, pongo todo mi dinero que no vaya a caridad, en un fondo llevado por Eternal Meadows, menos mil dólares para cada uno de mis herederos.
Arkada Sonsuzluk Çayırı'ndan gelmiş birini görebiliyoruz.
Ven al empleado de Eternal Meadows.
Sonsuzluk Çayırı'nın Marcella'dan kurtulmasına yardım ettin.
Ayudaste a Eternal Meadows a matar a Marcella.
Sonsuzluk Çayırı sana ölümsüzlük satsa bile bir dahaki sefer diye bir şey olmayacak.
Pese a lo ofrecido por Eternal Meadows, no habrá próxima vez... Gracias a Dios.
Alaric'in Eternal Sunshine vari bir şekilde ilişkimizi unutturduğunu biliyorum. Ama lütfen hatırlamaya başladığını söyle. En azından bir kısmını çünkü bu son bir kaç ayda beni ayakta tutan tek şey bu anın hayalini kurmaktı.
Sé que Alaric borró para siempre nuestra relación de tu cerebro pero por favor, por favor dime que está regresando o al menos parte de ello porque imaginar este preciso momento es lo que me hizo soportar los últimos meses.
Carl Sagan knows the universe is eternal
Carl Sagan sabe que el universo es eterno
* When the trumpet of the Lord shall sound and time shall be no more * And the morning breaks eternal, bright and fair * And the chosen ones shall gather over on the other shore
Cuando las trompetas del Señor vuelvan a sonar, y el tiempo no sea más que pausas matutinas, eternas, brillantes y justas los elegidos se reunirán sobre esa orilla y formaran todos juntos, para juntos volver a cabalgar... para juntos volver a cabalgar... para juntos volver a cabalgar...
- O, aranan bir kaçak.
Si, quisiera reportar un avistamiento de Max Keenan en los Jardines Memoriales de Eternal Spring. El es un fugitivo.
# Eternal neutrality pulls us alo-o-o-ng. #
Todos los protones, el ingrediente clave del núcleo atómico tenían carga positiva y las cosas con igual carga se repelen exactamente como estos magnetos. El principal problema era el siguiente.