Fotoğraf translate Spanish
25,050 parallel translation
Nutterbutter'ı bulabilirsem gelecek Noel için onunla da fotoğrafınızı çekeyim.
Buscaré a Mantequilla de Maní. Para que se tomen una foto con él para la tarjeta de Navidad.
Anne, kediyle fotoğraf çekilmeyeceğiz.
Ma, no nos vamos a tomar una foto con el gato.
Denklemi ilk çözdüklerinde formül, kendimi çektiğim fotoğrafın arka planında çıkmış meğerse.
Resulta que, cuando lo resolvieron la primera vez, la fórmula estaba por detrás de uno de mis selfies.
Görünüşe göre çukurdan yukarı doğru çekilirken fotoğrafını çekmişler.
Aparentemente hay una foto de usted siendo izada desde el barranco.
Evet Luce eğer onunla görüşebilirsen bir fotoğraf çekmelisin.
Sí, Luce, tienes que hacerle una foto si alguna vez le conoces.
Fotoğrafımızın çekilmesi yasak.
No se puede ser fotografiado.
Keşke onunla fotoğraf çektirseydim.
Debí tomarme una foto con él.
Fotoğrafı hastaneye assaydım bir sürü para kazanırdım, değil mi?
Si cuelgo esa fotografía en el hospital... ganaría mucho dinero, ¿ verdad?
Elimde dördünüzün de çok tatlı çıktığı bir fotoğraf var.
La evidencia es clara.
Bu fotoğraf sayesinde en güzel gülüşünü görebildim.
Vi tu sonrisa más brillante a través de esta foto.
- Fotoğraf mı?
- ¿ Otro?
İkiniz de başka bir adam tarafından kandırılırken bizim bir fotoğrafımızı görüp deliye döndünüz.
Ustedes dos se volvieron locas por una sola foto con nosotros, mientras que ustedes pelianban un poco por algún otro chico.
Baba, anneme sarılırken bir fotoğrafımızı çeksene.
Papá, haznos una foto abrazando a mamá.
Dondurma yerken fotoğrafımızı gönderelim ona.
Enviarle una foto comiéndolo.
Bizimkisi dışında her masada fotoğraf çektirdiler.
Han estado tomando fotos en todas las mesas menos las nuestra.
Herhangi bir gazeteci buranın nasıl boş bir şey olduğunun fotoğrafını çekecek.
Cualquier periodista que se precie va a fotografía lo vacía que es todo esto.
Sana imzalı fotoğraf verebilirim.
Puedo conseguirte una foto firmada.
Duvarında bir çok güzel insan fotoğrafı vardı.
Hay muchísimas personas hermosas en esas paredes.
Facebook'ta kadının fotoğrafını gördüm.
Y he visto su foto en facebook, no es buena.
Koşu bandına Nicki Minaj'ın poposunun fotoğrafını koydum ve kovaladı durdu.
Le puse una foto del culo de Nicki Minaj en una cinta y le veía perseguirlo todo el día.
O aslında anneannemin fotoğrafının olduğu bir madalyon.
De hecho eso es un medallón con una foto de mi abuela.
Esprilerine gülerim, hoş gömlekler giyerim veya vajinamın fotoğrafını atarım.
Como la forma en la que a Danny le gusta que sea sexy es riéndole las gracias o llevando una camiseta diminuta, o enseñándole fotos de cerca de mis partes.
Bana kukunun fotoğrafını gösterdiğin için!
¡ Esto es por enseñarme fotos de tu cosita!
Bu versiyonda, Grace gerçek ismini ve fotoğrafını kullanmış.
En esta versión, Grace usó su verdadero nombre. Y una foto.
Neden bana Blaine'in fotoğrafını gösteriyorsun?
¿ Por qué me muestras una foto de Blaine?
9 / 11 karakolunun telefon görevlisiymiş de Deniz Kuvvetlerinde askere yazılmışmış da dizini fotoğraf çekmeye çalışırken sakatlamış gibi şeyler işte.
Qué fue el primero en responder el 9 / 11, o que fue reclutado por los Halcones Marinos pero se rompió la rodilla antes de haber jugado.
Vic'in askerlik veya sonrasına ait fotoğrafı var mı?
¿ Tiene fotos más recientes de Vic? ¿ Tal vez de cuando estaba en servicio o luego de regresar?
Bu gayet güzel bir fotoğraf olmuş.
Esa es una buena foto de mi culo.
Ben evdeyken Major'ın kaç fotoğrafını çektin?
¿ Cuántas fotos de Major tenía por casa?
Bu açının fotoğrafını dün çektik.
Tomamos este ángulo de ayer
Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur.
Aparecerás en la foto de familia, así que saca tu mejor sonrisa falsa.
Hâlâ fotoğraf çekimi için giyebileceğiniz sıradan bir polis üniformanız var mı?
¿ Aún tiene un uniforme reglamentario que pueda ponerse para la foto?
Her türlü gidip fotoğraf çekeceğim.
De cualquier manera, me voy a tomar fotos.
Şansımıza biri telefonundan bu fotoğrafı paylaşıp tüm kankalarını etiketlemiş.
Afortunadamente para nosotros, en esta foro posteada por el teléfono de otro, etiquetó a sus amigos.
Yalnızca cesetler götürülmeden önce çekilmiş olay yeri fotoğrafları. Ve birkaç otopsi fotoğrafı.
Solo son unas fotos de la escena del crimen antes de que se llevaran los cuerpos, y unas cuantas fotos de la autopsia.
Gözün devlet tarafından kontrol edilen Langley için fotoğraf çeken bir kamera olduğunu düşünür.
Creerá que el ojo es una cámara del gobierno haciendo fotos para Langley.
Küçük bir çocuğun fotoğrafı.
Una foto de un niño pequeño.
İçerisinde birkaç tane bilim insanı bulunan bu fotoğraf, o anda çekilmiştir.
IEEE HITO EN INGENIERÍA ELÉCTRICA Y COMPUTACIÓN Esta fotografía de algunos de los científicos involucrados... se tomó en este mismo momento.
Hasta ruhlu yeni bir meraklılığın önüne geçmek için Nikki hayattayken çekilmiş bir fotoğrafını bile göstermiyor ve sadece evde beğendiği bir yeri gösteriyoruz.
Con la esperanza de evitar una nueva ola de enferma curiosidad... no mostraremos una fotografía de Nikki con vida... sino sólo un sitio que le gustaba de la casa.
Ve yüzeyi kazıyınca ipuçlarını bulup daha iyi bir fotoğraf çıkartıyorsunuz.
Una vez que llegas a la superficie... comienzas a unir las pistas y tienes una mejor imagen.
Oğlanlar benden fotoğraf falan istemezlerdi çünkü gönderecek bir şeyim yoktu.
Los chicos no me pedían fotos y esas cosas, no tenía nada para enviarles.
"Kesinlikle birinin fotoğrafına bakıyorlar" demiştim.
Dije : "Mira eso, seguro están mirando una foto".
Audrie'nin kaç fotoğrafını çektin?
De Audrie. Esa noche en la fiesta.
Daima kendi fotoğrafını kullanıyordu.
Siempre tenía una foto suya.
Fotoğraf mı çekiyordun sen?
¿ Acabas de sacar fotos?
- İçeride fotoğraf çekemezsin. - Fotoğraf çekmiyordum.
No se puede sacar fotos adentro.
Birisi içeride çekilmesi yasak olmasına rağmen fotoğraf çekmiş.
Atraparon a una persona sacando fotos adentro de la tienda, lo cual está prohibido.
Neden kimsenin fotoğraf çekmesini istememelerinin nedenini bulalım.
Bueno, creo que deberíamos averiguar por qué no quieren que nadie saque fotos.
- Talimatları Dwight veriyorsa fotoğraf çekenlere zarar verilmesinden sorumlu olur.
Si Dwight dio la orden de lastimar a todos los que atrapan tomando fotos, entonces sería culpable por lo que ocurrió.
Dwight fotoğraf çeken birini yakaladığınızda ne yapmanızı istiyor?
¿ Qué te obliga a hacer Dwight cuando atrapas a alguien sacando fotos?
- Harika bir fotoğraf.
Es una foto muy bonita.