Fahrenheit translate Spanish
126 parallel translation
Yüzyıllardan bu yana kaynayan sülfür eminim... şimdiye dek 800 Fahrenheit dereceyi geçmiştir. - Kesinlikle.
Pero a lo largo de los siglos siguientes la temperatura del azufre fue subiendo... hasta los 430 grados de ahora, según creo.
Dereceyle ölçülmeyen, ama yaşayan herkesin hayati organlarındaki sıcaklığı alıp götüren bir soğukluk.
Frío que no tiene que ver con los grados Fahrenheit, sino con una escapada de calor desde los centros vitales del ser.
Buranın ısısı 84 derece Fahrenheit olsa gerek, tatlım.
Estamos a más de 20º.
Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.
Oskar Werner y Julie Christie en Fahrenheit 451.
Oh, Fahrenheit 451.
Ah, Fahrenheit 451.
Fahrenheit 451 kitap kağıdının yanmaya başlama sıcaklığıdır.
Fahrenheit 451 es la temperatura... a la que las hojas de los libros se prenden y arden.
Fahrenheit olarak, tabii.
Fahrenheit, por supuesto.
"Sleigh", "stein", "fahrenheit".
Bombero.
Ya da "height"'te olduğu gibi "i". "Sleigh", "stein", "fahrenheit".
Bombero.
Biliyor musunuz, ısı 109 derece Fahrenheit'a çıktı.
La temperatura subió a 43 grados.
O gün, Perşembe günü, dışarıda sıcaklık 109 derece Fahrenheit'a çıktı.
Ese día, ese jueves, hacía 43 grados afuera.
Burada sıcaklık 94.7 Fahrenheit nem oranı % 82.
La temperatura es de 94.7 g. Fahrenheit, La humedad 82 %
Sıcaklık, 380 derece santigrat, 900 derece fahrenheit. En sıcak ev fırınından daha sıcak.
La temperatura es de 380 ° C o sea, 900 ° F. Es más caliente que el horno casero más caliente.
Sıcaklık 5 dereceye yükseliyor.
La temperatura sube hasta 41 ° Fahrenheit.
- Burada hala Fahrenheit geçerli.
- Aún usamos Fahrenheit aquí.
Her neyse, yazarın dediği gibi : "Kağıt, Fahrenheit 451 derecede tutuşur.s"
De todos modos, el papel se quema a 230 grados centígrados.
Bir dakikadan kısa bir süre sonra 1 milyon kişi 10,000 Fahrenheit'a maruz kalacak.
Un millón de personas se encontrarán a 10.000 grados Fahrenheit en menos de un segundo.
Tek yaptığımız, sıcaklığı 5º Fahrenheit'a düşürmekti.
Lo único que hicimos fue disminuir la temperatura 3 ° C.
Ölçümün hatalı olup olmadığını bilmiyorum, ama termometre vücut ısısını 15 derece Fahrenheit gösteriyordu.
No sé si la lectura era precisa, pero decía que el cuerpo estaba a - 9 ° C.
Taşıyıcı "bir itfaiyeci" saldırıya uğradığı anda vücut sıcaklığı 98.6 Fahrenheit'ın üstüne çıktı.
La invasión de un organismo receptor, el bombero y un ambiente que subió la temperatura de su cuerpo a 98,6.
İç sıcaklığını 33 Fahrenhayt derecede tutuyor.
Mantiene una temperatura interior de 33 ° Fahrenheit.
İç sıcaklık yükseliyor, 40 F.
La temperatura interior está aumentando, 44 ° Fahrenheit.
Sıcaklık - yer 1700 derece Fahrenheit.
Temperatura del suelo : 926 grados centígrados.
Fahrenayt mı Celcius mu?
¿ Fahrenheit o Celsius?
35 derecede tutabilmek için termostata ihtiyacım olacak.
Necesitaré un termostato separado para mantener la temperatura en mi cubiculo a 94º fahrenheit
Fahrenhayt mı santigrat mı?
¿ Fahrenheit o centigrados?
Isı eksi 45 derece.
Temperatura, - 50 ° Fahrenheit.
İç organları 180 ° Fahrenheit ısıya ulaştı.
Sus órganos internos alcanzaron los 82 ° C.
Bunu laboratuara götür. Kontrollü bir odada, 22 derecede bunu aç.
Ahora lleva esto al laboratorio en un espacio controlado, 72 grados Fahrenheit y ábrela.
Fahrenhayt ve Santigrat aynı şeyi ölçmek için iki birim.
Fahrenheit y Celsius, dos formas de medir la misma cosa.
Tabii dünyanın büyük kısmı Santigrat'ı kullanıyor, ama biz Amerikalılar yine de Fahrenhayt'a sımsıkı bağlıyız.
Por supuesto, casi todo el mundo está en Celsius, pero los estadounidenses seguimos desafiantemente comprometidos con Fahrenheit.
Warp motorları çalıştığında tost gibi kızarırız... Orada sıcaklık 300 derece civarında.
Parece una especie de tostadora cuando los conductos warp están activos unos 300 grados Fahrenheit.
Ateşi 39.1'e düştü. Şu 102-nokta-birşey.
Su fiebre bajó a 39.1, como 102 algo en Fahrenheit.
Atmosfer % 80 karbon dioksitten oluşuyor ve yüzey ısısı 420 ° Fahrenheit. ( ÇN : Bu da yaklaşık 215.5 ° C )
La atmósfera tiene un ochenta por ciento de CO2 y la temperatura en la superficie es de 215 grados.
Fahrenheit veya derece olarak
Empieze por farenheit o centigrado
Bu kaynak 2200 derecede yanar. Haydi açalım şu şeftali kutusunu.
Este soplete arde a 4,000 grados Fahrenheit así que rebanemos esta lata de conservas.
En sonunda sıcaklığın 451 fahrenheit olduğunu farkettim.
Y me di cuenta de que la temperatura era de 230º.
Vücudu küle çevirmek için sıcaklık, 700 ve 1000 derece arasında olmalı. Ve sonunda geriye 1 ilâ 3 kilo kül ve kemik parçacıkları kalır.
El fuego tiene que estar entre 1600 y 2000 grados Fahrenheit para que el cuerpo se reduzca a cenizas usualmente quedan más o menos entre cuatro y ocho libras de hueso, partículas y polvo.
Fahrenhayt ve Celsius olarak?
en grados "Fahrenheit y Celsius." Adelante, Max.
Fahrenheit, Şu 340'a baksana.
Fahrenheit, ese 340...
Fahrenheit, Eskort kız.
Fahrenheit, su muchacha de la escolta...
Walk'n, Fahrenheit...
Walk'n, Fahrenheit...
Tam arkandayım!
¿ Fahrenheit? Justo detrás suyo.
Fahrenheit, herşey yolunda mı?
Fahrenheit, ¿ todo bien?
Hazır mısın, Fahrenheit?
¿ Estás listo, Fahrenheit?
Kayak vinç operatörü. - 44 Fahrenheit.
Yo fui operadora de telesilla en Alberta, a seis grados bajo cero.
Vay, bu da nesi
Sí, que es esto, una reunión de Fahrenheit 9 en 1?
Phosgene, yalnızca 47 fahrenheit ve altında sabit kalıyor.
El fosgeno sólo permanece estable a 8 grados o menos.
Ortam sıcaklığı 14 derece civarında tutulmaktadır.
La temperatura ambiental es de 72 grados Fahrenheit, 22 grados centígrados.
En yüksek sıcaklık 17 derece.
Máxima 17 grados Fahrenheit. 6,4 pulgadas.
Fahrenheit?
¿ Qué quiere decir?