Futura translate Spanish
1,748 parallel translation
Amirlerim tarafından Mr. Dresden ile aranızdaki sorunları gidermeniz için emir aldım. İleride bir sorun çıkmayacağına...
Pues, mis superiores me han ordenado que intente resolver sus diferencias con el Sr. Dresden así no haya una disputa futura...
Gelecek haftaya dair birşeyler görmüş olmalıyım
Creo que tuve una "visión futura" de la próxima semana.
New York'un yeni senatörüne.
Por la futura senadora de Nueva York. Oh.
Anlaşılan o ki sen mutlusun, o da öyle, Bakalım Scott, yakında Yahudi olacakl gelecekteki Bayan Siegal'a aynısı yapınca ne hissedecek?
Bueno, obviamente a ti te gusta y a él también entonces porque no vemos si a Scott le gusta cuando empiece a babearme sobre el futuro trasero judío de la futura Sra. Siegal.
İşte burada, geleceğin Bayan Gordon Bullit'ı.
Y ahí está, la futura señora de Gordon Bullit.
Evet, bitmek üzere olan bir batarya
Sí, suena como una futura batería muerta.
Hadi ama, zaman polisi mi?
Allison. Vamos. ¿ Futura policía?
Sorun nedir zaman polisi?
¿ De qué se trata, futura policía?
Yeteneğim, doğacak bebeğin cinsiyetinin ne olacağının kehanetinde bulunmak değil gebe kalmadan önce kadınların doğurganlık devinimlerini takip edip hesaplamalar yapıp tahmin etmeye dayanır.
- Hago un cálculo que sigue... el ciclo de fertilidad de la mujer... y digo si será varón o mujer, incluso antes de concebirlo. Por la fecha de nacimiento de la futura mamá, el primer hijo. Por la fecha del hijo menor, el siguiente.
Çocuk cinayeti ile yaklaşan nikahımızı aynı sohbet içinde konuşmasak nasıl olur?
¿ Que tal si no mezclamos asesinatos de niños... y nuestra futura boda en la misma conversación? .
Gelecekteki eşin, kızım Mary'yi takdim etmeme izin ver.
Su Alteza permítame que le presente a mi hija María, su futura novia.
Rüyamda, bu müthiş yükün ve gelecek olan yokoluşun Hıristiyan'ın uyumasını zorlaştırdığını gördüm.
En mi sueño vi que la gran carga y las visiones de la destrucción futura le hacían dificil a Cristiano conciliar el sueño.
Kral Francis'e seni resmi olarak takdim edeceğim. Gelecekteki karım ve geleceğin İngiltere Kraliçe'si olarak.
Quiero presentarte, formalmente al Rey Francisco y la futura Reina de Inglaterra.
Aklında olsun, kokuşmuş sözcüğü insanın havasını kaçırıyor.
Para referencia futura, la palabra putrefacta mata el humor.
Gidip müstakbel eski karını bul.
Ve a buscar a tu futura ex ex esposa.
Ve bir dahaki sefer için söyleyeyim, bana sadece arkadaşlarım B. der.
Y para una referencia futura, solamente mis amigas me llaman "B.".
- Dedi ki, "Bhatiaslar her zaman seni kotla görüyor, gelecekteki gelinlerinin bir erkek olduğunu düşünmeye başlayacaklar."
- Dijo : "¡ Cada vez que los Bhatia te ven... " en jeans, temo que piensen... "que su futura nuera es un muchacho!"
Müstakbel bayan Charlie'yi görme onuruna erişmeyeli uzun zaman oldu. Hazırım.
Ha pasado ya tiempo desde que he tenido la gran fortuna de ver a la futura Sra. Anna.
İstediğim tek şey sevgilime kavuşmak.
Sólo quiero irme a casa, tomar un baño caliente... y quedarme en la cama con mi futura esposa.
O yüzden bu gece gelecekte aklın gizlerini çözecek olan muhteşem ablamı ve pek şeker müstakbel eşini eşi görülmemiş düğün törenleri için hem tebrik etmek, ama aynı zamanda aklın tüm sırlarını çözecek söz konusu muhteşem ablamdan özür dilemek istiyorum.
Entonces, me gustaría mucho aprovechar esta oportunidad no sólo para felicitar a mi extraordinaria hermana, la futura exploradora de los problemas de la mente, muchas gracias y a su adorable, inminente esposo en la ocasión de su boda sin precedentes. Pero también para disculparme con mi extraordinaria hermana futura exploradora de los problemas de la mente, por...
Ve bunu yaptığımızda bu senin için, baban için, ailen için, kuracağın aile için büyük bir fırsat olacak. Tabii, kendini bu işe verirsen. Bunu yapacağını biliyorum.
Cuando lo hagamos, hay una oportunidad para ti, para tu padre, para tu familia, para tu futura familia, si te esfuerzas, y sé que vas a hacerlo.
Bu mahkumiyetin ileride herhangi bir ihlal veya mahkumiyette aleyhinize kullanılıp cezanızın ek süre ile uzatılmasına yol açacağını anlıyor musunuz?
¿ Entiende que esto puede ser usado en su contra en cualquier futura violación de la ley o condenas resultando en tiempo extra a su sentencia?
Ama bu dev yaratıkların uyduları daha elverişli bir yer sunabilir keşifler hatta gelecekte koloniler meydana getirmek için.
Pero las lunas de estos titanes podrían proporcionarnos una plataforma más prometedora para la exploración e incluso una futura colonización.
Bu gelecekteki araştırmalar için büyük etki yaratacak.
Esto tiene enormes implicaciones para una futura exploración.
Kitap ilerisi için bir kaynak :
Era para una referencia futura :
Sadece gelecekteki erkek ya da kız yeğenlerimin her Eskimo çöreği yediklerinde gaz çıkarmamalarını tercih ederim.
Sólo prefiero que mi futura sobrina o sobrino no tuviera flatulencias cada vez que coman una Eskimo Pie.
Şu andan itibaren gelinle birlikteyim.
Ahora estoy con tu futura hija
'Dışarıda tuhaf bir zırhın içindeki kadın, Britanya bayrağını yırtıyor, belkide İmparatorluğun gelecekteki kadın kahramanı.'
Fuera hay una mujer en extraña armadura, rasgando una Union Jack, quizá sea una futura heroína del Imperio.
Gelecekteki iyonosferik aktiviteler için esaslı bir ayarlama gerekecek orası kesin.
Esto va a requerir algunas drásticas recalibraciones para dar cuenta de cualquier futura actividad de la ionosfera.
İyonosferik karışıklık.Aslında ben sistemi tekrar ayarladım böylece ilerde sistemi etkilemeyecek, yani iyi olacağız.
Una perturbación ionosférica. Ya he recalibrado el sistema para que tenga en cuenta futura actividad así que deberíamos estar bien.
bekar bir anne olan Claire gibi.
Como Claire, la futura madre soltera.
Tahminimde yanılmıyorsam, köpekbalığının gelecekteki evrimi.
A menos de que haya perdido mi adivinar, se trata de la evolución futura del tiburón
Ahiret hayatına inanıyor musunuz?
¿ Oh, entonces, usted cree en una vida futura?
Aklıselim bana eğer gerçekten diğer tarafla iletişimde kurarsak bir aracının hizmetine ihtiyaç duymayacağımızı söylüyor.
El sentido común me dice que si, de hecho, fuéramos capaces de comunicarnos con una vida futura, no requeriríamos de los servicios de un intermediario.
Yani, Jedi Şövalyesi adayı.
Es decir, futura Caballera Jedi.
Gelecek nesil F-22 Raptor'ları bir hayal edin.
Imagen de la futura generación de los F-22 Raptors.
Benim fikrim değildi. Müstakbel kayınvalidemin. Fazlasıyla sıkıcıydı.
no es idea mía mi futura suegra, esta algo triste
Bu benim müstakbel üvey kız kardeşim.
Esta es mi futura media-hermana.
Bu - bu düğün, eğer annem bunu anlarse kesinlikle mahvolur oğlu ve üvey kızı onun arkasından şamata yaparken.
Esta boda estará totalmente arruinada si mamá descubre que el hijo y la futura hija política de ella... están viéndose sin que ella sepa.
Ve bu da nişanlısı, Tricia.
Y ella es su futura esposa, Tricia.
- Gelin adayı hangisi?
Eh, ¿ cuál es la futura novia?
Bütün gece taktığı "gelin adayı" işlemeli kuşak.
¿ Podría ser la banda que llevó toda la noche en la que ponía futura novia bordado?
O da başına darbe almış ama ölüm sebebi kuşağıyla boğulması.
Y también tenía un traumatismo en la cabeza pero la mataron estrangulándola con su banda de futura novia.
Gelin adayı kuşağı takmak boğaya kırmızı pelerin sallamak gibi.
Llevar la banda de futura novia debe ser como enseñar un trapo rojo a un toro.
Efendim, 3. bir gelin adayının daha kayıp olduğu bildirildi.
Señor, acaban de informarme de que ha desaparecido una tercera futura novia.
Mustakbel musterimiz misiniz?
¿ Es una futura cliente?
Müstakbel kayınvalidem.
Futura suegra.
Müstakbel karımı öptüm.
Beso a mi futura esposa.
Daha sonrası için bu, kayıp bir kafadan daha anormal.
Para una futura referencia, esta es una anomalía mayor... -... que una cabeza desaparecida.
Çocuklarımın annesi olacak.
La futura madre de mis hijos.
Havalı.
Futura policía.