Evime translate Spanish
8,467 parallel translation
Benim evime geleceksin.
Tendrás que venir a mi casa.
Evime geldin.
Entraste en mi casa.
Trey, sabahına erkenden evime geldi.
Trey apareció en mi casa muy temprano al día siguiente.
Artık buradan çıkıp evime gitmeye ne dersin?
¿ Qué dices si nos largamos y vamos a mi casa?
Evime geldik.
Esta es mi casa.
Postalarimin artik evime gitmesini istemiyorum.
No quiero recibir mi correo en mi casa nunca más.
Yani şu an için tamamen faydasızsın ve dolayısıyla öğleden sonra evime gelmemen için mazeretin yok.
Así que, por el momento, eres completamente inútil y por lo tanto no tienes excusa para no venir a mi casa esta tarde.
Provadan sonra beni evime kadar götürdü.
Entonces, después de ensayar, él me llevó a casa.
Evime canlı bir ayı koydu.
Puso un oso vivo en mi casa.
Seni rehabilitasyona sokmak için binlerce dolar ödedim ve evime çift ipotek koydum.
Yo pagué miles para ponerte en rehabilitación. Hipotequé mi casa.
Benim evime gidelim ki sana göz kulak olabileyim.
Muy bien, creo que debiéramos regresar a mi sitio. Así puedo vigilarte.
Evime gelme!
¡ No vuelvas a mi casa!
- Evet ama ya evime giderlerse?
Sí, pero ¿ y si fueron a la casa?
- Evime girmeye cüret mi ediyorsun?
¿ Te atreves a entrar en mi hogar?
Yakında seni evime geri almam için bana yalvaracaksın.
Muy pronto, me rogarás que te lleve a mi hogar.
Sakın ola kendi evime gelip de beni tehdit etmeye kalkmayınız.
No te atrevas a entrar a mi casa y amenazarme.
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra evime tek bir amaçla döndüm. Şehrimi kurtarmak.
Después de cinco años en el infierno, he vuelto a casa con un solo objetivo... salvar a mi ciudad.
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra evime tek bir amaçla döndüm. Şehrimi kurtarmak.
Después de cinco años en el infierno, he vuelto a casa con un solo objetivo, salvar a mi ciudad.
Noel'de evime gelmişti.
¡ Ese tipo vino a mi casa en Navidad!
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra evime tek bir amaçla döndüm. Şehrimi kurtarmak.
Después de cinco años en el infierno, he vuelto a casa con un único objetivo... salvar mi ciudad.
Evime gelmekten vazgeç.
Deja de venir a mi casa.
Onu içeri davet ettim.Evime.
La dejé entrar. En mi casa.
Manfredi Anacleti evime gelip oğlumu kaçırdı.
Manfredi Anacleti vino a casa y secuestró a mi hijo.
Onları öldürdü.Böylece kimse onun başarısız olduğunu bilemeyecekti. Cinayetlerin üstünü örtmek için ona yardım etmeyince, evime geldi ve beni tutup boğazımdan aşağı bir şişe siyanür boşalttı.
Los asesino para que el mundo no supiera de su fracaso, y cuando no le ayude a encubrir los asesinatos, vino a mi departamento y me retuvo...
Hayatımı mahvetmekle kalmayıp evime gelip bir de Top Chef gecemi berbat ediyorsunuz. Ne biçim canavarlarsınız siz? Dur, benimkini de al bari.
¿ Y no solo arruinasteis mi vida, sino que además ahora aparecéis en mi casa y me arruináis la noche de Top Chef también? ¡ Qué clase de monstruos sois! Espera, el mío, mío, mío mío, mío, mío, mío.
Evime telefon edip karımı kızımız Janet olduğuna inandırdın.
Llamaste a mi casa y le hiciste creer a mi mujer que eras nuestra hija Janet.
Evime gelip bana silah mı çekiyorsun?
¿ Vienes a mi casa y me apuntas con un arma?
Evime gidiyorum.
Me voy a casa. No puedo.
Bu orospuları evime sokma demiştim!
Te dije que alejaras a estas putas de mi casa.
Kaltak evime gelmiş, ne arama emri var ne bir şeyi karımı, çocuklarımı rahatsız ediyor.
La perra entra en mi casa, sin orden judicial, nada de nada, acosa a mi esposa, a mis hijos.
O evime keser kadar kıçının üzerinde oturmak. Ve tanrı bana ne bilir ki?
Usted se sienta en la espalda hasta que invaden mi casa y hacer Dios sabe lo que a mí?
Biz evime giderim.
Vamos a ir a mi casa.
Dave, adam evime girdi.
Entró a mi casa, Dave.
Kevin, sen benim evime gelmiştin.
Kevin, has estado en mi casa. Conoces a Christy.
- Benim evime olmaz.
- No es mío.
- Evime para mı sakladın? - Hayır. Hayır dedim.
- ¿ Escondiste dinero en mi casa?
- Evime geliyorsun... Gizemli bir şekilde merdivenlerin dibinde dikiliyorsun. Ve sonra bebeğim hakkında kimsenin bilmesi imkansız şeyler söylüyorsun.
- Vienes a mi casa, te paras al lado de mi escalera de forma misteriosa, y luego dices algo sobre mi bebe, algo que no tienes forma de saber, y luego vienes aquí esta noche, y me dices que lo que me está atemorizando,
Evime uğramam gerek, işten önce halletmem gereken çok şey var.
Tengo que solucionar unas cosas antes de ir a trabajar.
Yolda soylu bir aileyi öldürüp, benim evime geliyorsun.
Asesináis a una familia noble en el camino, ¿ y luego venís a mi casa?
Evime gelip eğer bunu yapmazsak çocuklarımın ve dünyadaki diğer bütün çocukların ne zaman öleceğini söyledin.
Viniste a mi casa y pronunciaste una sentencia de muerte sobre mis hijos, y sobre todos los niños del mundo, en 50 años, si no hacíamos esto.
Seni evime getirdim ve bana yalan söyledin.
Te llevé a mi casa y me mentiste.
Retro Girl'ü evime getirdiğini mi söyleyecektin?
¿ Que trajiste a Retro Girl a mi casa?
Bunun tuhaf görünmesini istemem ama belki evime akşam yemeği için gelebilir misiniz?
No quiero que me crea extraña... ¿ quiere venir a cenar a mi casa?
Güzel, geri kalanını evime götürmemde bir sakınca var mı?
No debo. Bien, entonces no te ofenderá cuando me lleve la botella a casa.
Evime geldin ve bir anda bana bağırmaya başladın.
¡ Vale, acabas de venir a mi casa y empiezas a gritarme!
Evime gitmediğini söyle lütfen.
Solo dime que no has ido a mi casa.
Bu şerefsiz ben yokken evime girmiş.
¡ Este hijo de puta estuvo en mi casa mientras no estaba!
Gelecek ay evime "Mata ki Chowki" alacağım.
Tengo un'Mata ki Chowki'( ritual ) el proximo mes
Bu ağzı bozukluğu benim evime nasıl getirirsin?
¿ ¡ Cómo se atreve a traer esta repugnante blasfemia a mi casa! ?
Bilirsin işte, bir süre orada uyuduk. Ondan sonra tatilleri birlikte geçirdik. O benim evime geldi, ben onun ailesiyle tanıştım.
Y seguimos juntos durante las vacaciones y vino a mi casa y conocí a sus padres y todo iba bien, era como si finalmente tuviéramos lo que no tuvimos la vez anterior.
Bir hevesle onları benim evime bıraktın.
Las dejas en mi casa por un capricho.