Etmez translate Spanish
15,514 parallel translation
Beş kuruş etmez...
Ella no vale ni una pizca de...
Fark etmez zaten.
Supongo que no importa.
Zaten senin için iyi olup olmaması fark etmez.
No hace ninguna diferencia para ti ¿ cierto?
- Bize çay içerken eşlik etmez miydin?
¿ Gustas acompañarnos al té?
Fark etmez, artık hiçbir şey göremiyor zaten.
No importa, ya no puede ver nada más.
" Ama beni terk etmez, benimle yaşlanırsan
" Pero quédate conmigo hasta que seamos viejos,
Her neyse, fark etmez.
Lo que sea.
Bana fark etmez.
Eso no me importa.
O beni tatmin etmez.
Ese no me complace.
Bana ikisi de fark etmez.
A mí me importa poco de todos modos.
Fark etmez Mike.
No importa, Mike.
iyi bir dedektif yerlilere uyum sağlamayi bilir, böylece avlari onu fark etmez.
Un buen detective se confunde con los locales para que no lo vean venir.
Fark etmez, ilave bir günahkara her daim yer bulunur, değil mi?
No importa. Siempre hay espacio para un pecador más. No. no.
Hiç fark etmez.
¿ Hace alguna diferencia?
Fark etmez, ilave bir günahkara her daim yer bulunur bayım.
No importa... Siempre hay espacio para un pecador más, señor
Hala o tek kelime etmez.
Aún no dice ni una palabra.
- Fark etmez.
De ninguna manera.
Tek kelime etmez.
Absolutamente nada.
Nasıl olduğuyla ilgili bir çok söylenti var, ama fark etmez. Bunun nasıl sonlanacağı ortada.
Hay mucha especulación sobre cómo sucedió, pero no importa... es bastante obvio cómo va a terminar.
Bu bir şey ifade etmez, lanet olsun!
¡ Eso no significa nada, maldita sea!
- Artık fark etmez...
- No importa...
Şimdi beş para etmez bir hıyarsın.
Eres un verdadero inútil, ¿ no?
- Fark etmez.
No importa.
Hepimiz etmez miyiz zaten.
Sí, igual que todos.
- Fark etmez. İkisi de olur.
- No importa, usa cualquiera.
Küçük kızlar pek bir şey etmez anlarsın ya.
Generalmente las niñas no siguen el buen camino.
"Kızlarıma yardım etmez misin?" diye yalvardı papaz.
"¿ No vas a ayudar a mis hijas?", suplicó el cura.
Hayranlar, hiçbir zaman rahatsız etmez.
Los fanáticos nunca son una molestia.
Senin ciğeri beş para etmez oğlunu elmasa falan çeviremeyiz!
Usa el mismo vocabulario que la carta que recibió Maddie.
Benim oğlum ciğeri beş para etmez değil, o benim biricik hazinem!
Vamos a entregarlas juntas.
Evet, ama bu ona tuzak kuranın onu yakalayacağını garanti etmez.
Sí, pero no garantiza que el que lo incriminó lo atrape.
Rekorlar bir bok ifade etmez!
¡ Los récords no significan nada!
Okyanus sana yardım etmez, kendin edeceksin.
El océano no te ayuda. Ayúdate tú misma.
# Ama bu etmez tarif seni #
# Pero esto no te define #
- Bir Beatles etmez.
Oye, no son exatamente Los Beatles, ¿ o si?
Sıcaklığı yavaş yavaş artırınca kurbağa fark etmez hani.
Subes la temperatura poco a poco y el sapo no se da cuenta.
Elbiseler birinin cinselliğini ifade etmez.
La ropa no es sinónimo de orientación sexual.
Charlotte ile tahrip edici birkaç ay geçirdiğinizi biliyorum ama haftada 100 saat çalışman, bunu atlatmana yardım etmez.
Sé que Charlotte y tú pasaron unos meses devastadores pero facturar 100 horas a las semana no te ayudará a superarlo.
Şirkete ortak olmana da yaramaz. Karını da mutlu etmez.
No te ayudara a ser socio ni mantendrá feliz a tu esposa.
Bu veya başka hastane olması fark etmez.
No importa si es a este hospital u otro.
Fark etmez.
Es irrelevante.
- Koçum ben. Ama kaleni yerle bir eder etmez buraların kralı ben olacağım Moran bey.
Pero seré el rey en cuanto tome su castillo, señor Moran.
Hiç şikayet etmez.
No se queja.
Doğru ya da yanlış, fark etmez çünkü hayat gelişmeye devam ediyor.
" Buenas o malas, no importa porque la vida sigue adelante.
- Evet, bir randevum var ama seni alâkâdar etmez, Bayan Cora.
- Sí, tengo una cita aunque no sea asunto suyo, Sra. Cora.
- Fark etmez mi?
- ¿ Lo que sea?
Fark etmez.
No importa.
Olur, fark etmez.
Seguro, no tengo problema.
Duasini da eksik etmez.
Le encanta la misa.
Iyi içiyorsun ama askerligin bes para etmez.
Es buen bebedor, pero no, buen soldado.
Bizi orada kimse rahatsız etmez.
Nadie nos molestará allí.