Falso translate Spanish
8,068 parallel translation
- Tenini iyi halletmişsin Donatella Versace.
Niza hornear falso, Donatella Versace.
Yanlış bir arkadaşa dürüst bir eleştriyi tercih ederim, Bontemps.
Preferiría a un crítico honesto que a un amigo falso, Bontemps.
Sahte tanrının kulları benim yeniçerilerimle boy ölçüşemez.
Los seguidores del falso profeta no son rival para mis jenízaros.
Abim sahte isimle üyelik açtı. "Todd Sağlamodun."
Mi hermano mayor se suscribió con un nombre falso. "Todd Thickstone".
Treville ve De Foix sahte delil göstererek...
Treville y De Foix, ambos dieron falso testimonio...
Bu hain arkadaşı öldürmeme ve hayatıma devam etmeme izin ver.
Deja que mate a este falso amigo y siga con mi vida.
Buradaki sahte Şaman'ına sor.
Preguntad a vuestro falso chamán.
- Bu sahte bir tıbbi kayıt mı? Evet.
- ¿ Este es un historial falso?
Sözleri taklit etmeye çalıştım hassaslığı da ama yanlıştı hepsi.
Intenté imitar las palabras... el sentimiento... pero todo era falso.
Aşama 2'ye başlama vakti oda çapında sahte arkadaşlar.
Comenzando fase dos : amigo falso al otro lado del salón.
Yalnızca Braxton-Hicks kasılmaları.
No estoy dando a luz. Solo es parto falso.
- Umarım Braxton-Hicks'e gitmeyiz..
- No era parto falso.
Westchester'da Fransız balkonlu bir salonu olan evini anlattı.
Me describe su casa en Westchester con un balcón falso en la sala.
Bu numara değil.
Esto no es falso.
♪ Hepsi sahketkâr, işte bu yüzden güvenmiyorum onlara ♪
# Todos ellos, y eso es falso, ¿ Por qué no me fio de ellos?
Öfkeni prodüksiyonun arkasında saklıyorsun, şu uyduruk sampleların ve yankıların arkasında saklıyorsun, kürkünün ve...
Te escondes detrás de la mezcla, detrás de ese culo falso y la reverberación... detrás de esa piel...
- Kiracı ismi sahte çıktı.
El nombre del alquiler es falso.
- Ne? Li, bunun doğru olmadığını söyle.
Li, dime que eso es falso.
Sizden istediğim tek bir şey var. O hile ve numara hırsızını o zavallı özenti sahtekârı bulduğunuzda silahınızın emniyeti kapalı olsun.
Les pido solo una cosa, cuando encuentre a este medio ladrón, ladrón de trucos, aspirante patético, falso, asegúrese de estar a salvo.
- Sahte bir isimle açılmış bir e-posta hesabı bulduk.
- Encontramos una cuenta de correo bajo un nombre falso.
Hayır. Kesinlikle doğru değil.
No, totalmente falso.
Fazla potasyum yersen forumdaki adam testin yanlış sonuç verebileceğini yazmış.
Estaba buscando un poco de material en línea, y supongo que si tienes demasiado Potasio, este tipo en un foro... dijo que te puede dar un falso positivo, y tome...
Beyaz atımla aniden saldırıya geçmeden önce telaş içinde Boyd'a yollayacaktım ki o da diken üstünde olsun.
Lo enviaré a Boyd hecho un manojo de nervios, a ver si consigo que dé... un paso en falso antes que me lo cepille en mi caballo blanco.
Sahte isim de kullanıyor. Bekle.
Y él está utilizando un nombre falso.
- Ama ya sahte isim?
- Pero ¿ qué pasa con su nombre falso?
Weiss'in Brooklyn'de farklı bir isim altında bir evi varmış.
Weiss tiene una casa en Brooklyn bajo un nombre falso.
Unutma, tek bir yanlış hareket yaparsan ölürsün.
Recuerda, un paso en falso y estás muerta. Diviértete.
- Aracının ismi sahte çıktı.
El nombre del intermediario resultó ser falso.
- Yanlış.
- Falso.
Haklısın, iki yüzlü eski dostum. Ama Jessica Jones'u tanıyorum.
Tienes razón, mi antiguo falso amigo, pero sí conozco a Jessica Jones.
Yanlış peygamberin müritleri yeniçerilerimin dengi değil.
Los seguidores de un falso profeta no son rivales para mis jenízaros.
Sahte pasaport, Hırvatistan kunaları.
Pasaporte falso, kunas croatas.
Tommy benim peşime düşerse diye sahte bir isimle seyahat etmem de onun fikriydi.
Lo falso nombre era su idea, en caso de Tommy miró para mí.
- Git başımızdan sahtekâr.
- Vete. Eres un falso.
Tek bir yanlış harekette şak diye kapı dışarı edilirsin.
Un movimiento en falso y zas, de patitas en la calle.
Sahte mi sanıyorsun?
¿ Crees que es falso?
Sahte de ondan.
Porque es falso.
Ve o at... sahte.
Y el caballo... falso.
Bir yanlışınızda...
Un solo movimiento en falso y...
İşdeki dosyasındaki her şey sahte.
Todo está en la ficha del trabajo, y todo es falso.
Peki ya Guam Üniversitesinden aldığın sahte diplomanı yaparken ne düşünüyordun?
¿ Y cuando te inventaste un falso grado de medicina por la universidad de Guam?
Bu ne be amına koyayım!
- Malditos vagos. - Maldito falso.
- Yanlış bir şey yapmam.
Sin pasos en falso.
Mükemmel falso veriyor. Çok güzel bir atış...
Un lanzamiento hermoso.
Bunu içersen güç testin pozitif çıkar.
Bebe esto, y la muestra revelará un falso positivo.
bu sikik bir isim.
Es un nombre falso.
Yanlış.
Falso.
Zoey'nin sahte Owen ile ili § kisi, 5 ay once ba $ ladi.
La relación de Zoey con el falso Owen comenzó hace cinco meses.
Gruner'in Melanie Vilkas'a yaptıklarının sahte olması çok olası değil.
No es probable que el resto de lo que Gruner le hizo a Melanie Vilkas fuera falso.
Doğru mu yanlış mı?
¿ Es cierto o es falso?
♪ Arama beni, mesaj yazma istemiyorum tartışmak ♪ ♪ Hepsi sahketkâr, işte bu yüzden güvenmiyorum onlara ♪
# Todos ellos, y eso es falso, ¿ Por qué no me fio de ellos?