Eve gidemem translate Spanish
212 parallel translation
Eve gidemem.
No puedo ir a casa.
- Ama eve gidemem.
No puedo ir a casa.
- Olanlardan sonra eve gidemem.
No puedo volver después de lo que pasó.
Bilmiyorum, emirler böyle. Ama eve gidemem.
No sé, órdenes.
Eve gidemem.
No puedo volver.
Eve gidemem.
No puedo irme a casa.
- Hayır, lütfen, eve gidemem.
- No, por favor, no puedo irme a casa.
Eve gidemem!
¡ No puedo ir a casa!
Eve gidemem.
- No puedo ir a casa.
Baba, eve gidemem?
¿ Podemos ir a casa'?
- Ben henüz eve gidemem.
- Todavía no podemos ir a tu casa.
Eve gidemem...
Quiero decir, no puedo ir a casa.
Eve gidemem.
No puedo ir a mi casa.
- Taksiyle eve gidemem.
- No subiré a un taxi sola.
Eve gidemem.
No puedo irme a mi casa.
Sazan uyuyana kadar eve gidemem.
No puedo ir a casa hasta que la carpa se duerma.
Eve gidemem.
No puedo volver a casa.
- Beni eve götür. - Eve gidemem.
No puedo ir a casa...
Eve gidemem.
No puedo ir a casa...
- Evet... eve gidemem.
No puedo irme a casa...
Eve gidemem o adamın neden beni öldürmeye çalıştığını öğrenene kadar. Tuzağa düşürüldüm!
No me puedo ir a casa sin saber por qué trataron de matarme.
Eve gidemem. İşe de gidemem.
No puedo irme a casa ni al trabajo.
Anlıyorum, artık eve gidemem... ama teselli ikramiyesi olarak, Aşağı'nın eski onursal derecelerini mi layık buldunuz bana?
Ya veo, no consigo irme a casa pero como premio de consolación, me han incluido... en una arcaica lista honorífica del subsuelo.
Daha eve gidemem.
No puedo ir a casa.
Okulun bitişi ve eve dönüş saatime kadar eve gidemem.
No puedo regresar hasta que terminen las clases y pase el tiempo que tardo en volver.
Büyük ihtimalle, şu an sinirden çatlıyordur, yani, artık eve gidemem.
Debe estar dándole un ataque mientras hablamos, así que no puedo volver a casa.
Artık eve gidemem.
Instálate en mi hotel.
Bir araba dolusu çırıl çıplak insanla eve gidemem.
Yo no voy a manejar hasta mi casa con el auto lleno de personas desnudas.
Eve gidemem, ailem arkadaşımda kaldığımı sanıyorlar.
No puedo ir a casa ahora, mis... Mis padres creen que estoy en la de una amiga.
Eve gidemem, çünkü Bayan Lewton'dan sonra beni aramaya başladılar.
no puedo ir a casa, por que despues de la srta Lewton Me estan buscando.
Eve gidemem.
No debo ir a casa ahora.
Bilmiyorum, eve gidemem.
No sé, no puedo volver a casa.
Babam gerçeği öğrenene kadar eve gidemem.
Papá tiene que saber la verdad.
Eve gidemem. Evden dışarı atıldım.
Yo no puedo ir a casa, me han echado.
- Eve gidemem!
- No puedo ir a casa.
Sana birşey söylemeliyim, ama eğer söylersem birdaha eve gidemem.
Quiero decirte algo... Pero si lo hago, no puedo volver a casa.
- Hayır, eve gidemem!
- ¿ Por qué?
- Eve bu şekilde gidemem.
- No puedo ir a la casa así.
Eve kadar hayatta gidemem.
Nunca llegaré a la casa.
Eve bile gidemem şimdi.
Ni siquiera puedo irme a casa ahora.
Eve boş elle gidemem.
No puedo regresar a casa con las manos vacías.
- Eve gidemem.
No puedo.
Kilitli değildi ve şu anda eve gidemem.
No estaba cerrado.
Eve falan gidemem.
No puedo volver manejando a casa, mierda.
"Eve gitmek istiyorum ama gidemem"
Querré volver pero no podré.
Eve bu şekilde gidemem.
No puedo irme a casa así.
Hayır, bence eve dönme vaktin geldi ya da her nereye gidiyorsan. - Gidemem.
No, yo creo que es hora de que fue a su casa o donde se que ibas.
Eve, anneme böyle gidemem.
Así no puedo ir a casa con mi mamá.
Her gün eve hayaları patlamış kafası kırılmış biriyle gidemem
No puede seguir destrozando huevos y cabezas.
Eve de gidemem.
Tampoco puedo volver a casa.
- Ama eve gidemem.
Pero no puedo ir a casa.
gidemem 170
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153