Finlandiya translate Spanish
450 parallel translation
Fakat... Finlandiya demiryolu istasyonu dışında.
Pero... fuera de la estación de Finlandia...
- Finlandiya ile savaş hakkında mı?
- ¿ Guerra con Finlandia?
Finlandiya'da donarak ölmeden önce çok işine yararlar.
Causarían sensación en Finlandia, antes de que murieras congelada.
Finlandiya?
¿ Finlandesa?
- Daha modern ve eğitimli olsaydın, İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde bir kadın çocuk bakamaycak durumdaysa, ne yaptıklarını bilirdin. Ne yapıyorlar biliyor musun?
- Si tu fueses más culta y moderna, sabrías que hay países como Suecia y Finlandia donde la mujer que no puede mantener un hijo... ¿ sabes qué hace?
Finlandiya'dan gelen tatlı su balığı.
Es un pescado fresco importado de Finlandia.
Buzdolabı "Rozenlev"... Finlandiya'dan, iyidir ve takdirname.
Un refrigerador "Rozenlev", finlandés...
Finlandiya'ya hoş geldin.
Bienvenido a Finlandia.
Finlandiya Havayolları?
¿ Finnair?
Finlandiya polisi, Doktor Kaarna'nın katilini arıyor.
La policía finlandesa está buscando al asesino del Dr. Kaarna.
Finlandiya polisi seni yakalarsa, kısa süre içerisinde, listeden adın silinecektir.
Si la policía lo cree oportuno, estará usted fuera de la lista de votantes por algún tiempo.
Bütün çarpışma araçları, Finlandiya'ya vardığımızda hazır olmalı.
Todos los vehículos de combate en la Finlandia deben estar listo cuando nosotros lleguemos.
Leo Newbigen'i bul ve bana Finlandiya'ya getir.
Encuentre a Leo Newbigen. Tráigamelo a Finlandia.
Finlandiya : Kadınlar saunasında bıçaklanarak öldürüldü, efendim...
Finlandia - acuchillado hasta morir en un sauna para damas, señor.
Eğer paramızı devlet tahviline yatırırsak belki birkaç bin ruble artırabiliriz, böylelikle Finlandiya'da bir yazlık satın alabiliriz.
Si el dinero obtenido con su venta fuera invertido en papel del Estado, podríamos obtener de un cuatro a un cinco por ciento, incluso podría conseguirse algún sobrante de varios millones de rublos, que nos permitirían comprar una dacha en Finlandia.
- Finlandiya'da bir yazlık satın alırız.
- Y comprar una dacha en Finlandia.
- Hayır, bırak Finlandiya'yı.
- No lo de Finlandia.
Neden bizi Finlandiya'ya göndermiyorsunuz?
¿ Por qué no nos envía a Finlandia?
Herif Finlandiya cephesi karlarında donuyorken karısı alay baytarıyla işi pişiriyormuş.
Cuando él, como se dice, se atrincheraba en las nieves, su esposa estuvo de juerga con el veterinario del regimiento.
Tea, çam kokulu altın saçları, ve Finlandiya ormanları derinliğinde, kobalt rengi gözleriyle tam bir "Karelian" tanrıçası.
Taya es una diosa. Su cabello dorado huele a pino. Sus ojos son lagos de los bosques de Finlandia.
Finlandiya ormanları derinliğinde kobalt rengi gözleri olan kişi.
La de los ojos color cobalto, que son lagos de los bosques de Finlandia.
Hitler ilk başta buna inanmasa da Rusların Finlandiya seferinde başarısız olması üzerine gelen rapoarların doğruluğuna ikna olmuştu.
Él, en primer lugar, se mostró escéptico, pero cuando los rusos atacaron Los finlandeses no han tenido éxito y se convenció de que era realmente cierto.
Molotov ekleyerek, "Bu soruyu Finlandiya'ya karşı takındığınız tavır nedeniyle sordum."
Y Molotov, dijo : " Sí le pido que debido a los finlandeses.
"Finlandiya'ya heyetler gönderiyor aynı zamanda onları Almanya'ya davet ediyorsunuz." " Finliler tehlikeli insanlardır.
Invita a la gente de Finlandia y lo envía en misiones y los finlandeses son personas muy peligrosas.
"Finlandiya'ya karşı savaşı sürdürmek istiyorsunuz ancak bu durum sözkonusu bile olamaz. Anlıyor musun? Mümkün değil!"
¿ Quieres hacer la guerra contra Finlandia y está fuera de toda duda.
Finlandiya, komşusu Rusya'nın toprak ve üs talebini reddetti.
Finlandia se ha negado a entregar bases y territorios exigidos por su vecina Rusia
Churchill şimdi de Finlandiya'ya yardım gönderilmesini Norveç operasonu kapsamına almıştı.
Churchill ahora diseñaba un plan para ayudar a Finlandia. como parte de la operación original.
Churchill, planının Norveç'te Hitler'in misillemesi ; Finlandiya'ya yardımın da Rusya'yla bir savaş riski taşıdığının farkındaydı.
Churchill sabía que su plan podía significar que Hitler, tomara represalias en Noruega. Y que ayudar a Finlandia podía significar la guerra con Rusia.
Bugün, Finlandiya karla kaplı toprakları üzerinde vahşice saldıran düşmana karşı savaşıyor.
Finlandia hoy, entre la nieve y sus lagos helados esta luchando contra las fuerzas de una violencia sin escrúpulos del mismo modo que lo hacemos nosotros
Britanya'nın Finlandiya'ya yardımları geç de olsa ulaştı.
Se envió alguna ayuda Inglesa a Finlandia, pero poca y tarde
Finlandiya, İngilizler'in Norveç çıkarmasını planladıkları o gün teslim oldu.
El día que los ingleses se decidieron a llevar un desembarco en Noruega Finlandia se rindió.
Fransız başbakanı Daladier, Finlandiya'ya yardım uğruna herşeyi riske atmıştı.
El Primer Ministro Francés Deladier había centrado su política en la ayuda a Finlandia
Bulgaristan hâlihazırda Mihver bloğundan ayrılmış Finlandiya, Ruslarla, ateşkes görüşmelerine başlamıştı.
Bulgaria ya había dejado el Eje, y Finlandia, también, comenzó a negociar con los rusos para un armisticio.
Kuzeyde Finlandiya savaş dışı kalmış Estonya ele geçirilmiş, Letonya ve Litvanya Almanlardan temizlenmiş ve Doğu Prusya sınırlarına ulaşılmıştı.
En el norte, Finlandia había sido eliminado de la guerra, Estonia recapturado, Letonia y Lituania despejado de tropas alemanas, y las fronteras de Prusia Oriental alcanzaron.
Son zamanlarda, Finlandiya'da alkol almak bile zorken Helsinki'de etrafta yatan pek çok sarhoş var.
Estuve en Helsinki, y hay una cantidad de borrachos increíble. Y eso que es muy difícil conseguir alcohol.
- Finlandiya'nın çekiçiliği ile değil mi?
- ¿ Te atrae Finlandia?
Finlandiya üzerinden gitmek çok tehlikeliydi.
Entrar por Finlandia era muy peligroso.
Çünkü Finlandiya'da muhafazakâr bir hükümet vardı ve komünizme şiddetle karşı çıkıyorlardı.
Porque el gobierno finlandés era blanco... y se oponía a muerte a los rojos.
Letonya ya da Finlandiya sınırına gitmeliyim.
Debo ir a la frontera letona o a la finlandesa.
Finlandiya'da bir hapishanedeydi ve kimseyle iletişim kurmasına izin verilmiyordu.
Estaba en una cárcel finlandesa y no podía comunicar libremente.
Bayan Reed, A.B.D Finlandiya'nın iç işlerine karışamaz.
Sra. Reed, los Estados Unidos no pueden meterse... en los asuntos internos de Finlandia.
Adın ve Finlandiya'daki bağlantının adı.
Su nombre y el nombre de su contacto en Finlandia.
İki saate Finlandiya sınırını geçeriz.
Cruzaremos la frontera finlandesa en dos horas. No.
- Finlandiya o zaman.
- Finlandesa.
Ama dediğim gibi, grubun ve Finlandiya sanayinin geleceği burada yatıyor.
Pero como he dicho, el futuro del Grupo... y la industria finlandesa está aquí.
Finlandiya.
Capital de Finlandia.
Benim de sizler kadar bildiğime göre, görüşmelerden anladığımız Ruslar'ın Finlandiya topraklarını istediği yönünde.
En cuanto a las negociaciones, sé tanto como vosotros... Los rusos piden territorio finlandés.
Aksi halde, Finlandiya'ya taşınacağım.
Si no lo hace, emigraré a Finlandia.
Finlandiya'dan uçuşunuz nasıl geçti?
¿ Qué tal su viaje por Finlandia?
Finlandiya Merkez Bankası'nda, gece bekçisi olarak çalışıyorum.
- en el Banco de Finlandia,
BU FİLM "KIŞ SAVAŞI" NDA BULUNMUŞ OLAN TÜM FİNLANDİYA VATANDAŞLARINA ADANMIŞTIR
ESTA PELICULA ESTA DEDICADA A LOS FINLANDESES QUE PARTICIPARON EN LA WINTER WAR