Fetüs translate Spanish
208 parallel translation
Fetüs çoktan ölmüş bile.
- No lo será. El feto está sin vida.
Onu fetüs korkutma odasına alın.
Llévela a la sala de asustar fetos.
Fetüs daha yüksek bir sakatlık ve zeka geriliği riski taşıyor.
El feto tiene altas probabilidades de retardo mental o deformidad.
Fetüs kürtajla alınsa bile, laboratuar analizi yapmak mümkün olacaktır.
Si se aborta el feto, el análisis del laboratorio sigue siendo posible.
Marcie'ye göre, fetüs üzerinde kötü bir etkisi varmış.
Marcie siente que es una mala influencia para el feto.
Edep yerlerini ancak örten küçücük pijamasıyla hep fetüs pozisyonunda yatar.
Adopta una posición fetal. Su camiseta es el único escudo de su pudor.
Fetüs pozisyonundan üç farklı şekilde öldürebilirim ama.
Pues bien, en la posición fetal Puedo matar en tres formas diferentes.
Güçlü olan fetüs diğerini emer ve tek çocuk olarak doğar.
El feto mas fuerte absorve al mas débil, y así nace como un solo individuo.
Senin durumunda fetüs tamamen emilmemişti ve ameliyatla çıkartıldı.
En tu caso... el feto no fue absorbido por completo... y tuvo que extraerse quirúrgicamente.
Sanırım emilen fetüs bir araçtı ya da çalınmış bir vücut.
Yo creo que el feto absorbido era solo un receptáculo.
Fetüs biçimindeydiler.
Tenian forma de feto.
Bir şekilde anormalliğin zaman enerjisi fetüs dokusunu daha erken bir döneme dönmeye zorladı.
La energía temporal de la anomalía revirtió el tejido fetal a una fase anterior de desarrollo.
Fetüs duruşunun paralel, bebeğin 4 kilonun altında olması.
Buena posición. Bebé de menos de 4 mil gramos.
O bir fetüs.
Es un feto.
Ya bir fetüsü kurtarmak için ellerinden geleni yaparlar fakat bu fetüs büyüyüp doktor olur ve onu öldürmek zorunda kalırlarsa ne olacak?
¿ Harían cualquier cosa para salvar la vida del feto pero si crece y se convierte en doctor ellos quizás deben matarlo?
Yeni soru ; Fetüs bir insan mıdır?
¿ Es el feto un ser humano?
Eğer fetüs bir insan ise nasıl oluyor da nüfus sayımında sayılmıyorlar?
Bueno, si el feto es un ser humano, ¿ por qué no lo cuentan en los censos?
Eğer fetüs bir insan ise nasıl oluyor da bir düşük gerçekleştiğinde fetüse cenaze düzenlenmiyor?
Si el feto es un ser humano, ¿ por qué cuando hay un aborto no les hacen un funeral?
Eğer fetüs bir insan ise neden insanlar "iki çocuğumuz var bir tane de yolda" yerine "üç çocuğumuz var" demiyorlar?
Si el feto es un ser humano, ¿ por qué la gente dice que tiene dos hijos y uno en camino, en vez de decir que tienen tres hijos?
Bazı tek hücreleri, fetüs bovin serumu içeren ortama koydum ve hücreler bölünmeye başladı.
Puse algunas de las células en un medio conteniendo suero bovino fetal. Y las células comenzaron a dividirse.
Rahibeler bu fetüs'ü çok sevecekler.
A estas monjas les encantan los fetos.
Çalıştım, çabaladım, hayatım boyunca idman yaptım Hiç biriyle çıkmadım, hiç içmedim, hiç bira almadım, Fetüs dönemimden beri şınav çekerim, Dünya'nın çevresinin yarısını koştum.
Entrené, trabajé, ejercité toda mi vida... nunca tuve una cita, nunca bebí, nunca tomé cerveza... hacía flexiones cuando era feto, volé alrededor del mundo... todos los que conozco están aquí, la pistola disparó...
Fetüs rahimden atılmış.
El feto ha salido del útero.
Fetüs ekranı, bebek ısıtıcı.
Kit de nacimiento a la llegada, monitor fetal y colchón calentador.
Ancak gelişme sürecinde, fetüs, testestorana direnmiş ve...
Durante el desarrollo, el tejido fetal fue resistente a la testosterona.
# Ufak fetüs, orada mısın?
¿ Estás ahí, pequeño feto?
— Anladım, öyleyse fetüs...
- Ya veo, asi que el feto tiene...
Bu şeyin bir fetüs olduğunu söylediğini düşünmüştüm.
Pensé que había dicho que esto era un feto.
Aklını mı kaçırdın? Sen merak etme doğmamış fetüs çocuk.
Destruir, destruir.
Fetüs, fallop tüpünde, rahimde değil.
Pero el feto está en la trompa de Falopio, no en el útero.
- Fetüs kaç aylık?
- ¿ De cuánto tiempo?
Görünüşe göre fetüs yedi haftalık ve durumu gayet iyi görünüyor.
El feto tiene más o menos siete semanas y está muy bien.
Fetüs'ün gen haritasını göster.
Proyecte el genoma fetal.
Bir fetüs, yedi-sekiz haftalık.
Presencia de un feto, de entre siete y ocho semanas.
Kanunen fetüs insan sayılmıyor.
De acuerdo con la ley, un feto no es una persona.
Anneniz, klonlanmış 24 fetüs grubundan birisi.
Su madre fue una de un lote de 24 fetos clonados.
Eğer bu Crichton'un çocuğuysa, onun fetüs DNA'sından solucan delikleriyle ilgili babasının bildiği her şeyi öğrenebiliriz.
Si es el hijo de Crichton, podríamos aprender todo lo que sabe de los agujeros de su ADN fetal
Eğer fetüs ölürse sizler de ölürsünüz.
Si el feto muere, entonces los dos moriréis
Bundan dolayı, fetüs zayıflayacak.
Por lo tanto, el feto se desestabilizará
Kliniğimde mükemmel bir üretim alanıdır. Tek bir hücreden genetik bir fetüs yaratılabilir. Fetüs gelişir ve tekrar doğar.
Mi clínica a perfeccionado el procedimiento en que una célula puede ser empleada para crear un feto genéticamente idéntico... un feto que podría llegar a término, y efectivamente, ser renacido.
- Hayır, fetüs.
- No, de tu feto.
Geçen gece bir fetüs kafanı kopardı.
¡ Anoche fuiste decapitado por un feto!
Bir fetüs de olabilir, bir maket bebek de.
Bueno, puede haber sido un feto... Puede haber sido un bebé de gelatina.
O zamana kadar fetüs benzetmesi yapmam bir işe yaramazdı.
Pero ya había terminado la comparación para ese entonces. ¡ Por el amor de Dios!
- Elinde baltasıyla bir fetüs mü?
- ¿ Un feto armado con un hacha?
Tanrım, fetüs mu varmış?
Dios mío, ¿ es un feto?
"Bebek" dememen gerekiyor. "Hamilelik" veya "fetüs" demelisin.
No puedes decir bebé, tienes que decir embarazo o feto.
Eğer tekmeleyip çekiştirecek bir fetüssem... Fetüs böyle yapar...
Soy un feto que baja para patear y estirarse, es lo que hacen...
Fetüs monitörünü getir.
- Ponle un monitor fetal.
- Bir maket bebekle fetüs arasında bir fark yoktur.
- Que no existe un área gris entre un feto y un bebé de gelatina.
Gece olunca elinde baltasıyla bir fetüs çıkageliyor.
Bueno, hay un feto con un hacha.