Feminist translate Spanish
422 parallel translation
Yirmi yıl önce feminist hareketin en genç lideriydi.
Hace veinte años, ella era la líder más joven en el movimiento feminista.
Senden iyi feminist olur Alfie.
Serías una buena sufragista, Alfie.
Başrollerde, kadınların mutfaktan çıkmaması gerektiğini düşünen komiserinden sürekli fırça yiyen alkolik, huysuz ama sevecen bir üsteğmen ve feminist görüşlü genç, güzel ve cıvıl cıvıl bir kadın polis var.
Los personajes son un inspector malhumorado pero inofensivo... que siempre es presionado por el comisario... un detective obstinado que bebe y cree que las mujeres van en la cocina... y una mujer policía hermosa y brillante... con una postura feminista.
Sen bir feminist olarak, kadın üstünlüğü konusunda ne düşünüyorsun?
Tu eres feminista, ¿ Que piensas del matriarcado?
Alt katta oturan bir arkadaşı var. Margaret. Feminist türden.
Tiene una amiga, Margaret, una vecina liberación de la mujer...
O feminist hareket içinde oldukça etkilidir.
Sí, bueno, participa mucho en el movimiento feminista.
New York Columbia Üniversitesi'ndeki feminist grup bu yönde...
¿ De Columbia? ... ¡ Eso es un nido de reaccionarios!
İlk feminist cenaze merasimi olacak.
Los primeros funerales feministas.
Ben özellikle, Bayan Fletcher, kitabınızın ana temasına feminist bir üslup katabilmiş olmanıza çok sevindim.
Sra. Fletcher, me encantó el impulso feminista que le dio a su historia.
- Sadece bir avukat değil. Ayrıca Sierra Club, UNICEF'lede bağlantılı,..... ve samimi bir feminist.
El esta envuelto en el Sierra Club, UNICEF,....... y el es sinceramente feminista.
Feminist serseriler, hepsi aynıdır.
Todas son iguales.
Evet, bu kurabiyeler yada... feminist lezbiyenlerden konuşup konuşmadığımızlailgili.
Bueno, eso depende si somos donas parlantes, tonta. o feministas lesbianas negras.
Bu lanet bir feminist, annelik taktiği olmalı!
¡ Esto debe ser una especie de táctica de feminismo maternal!
Feminist prensiplerine ne oldu?
Tú y tus principios feministas.
- Feminist olana mı?
- ¿ La feminista?
Feminist mi?
¿ Una feminista?
Feminist Ransom konuşma süresini 6 dakika aşmış durumda.
Ella llevó 18 minutos. Se pasó 6 minutos.
Flint'in feminist radyo programının arkasındaki isim ve sunucuydu.
Había fundado y dirigido el primer show de radio feminista de Flint.
Feminist olduğumu.
Que soy una feminista.
Feminist nedir?
¿ Qué es ser feminista? Oh, venga.
Aslında okuduğum bir çok feminist felsefesine de katılıyorum.
De hecho, resulta que estoy de acuerdo con casi toda la filosofía feminista que he leido!
Yakın zamanda feminist şiir kitabı yayımladı.
Acaba de publicar un libro de poesía feminista.
Ben daha çok liberal, feminist şiirlere ilgi duyan tiplerdenim.
Soy más del tipo medioambiental y políticamente correcto... feminista, que lee poesía.
Bu kendi kariyerini kendisi yöneten bir kadın için feminist bir başarı mıdır?
Es un logro feminista que una mujer controle su carrera?
Burası feminist bültenlerini yazdırdığı yer.
Aquí imprime su gacetilla feminista semanal.
Kovulacağım, bir feminist kampında devriye olmak zorunda kalacağım.
El resto de mi vida voy a pasar como prisionero en un campo feminista!
Başkan, feminist seçmenlerin gözüne girsin diye buradasınız.
Las tienen para que las feministas voten por el Presidente.
Ben feminist oyları için buradaysam, sen hangi kesimi temsil ediyorsun?
Si a mí me tienen para las feministas, ¿ a quiénes representas tú?
Kapa çeneni, sapık domuz! Ateşli feminist! Kesin sutyenini de yakmışsındır sen.
- Callate estúpido cerdo sexista - oh una quema corpiños, una feminista
- Sen feminist misin?
- ¿ Eres feminista? No.
O Moğolistanlı feminist gibilerden hiç hoşlanmam. Tamam!
No como aquella de Mongolia con la que me enredaste.
Ve anti-feminist biri.
Y es un machista puerco.
Şimdi de feminist mi oldun?
¡ De pronto eres una feminista!
Ama o bir komünist, feminist idealist, materyalist bu yüzden onunla geçinememen normal.
Lo que ocurre es que ella es comunista, feminista idealista y materialista entonces es normal que no se entiendan.
Tek arzum Seri katil annenin hayatını... bu feminist kahramanın hak ettiği gibi... en saygın biçimde TV ekranında görmek.
Sólo espero poder interpretar la vida de Mamá Asesina... en la pantalla chica... con la dignidad... que esta heroína feminista merece.
Güven bana Kelly, bir feminist ve finans dünyasında bir lider olarak, söz veriyorum vitrin dekoru olmayacaksın.
Como feminista y líder en la comunidad financiera te prometo que no serás decorado de vidriera.
Neden bu ailedeki tek feminist hep ben oluyorum?
Por qué debo ser el unico feminista en esta familia.
Feminist bir bilinçaltı geliştirdin. Bunun anlamı her neyse.
Tienes a las feministas conciencudas quejándose sea lo que signifique eso.
Tüm sabah boyunca "Bayan Çıplak Feminist Pageant" burada
Toda la mañana, nuestro primer anual.
Bence bu bir feminist sorunu. Beyler?
Es un asunto feminista.
- Feminist sorunu, bence de.
- ¿ Asunto feminista? Estoy de acuerdo.
Ne sanıyorsun, onun evden çıkmaya çalışan bir feminist olduğunu mu?
¿ Qué crees que es? ¿ Una feminista tratando de salir de la casa?
Gittikçe büyüyen bir feminist ordusu eşitlik talebiyle... ülkeyi boydan boya katediyordu. Ama annelerimiz kendilerine kötü muamele eden... erkekleri için saçlarını süpürge etmeyi sürdürüyordu.
Un ejército de feministas marchaba por todo el país, exigiendo igualdad mientras nuestras mamás cocinaban y cuidaban a hombres violentos.
Bundan feminist olduğunuz sonucunu çıkarıyorum.
Supongo que Ud. es feminista.
Feminist propagandanı kesebilirsin.
¿ Por qué no cortas el rollo feminista?
Bayan D'Arcy sizin feminist olduğunuz sanırdım. Böyle yerleri sevmezsiniz.
Sra D'Arcy, pensé que siendo feminista, no le gustaría lugares como este.
Yağlar feminist bir konudur, David.
La gordura, David, es una cuestión feminista.
Al, sana nasıl feminist olduğumdan bahsetmiş miydim hiç?
Al ¿ Alguna vez te dije cómo me convertí en una feminista?
Sen de şimdi feminist mi oldun?
- Entonces, tu eres feminista?
Süper feminist, göz alıcı ve şeytani kostümlerdi.
" Rodado como si fuese un viaje a la manera de Spielberg..
Bir çeşit feminist serüveni, yer yer deneysel, tonlamada Saroyan'a yakın biraz Gide ve Clifford Odets'e içten bir gönderme. Son eserim.
¡ Oh, mi más reciente trabajo.