Fark etmemişim translate Spanish
417 parallel translation
Fark etmemişim.
No me di cuenta.
Fark etmemişim.
No presté atención.
Ne kadar zor bir iş olduğunu daha önce fark etmemişim.
Nunca lo había pensado.
Nasıl da fark etmemişim.
Qué raro que no la haya notado.
Sanırım, nasıl göründüğünü fark etmemişim.
No te diste cuenta como me miraba.
Fark etmemişim.
Pensé que era más pequeño.
Üzgünüm, onun seni ne kadar etkilediğini fark etmemişim.
Lo siento. No me había dado cuenta de cómo te ha impresionado.
- Fark etmemişim bile.
- No me había dado cuenta.
Bunu düşürdüğümü fark etmemişim.
La extrañé mucho.
Özel hattın çaldığını fark etmemişim. Yoksa ben açardım.
No sabía que era la línea privada, si no habría contestado yo mismo.
Senin başka kadınlarla ilgilendiğini hiç fark etmemişim. Öyle mi?
No sabía que otras mujeres te interesaban tanto.
İkinizin bu kadar kötü olduğunuzu hiç fark etmemişim.
Nunca me dí cuenta de que ustedes dos eran así
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
No sabia que era tan tarde.
Katherine, geldiğini fark etmemişim.
Katherine, no te oí entrar.
Fark etmemişim.
No me he dado cuenta.
Enteresan, bu ağacı daha önce hiç fark etmemişim.
Por ejemplo, este abedul. Cada día he pasado por su lado, sin fijarme en él.
Geç olduğunu fark etmemişim.
No me he dado cuenta de la hora.
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
No sabía que era tarde.
Oraya giderim. Seni fark etmemişim.
He estado allí y no la he visto nunca.
Ben hep kibarmışım ama fark etmemişim.
He sido elegante toda la vida y no lo sabía.
Ne kadar uzaklaştığımı fark etmemişim.
No me di cuenta de lo lejos que estaba.
Baştan beri onunla çıkmak istediğimi fark etmemişim.
Siempre quise salir con él pero no me daba cuenta.
- O kadar olduğunu fark etmemişim.
- No parecen diez años.
Yeniden hamile olduğunu fark etmemişim.
No había notado que estuviera embarazada otra vez.
Doymak bilmez hırsıyla, vicdansız dar bir kafanın, akıllı adamla dolu bir ülkeyi nasıl mahvedebildiğini daha önce hiç fark etmemişim.
Nunca había visto con tanta claridad cómo una pequeña mente, unida a una ambición sin límites y a la falta de escrúpulos, puede destruir un país lleno de hombres sabios.
Fark etmemişim.
No me había dado cuenta.
- Bu kadar acıktığımı fark etmemişim.
No sabía que estuviera tan hambriento.
Tanrım, hiç fark etmemişim. Battaniye istemiyorum.
" Me gusta que haga frío.
Ama hiç fark etmemişim
Pero no lo sabia
Patron, senin bir uzman olduğunu fark etmemişim!
Maestro, nunca habría imaginado que fueses un experto en ese tema.
Hiç fark etmemişim.
Nunca lo he notado.
Her gün seninleyim ama fark etmemişim bile.
Vives con alguien todos los días y no te das cuenta.
Onu görmeye gittiğini fark etmemişim.
No sabía que hubieses ido a verle.
Bunu ne çok özlediğimi hiç fark etmemişim, Hollandalı.
No me acordaba de cuánto echaba esto de menos, Dutch.
- Kalmadı mı? Ben fark etmemişim.
No lo había notado.
Hadi ya, fark etmemişim.
No se me había ocurrido.
Eğer tuhaf davrandıysam bu senenin çok çabuk geçmesindendir. Ayrıca ilişkinizin ne kadar zamandır sürdüğünü fark etmemişim.
Yo... y si parecí extraño antes, es solo que este año ha pasado realmente rápido, y supongo que no me dí cuenta qué tan lejos estaban en su relación.
Hiç fark etmemişim ne kadar... yakışıklı olduğunu.
Nunca me había dado cuenta de lo guapo que eres.
Bilmiyorum. Müziği fark etmemişim.
No sé, reprobé apreciación de música.
Bunu bizim için yaptığını fark etmemişim.
Oh, ya veo. No me di cuenta que estaba haciendo por nosotros.
- Yok, fark etmemişim.
- No, no lo noté. Yo...
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim.
De algún modo, se me fue el tiempo.
- Fark etmemişim.
- No me di cuenta.
Bir fincan kahve umuyordum. Kapattığınızı fark etmemişim.
Quería tomar una taza de café, no sabía que estaba cerrando.
- Sizin çadırınız mı? Fark etmemişim.
- ¿ Ah, esta es su tienda, no?
Trenlere ilgin olduğunu fark etmemişim.
No tenía ni idea de que te interesaran los trenes.
İzlediğini fark etmemişim.
Oh, no, no me di cuenta -
Masaya dönmemiz lazım. Saatin geç olduğunu hiç fark etmemişim.
Volvamos a la mesa.
Ne kadar aç olduğumu fark etmemişim.
Vaya hambre que tenía.
Fark etmemişim.
- No.
Bu sabah o kadar hizli geldim ki, fark etmemisim bile.
Iba tan rápido esta mañana, que ni siquiera lo noté.
fark ettim 138
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24