Evita translate Spanish
1,516 parallel translation
Kışın donmayı engeller.
Evita que se congele en invierno.
İşin sırrı burada.
Evita que se apelmace.
Git buradan.
De acuerdo. Evita mi vistazo, amigo.
Elin Mr. Carlson'ın kanamasını durduruyor.
Tu mano evita que el señor Carlson se desangre.
Kemo bağışıklığını kırmadan, enfeksiyonlara dikkat etmelisin. Ellerini yıka, yemeklere dikkat et ve yaralanmadan kaçın.
La quimio afecta al sistema inmunológico y tendrás que tener cuidado con las infecciones, así que lávate las manos con frecuencia, que la comida caliente esté caliente, que la fría esté fría, evita cualquier situación en la que puedas cortarte, y a menos que
Kızamık, su çiçeği gibi tüm çocuk hastalıklarının bulaşmasına karşı temkinli ol.
hayas tenido todas las enfermedades infantiles, sarampión, escarlatina, paperas, evita a cualquier niño que haya podido estar expuesto a ellas.
Nemin yerde kurumasını durduruyor.
Evita que la humedad se seque en el suelo.
Yüzeysel şeylerden kaçınmanı, durumun karmaşıklığını anlatmanı istiyorum.
Evita todas esas cosas superficiales y entra en... la complejidad de la situación.
Trafik cezaları yüzünden dava açan insanlar bu sayede elenmiş oluyor. Niye sordun?
Eso evita que la gente vaya a juicio por multas de tráfico, ¿ por qué?
fakat bu onu gerçeklerden korumaz ki.
Pero eso no evita que el dolor sea real.
Tony'nin yüzünü öyle görmeye dayanamıyor, biliyorum.
Aún lo proteges. Sé que evita a Tony porque no puede soportar verlo así.
Enfeksiyonu temizliyor.
Evita la infección.
- Beni durdurabilecek bir şey var mı?
- ¿ Qué evita que me vaya?
Kişi yalan söylüyorsa göz kontağından kaçınır.
El mentiroso evita el contacto visual directo.
Ödeyince patlamayacaksa, ben de öderim.
Si pagando se evita la explosión, lo haré.
Evet ama bu daha fazla vermenize engel değil, Eşinizin adı altında verebilirsiniz, çocuklarınız adına, eğer kendi adlarına hesapları varsa.. Evet
Sí, pero eso no evita que done más a nombre de su esposa de sus hijos, si tienen cuentas separadas... sí.
House normalde vakalardan kaçar.
House usualmente evita casos.
16 yaşında araba kullanmasına izin vermek gibi sorunları bir kenara bırak.
Evita esos delicados asuntos paternales...
İnsanları kendi şeylerinden uzak tutuyor, aileleri utanmaktan uzak tutuyor, ve beni tüm öğleden sonra boyunca kukumdan konuşmaktan uzak tutuyor..
Mantiene a la gente en sitio evita que los padres sean humillados y evita que yo tenga que pasar la tarde hablando sobre mi "cosa".
Ha bu arada, Laguerta'dan uzak dur ve Kaptan Matthews ile konuş.
Mientras tanto, evita a Laguerta y habla con el capitán Matthews.
- Vegas Hayvan Koruma için köpek ve kedilerin uyutulmasına karşı mücadele edip yeni evler bulan bir kurum.
- Es para Rescate de Animales... una organización que evita que maten a perros y gatos... y les busca nuevos hogares.
Boğa, büyükbaba Sipmson'a saldırıyor. Ustaca bir hamleyle boğadan kaçıyor. Bu adamın hiç korkusu yok.
El toro se acerca al abuelo Simpson y él lo evita con una Verónica este hombre mayor no tiene miedo...
Bu hem adil olur, hem de bağırmamı engeller.
Es cortés y evita que tenga que gritar.
Şehvet tetikleyicilerinden kaçın.
Evita los provocadores de lujuria.
Ve hala alyansını takıyorsun, yakınına bir erkeğin yaklaşmasını önlemek için.
Y aún usas la alianza. Eso evita que cualquier muchacho se te acerque.
Omzum çıkmıştı ve arada bir yeniden çıkıyor.
Me disloqué el hombro. Evita que se salga de lugar. ¿ Qué creyó?
Bu koloni burnun, rüzgardan korunan tarafında ve bu da okyanus akıntılarının buzu kırmasını engelliyor.
Ésta colonia esta en una punta que no recibe mucho viento, y eso evita que el hielo se rompa por corrientes oceánicas.
Nefsine hakim ol.
Así que evita las tentaciones.
Bu adil, ve bağırmanı engeller.
Es cortés y evita que yo grite.
Ama hava saldırılarına başlama oldu mu?
Pero evita los ataques aéreos.
Fantazi bölümünün bitimine doğru cinsel ilişkinin gerçekleştiği sahnede,... kadın da adamı yok sayar.
Al fin del episodio fantasmático, cuando llegamos al acto sexual, una vez más la mujer evita al héroe.
Şunuda unutmayın, güvenlik odasının açılmasını Önleyen zaman kilidini aktive edilmiştir,
Por favor noten... que ha activado la cerradura de tiempo, lo que evita que la caja fuerte pueda ser abierta.
Çürümeyi engeller.
Evita que las cosas se descompongan.
Hayatının geri kalanı merak etmekle geçsin.
Evita todo contacto, Vin. Déjalo con dudas por el resto de su vida.
Sana söylüyorum, adamım, tamamen benden kaçıyor.
Te lo estoy diciendo, viejo, me evita totalmente.
Uçağın kalkmasını engelle yeter.
Sólo evita que el avión despegue.
Özrü kendine sakla.
Evita la disculpa.
Yüce İsa, bana çamaşır paramı Nicole'ün yerinde harcamamam için güç ver!
Querido Jesús, por favor evita que gaste el dinero de la lavandería en las máquinas tragamonedas de la estación de gasolina.
Bunların ne olduğunu bulmaktan kimse beni alıkoyamaz.
Eso no evita que yo quiera saber cuáles son.
Lütfen bundan olabildiğince az söz et.
Por favor, evita las referencias de comida.
Cinsel yakınlıktan kaçınmanın sebebi.... -... kontrolü teslim etmek istememen. - Ama kontrolümü teslim ettim.
El motivo por el cual evita sexo ó intimidad... es porque usted no quiere ser controlado.
Bloktan yararlanıyor.
El evita el bloqueo.
"Bugünün işini yarına bırakma" derler.
Dicen que una puntada a tiempo evita nueve.
"Özür dilerim" hapse girmemi ya da Rita'nın öldürülmesini engellemez.
"Lo siento" no me mantiene fuera de la cárcel o evita que Rita sea asesinada.
O zaman kemerlerden uzak durun.
Entonces evita los arcos.
Birlikte olmak istediğimiz insanların kaçtığı insanlar olduk.
Somos las personas que evita la gente con la que queremos estar.
Gerçekten kıvrımları hallediyor.
En verdad evita que el pelo se erice.
Sınıf arkadaşlarına alay konusu olmamak için başını aşağıda tutuyorsun.
Mantener baja la cabeza evita las bromas de tus compañeros.
Tamamıyla vakit kaybı ve bununla uğraşmanı engelliyor.
Es una total pérdida de tiempo. Y evita que tengas que lidiar con esto.
Ayrıca, babanla ilgili çok sorunun var. Bir striptizci olmanı engelleyen tek şey o tuhaf benin.
Además, tienes tantos problemas sin resolver con tu padre, que lo único que evita que seas desnudista es tu extraño lunar.
Bu o kadar aşikar ki, tüm kuşkuları ortadan kaldırır.
Es tan obvio que evita la sospecha.