Fro translate Spanish
55 parallel translation
Donmuş yoğurdumu getirdin mi?
Cariño, ¿ trajiste mi fro yo?
Ben Fro'tak, Selamgh Tepeleri'nden.
Soy Fro'tak, de los Acantilados Altos.
Karımın evinde bulunmanı takdir ediyorum, Fro'tak.
Apreciamos tu presencia en la casa de mi esposa, Fro'tak.
Tek bilmek istediğim bu Fro'tak bizi satmayacak, güvenilir biri mi.
Sólo quiero saber si podemos confiar en este Fro'tak.
Fro'tak Chulak'ta önemli biridir.
Fro'tak tiene una buena posición en Chulak.
Fro'tak'ı ve karını çağıracağım, sonra da oğlunu kurtarmak için bir plan yapacağız.
Entonces, buscaré a Fro'tak y a tu esposa y empezaremos a planear el rescate de tu hijo.
Ne cesaretle beni yargılayıp Fro'tak'ı kendi evinde küçük düşürürsün yaptıklarından sonra?
¿ Cómo te atreves a juzgarme y deshonrar a Fro'tak en su propia casa después de todo lo que has hecho?
- Ama neden Fro'tak?
- Pero, ¿ por qué Fro'tak?
Ve Fro'tak da ona bunu önerdi.
Y Fro'tak se la ha ofrecido.
Şu ana kadar, Fro'tak, sana güvenebileceğimden emin değildim.
Fro'tak, hasta ahora no estaba seguro de poder confiar en ti.
Ya Fro'tak?
¿ Dónde está Fro'tak?
Toni de eve veda etti dön,'üşü, zıpla hepsi senin yüzünden hepsi senin yüzünden hepsi senin yüzünden
Toni Home Wave, too Flip,'fro, frizz, flop es todo por tí es todo por tí es todo por tí
Flip,'fro, frizz, flop hepsi senin yüzünden hepsi senin yüzünden
Flip,'fro, frizz, flop It's all because of you It's all because of you
- Güzel, soğuk bir Don-Yo.
- No! - Un helado Fro-Yo!
Anna, sen donmuş yoğurt toplantısına doğru gitsene.
Anna, por qué no te adelantas al Fro-Yo. Recuerdas dónde está?
- Donmuş yoğurt toplantısına mı?
Debo irme. Al Fro-Yo.
Donmuş yoğurt toplantısına.
Sí. Debo ir al Fro-Yo.
- Donmuş yoğurt toplantısına gelmedi.
- No, por qué? - No llegó al Fro-Yo!
Donmuş yoğurt toplantısına hiç gelmedi.
- Cómo la perdiste? No llegó al Fro-Yo!
Eğer ismini çözebilirsen sana bir yıllık siyahlar için bakım kremi vereceğim.
Te daré un subministro anual de Black Fro Sheen si descubres su nombre.
Sen geceleri insanların ofisine girip o iğrenç şeyini...
¡ Tú también! Yo sé como entras a la oficina de Edwin y fro- -
Do they wobble to and fro?
¿ se tambalean de un lado para otro?
- Wo sho bro fro cho!
- ¡ Wo sho bro fro cho!
Evet, onu şöyle bir yatırıp, o kabak kafasını kazımak istiyorum.
Yeah, Me gustaría clavarlo y afeitar ese pequeño blog-fro
Dondurulmuş Yoğurt için iki dolarlık indirim!
, ¡ un cupon de descuento de 2 dólares en "Fro-Yo"!
Meyveli yoğurt almaya çıktığımı sanıyor!
¡ Ella piensa que estoy buscando fro-yo!
Meyveli yoğurtmuş.
Fro-yo mi trasero.
Profesör, saçlarım kıvır kıvır olmuş.
Professor, mi Fry-fro está todo rizado.
Fro ve Flo.
"Fro y Flo".
Beni 19 : 15'de alacaksın ardından fondü yemeye gideceğiz sonra ise biraz eritme peynir ve meyveli yoğurt atıştıracağız takiben de eğer çok gazımız yoksa biraz sevişeceğiz.
Me recogerás a las 7 : 15PM, y entonces procederemos a cenar una fondue, bañado con mucho queso fundido, algo de fro-yo ( yogurt helado ), seguido de algún postre ligero si no estamos muy llenos.
Herkesin cadılar bayramında "Fro-YO" da takılacağınıı duydum. Ve popülerliğimi arttırmam lazım. Üstün sağduyuma rağmen bu yıl kostümümü seksileştirmeye karar verdim.
Oí a todo el mundo preparando Halloween en la heladería y necesito elevar mi popularidad, así que a pesar de mi mejor juicio, he decidido hacer más sexy mi disfraz de este año.
Reggie burada mı? "Fro-Yo" ya gitmemiz lazım. Çok geç kaldık.
Tenemos que ir al sitio del yogur helado, y ya llegamos tarde.
Fro-Yo'daki partiden sıkıldık.
Nos hemos largado de la pre fiesta del yogur helado.
Bu yaz fuarda hokkabazlık yapacağım.Sue Fro-yo istiyorsa ben alabilirim.
Pero si Sue quería yogurt helado, podía pagarlo con el dinero que gané haciendo malabarismo en la feria renacentista.
Fro-moda - senin öldürdüğün şair değil mi bu?
El pijo de Frobisher... Es el poeta que mataste, ¿ verdad?
Aman Tanrım!
- Cielos. Sr. Fro-
Biraz fro-yo için durabiliriz.
Podemos detenernos por un yogurt.
Tüm arkadaşlarının ehliyetlerini almalarının acısını fro-yo bile iyileştiremezdi.
Con todos sus amigos recibiendo sus licencias de manejo, era un dolor que ni siquiera el yogurt podía curar.
Faciaya bak. Sana vanilyalı don-yoğ yediğini söyledi ve gittiğinde bitti mi, dedi?
Qué tragedia. ¿ Dijo que tenía Fro-yo de vainilla y cuando fuiste a por él, lo había acabado?
Bu ne donuna yoğim?
¿ Qué fro-yo?
Bu ne donuna yoğim?
¡ ¿ Qué fro-yo? !
- Fro-yo yedim.
- Como yogur helado.
Merhaba, Fro-Yo tatsana.
Eh, probad el yogur helado.
Sebepsiz yere.
- ¡ A Fro-yo! ¡ Estoy bien! Sin ningún motivo.
Düşündümde, zamanımız olursa belki daha sonra seni dışarı çıkarırım ve sana fro-yo * alırım. Ohh.
Supuse que si tenías tiempo, quizá después, podría llevarte a comprar yogur helado.
Belki gidip biraz fro-yo yeriz.
Podemos ir por un helado.
Barney's ve Fro-Yo.
Barney's y Fro-Yo.
- Donmuş yoğurt kartımı unutmuşum. - Ne zaten bu?
Olvidé mi tarjeta perforada fro-yo.
Görüntü dondu bir an.
Usted fro... congeló.
"... we can rock to and fro and never let go, at the hop, hop, hop. "
"At the hop..."
"When the records are playing, people eat a lot of chicken..."
"... we can rock to and fro and never let go, at the hop, hop, hop. "