Flores translate Spanish
12,768 parallel translation
Çiçek yok.
Nada de flores.
Bu yüzden sana bu çiçekleri aldım.
Por eso te traje flores.
Ama çiçeklerden bahsetme lütfen.
Lo prometo. Pero no menciones las flores, por favor.
Jüri olarak usullere ve yeminimize sadık kalarak Rosa Flores'in Hieronymus Bosch ve Los Angeles şehrine açtığı davada davacı Rosa Flores lehine karar kıldık.
Nosotros, el jurado, elegidos legalmente para tomar un veredicto en el caso de Rosa Flores... contra Hieronymus Bosch y la ciudad de Los Ángeles... haciendo honor a nuestro juramento... estamos a favor de la demandante Rosa Flores.
Hayır, ücretimi Bayan Flores ödemeyecek.
No. La Sra. Flores no tendrá por qué pagarme mis honorarios.
Burada çiçek yetiştirmek kolay değil.
Aquí no es fácil que crezcan las flores.
# Kuzgun Kral bilir hepsini Hangi çiçek daha zariftir #
# El Rey Cuervo conoce todo demasiado bien # # Cuáles son las flores hermosas #
Christy, çiçekler için hiç teşekkür etmedim. Çok güzellerdi.
Christy, nunca te di las gracias por todas aquellas flores, eran preciosas.
Flower's Flora yanlışlıkla zambak yerine kuzgunkılıcı göndermiş.
Flores Flora ha mandado accidentalmente gladiolos en vez de lirios.
Kanepeler enfes.
Las flores son divinas, los canapés son para morirse.
Harika çiçeklere, zamanında burada olmaya ya da bira kokmamaya ihtiyacım yok.
No necesitaba las flores perfectas, o llegar aquí a tiempo, o no oler como una cervecería,
Bu dava yalnızca Roberto Flores adındaki bir adamın, vurularak öldürülmesiyle ilgili.
Este caso solo es sobre el fatal tiroteo... de un hombre llamado Roberto Flores...
Roberto Flores silahsızdı.
Roberto Flores iba desarmado.
Roberto Flores hiçbir şekilde direnmedi.
Roberto Flores no ofreció resistencia.
Roberto Flores'in sabıkası yoktu.
Roberto Flores no tenía antecedentes delictivos.
Dedektif Bosch, Roberto Flores'i o gece tutuklayabilir gözaltına alıp haklarını okuyabilir, onu sorgulayarak avukat tutarak kendini savunması için bir şans verebilirdi.
El detective Bosch podía haber arrestado... a Roberto Flores aquella noche, llevárselo en custodia, leerle sus derechos, interrogarlo, darle la oportunidad de obtener consejo... y defenderse.
Bunun yerine, Dedektif Bosch ciddi kişisel nedenleri yüzünden Los Angeles Polisi'nin prosedürlerini ve kurallarını göz ardı ederek Roberto Flores'i bu süreçten mahrum bıraktı medeni haklarından mahrum bıraktı ve canını aldı.
En vez de eso, el detective Bosch, por profundas razones personales, y en violación del procedimiento y la política de la PLA, privó a Roberto Flores del debido proceso, de sus derechos civiles, y se llevó su vida.
Dedektif Bosch, güya kanunlar çerçevesinde Roberto Flores'i soğukkanlılıkla öldürdüğünde bilinen bütün kuralları çiğnedi.
El detective Bosch, bajo el amparo de la ley, rompió cada regla del manual... cuando mató a Roberto Flores a sangre fría.
Dedektif Bosch, iki yıl önce o karanlık ve yağmurlu ara sokakta Roberto Flores'le karşılaştığında anında bir karar vermek zorunda kadı.
Cuando el detective Bosch se encontró con Roberto Flores... en aquel callejón oscuro, lloviendo hace dos años, tuvo que tomar una decisión instantánea.
Bay Flores, Dedektif Bosch elini kaldırmasını ve görebileceği bir yerde tutmasını emrettiğinde bu emre uymadı.
El Sr. Flores... ignoró las órdenes del detective Bosch... de levantar las manos y mantenerlas a la vista.
Ve Bay Flores silahlıydı.
Y el Sr. Flores iba armado.
O silah yalnızca Bay Flores'e aittir.
Esa pistola pertenecía al Sr. Flores y a nadie más.
Bu kupon sadece iki buket alırsanız geçerli.
Eso sólo se aplica si usted compra dos ramos de flores.
Çayırlıktaki çiçekler işe yaramaz.
Las flores no son de este campo.
Bilmiyorum, arkası açık, çiçekli elbiseli bir sarışın.
Es un rubia con un vestido de flores de escote y trasero grande.
40 yaşından sonra daha çok emprime derim.
Las flores quedan mejor a partir de los 40.
Çiçeklerinizi kaldırın.
Mantened vuestras flores hacia arriba.
Kutsal Motor'un çiçeklerinden cenazen için çelenk yapacağım.
Voy a hacer una corona de flores del Santo de las motos para tu funeral.
Gece gündüz, taze çiçek kokuları ve bir iğneden kanıma karışan sıvının hayal meyal farkındalığı eşliğinde.
Día y noche de nuevo, el aroma de las flores frescas y la vaga sensación de un alfiler penetrando en mí.
Hayatımızın baharı güllük gülistanlıktı. Lakin artık gece vakti çöküyor.
El verano de nuestras vidas ha estado lleno de flores,... pero las noches van creciendo.
Çiçekler.
Las flores.
Lütfen çiçeklere dokunmayın, efendim.
- Por favor, no toque las flores.
Çiçekler bakma için, dokunmak için değil.
- Las flores son para mirar, no tocar. - ¿ Qué?
Rüzgarda o tatlı kahkahanı duydum ve saçına takmayı sevdiğin çiçeklerin kokusunu aldım.
Oí tu dulce risa en el viento y sentí el perfume de esas flores que te gustaba usar en tu cabello.
- "Çiçekler ve sulama kapları" mı?
¿ "Flores y regaderas"?
"Çiçekler ve sulama kapları"
"Flores y regaderas."
Okuldakiler sulama kapları ve çiçek saçmalıklarını dinlemişti.
Los otros chicos de la escuela escucharon sobre la basura de las regaderas y las flores.
Affedersiniz Leydi Hazretleri, sadece çiçekleri görmeyi seviyorum.
Le pido perdón a su señoría, es solo que me encanta ver las flores.
Oldum olası çiçekleri seviyordun.
Siempre te gustaron las flores.
Ve Aumea giyinmeye başlamadan önce, çiçekçiye gelip beni görmesini söyle bu cennet kuşu çiçeği konusunda fikrimi değiştirdim.
Y dile a la florista que venga a estar conmigo antes de que comience con la decoración, he cambiado de opinión respecto a esas flores Aves del Paraíso.
Herkes çiçeklerin çok narin olduğunu düşünür.
Todo el mundo piensa que las flores son muy delicadas.
Peggy için çiçek getirdim.
Tengo flores para Peggy.
Büyük dünya, tamamı çiçek ve böcekten ibaret değil.
Un mundo enorme... donde no todo son flores y rayos de sol.
Caddenin ilerisindeki Bay Flores'i hatırlar mısın? - Hayır.
¿ Te acuerdas del Sr. Flores, que vivía calle abajo?
Buraya canım istedi diye gelmedim.
No estoy aquí para arrancar las flores de las macetas.
Tekrar söylesene, bu çiçekleri nereden almıştın? " dedi.
Dime otra vez. ¿ Dónde conseguiste esas flores? ".
Üç güzel çiçek.
Tres hermosa flores.
Evet, yabani ottan çok çiçek.
Sí, más flores que hierba.
Çiçek gibi büyüyorlardı.
Crecían como flores.
Bir de dönüşte çiçek alırsınız.
Y quizá podríais comprar flores a la... a la... vuelta.
Pastamız, çiçeklerimiz var.
Tenemos tarta, tenemos flores.