English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ F ] / Fırıncı

Fırıncı translate Spanish

613 parallel translation
Bununla birlikte monotonluktan nefret ettiği için her yıI farklı bir eşi olurdu ama orada Zarah'dan daha güzeli yoktu fırıncı Esad'ın eşi.
Odiaba la monotonía, por lo que tenía una esposa diferente para cada día del año pero ninguna era tan bella como Zarah esposa de Assad, el panadero.
Fırıncının karısı büyük vezirle flört ederken ve halife satranç oyununu kaybederken...
Cuando un Gran Visir flirtea con la mujer de un panadero y cuando un Califa pierde una partida de ajedrez...
Şu fırıncı olacak köpek nerede?
¿ Dónde está la cabeza de ese maldito panadero?
Ve ayrıca diliyorum ki kudretli halifemiz fırıncıyı affetsin.
Y también deseo que mi bienamado Assad sea nombrado panadero de nuestro poderoso Califa.
# Kasapla, fırıncıyla, şamdancıyla
Con el carnicero, el panadero, el fabricante de hebillas
Fırıncı...
El panadero...
- Fırıncı.
- Y esto- - - Para el panadero.
Fırıncı ve doktor.
Para el panadero y el médico.
# Bir fırıncının! # Fırıncının mı?
- Un panadero - ¿ Un panadero?
# Fırıncının!
Un panadero
Fırıncı gibi konuşuyorsun.
- Hablas como un jardinero.
- Öyle mi... 40 pound kasaba, 35 fırıncıya...
- Claro. Se le adeudan casi 40 libras al carnicero, 35 al panadero.
Bakın efendim, kasap, fırıncı...
Mire, señor, carnicero.
# Teyzeler ve kuzenler # # Fırıncı düzinesi ile # # Adamı denize ya da soygunculuğa iter #
Tías y primas, siempre en gran cuantía, te hacen huir al mar o empezar a robar.
# Teyzeler ve kuzenler # - # Fırıncı düzinesi ile # - # Fırıncı düzinesi ile # # Adamı denize ya da soygunculuğa iter #
Tías y primas, siempre en gran cuantía, te hacen huir al mar o empezar a robar.
Milyonerler de alır kısmetini, fırıncıdan bir farkı yok.
Los millonarios, consiguen el suyo, como el carnicero y el panadero
Kusura bakma ama, Yeni bir fırıncı almalısınız.
Si no le importa que se lo diga, necesitan un nuevo panadero.
- Fırıncımız iyi ama Small Spring'e gitti.
Teníamos uno bueno, pero se fue a Small Springs.
Fırıncıyım.
- Soy... el panadero.
Bahsi geçen yeni fırıncı nerede?
¿ Dónde está ese nuevo panadero?
Bay Vogel son 15 yıldır buraya gelen en iyi fırıncı.
El Sr. Vogel es el mejor panadero que hemos tenido en 15 años.
Ben parti falan bilmiyorum. Fırıncının da verdiğini sanmıyorum.
No sé que fiesta, ni el panadero lo sabía.
Kasabı ve fırıncıyı... Çok üzgünüm... Ama herkesle uğraşamayacak kadar çok işim var.
Caben el carnicero y el pastelero... pero ya no doy para más.
Fırıncının kızı baykuş olmuş diyorlar.
Dicen que la lechuza era hija de un panadero.
Doğru, bir zamanlar fırıncıydım.
Hasta yo fui panadero.
Hey, fırıncı.
"Panadero".
" Fırıncı Raymond, aleyhine olan çok kesin kanıtlara rağmen aptalca suçunu inkar etmeye devam ediyor.
" Raymond'el Panadero'niega el crimen... a pesar de las pruebas.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
Estoy buscando la tienda del Sr. Godet, el panadero.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
Estoy buscando al Sr. Godet, el panadero.
Ben de çalışmak için Bay Godet'in yanına geldim.Fırıncı, tanıyor musun?
Así que vine a trabajar con el señor Godet, el panadero, ¿ sabe?
Fakat fırıncı Bay Godet ölmüştü.
Pero el señor Godet, el panadero, había muerto.
Kek, Kek, fırıncı ban iyi bir kek pişir.
Pastel de carne, pastel de carne, panadero, cuéceme un pan tan rápido como puedas.
Böyle giderse bir aşçı ve fırıncıya dönüşeceğim. Başka da neye ihtiyaç varsa.
Hemos llegado a un punto en que tengo que ser cocinero, panadero... y todo lo demás por aquí.
Fırıncı mı?
¿ El panadero?
Aynı anda dansçı ve fırıncı olamazsın, ama prenses ve dansçı olabilirsin.
No puedes ser bailarina y panadera. pero sí princesa y bailarina.
- Fırıncının ağzından aldım.
- Directo de los labios del pastelero.
Kasap değil, fırıncı değil, şamdancı değil, ve ince bir cenazeci bakışımla bir soytarı olarak... onu etkiledim mi?
Ni carnicero, ni panadero, ni fabricante de velas, con mi aspecto de fino enterrador le parecí... ¿ Un bufón?
Simmernli fırıncı Böhnke.
Böhnke, el panadero de Simmern.
İşte kasap... Fırıncı... Ve dost canlısı levazımatçı.
El carnicero el panadero y el simpático enterrador.
Birkaç gün sonra fırıncının önünden geçen genç kız kendine hâkim olamadı.
Unos días después, la joven paseaba con el estómago vacío y no pudo resistirse. ¡ Al ladrón! ¡ Me roban!
Ben de fırıncı olmak istedim.
Yo, en cambio, ya me veía de panadero.
- Fırıncı artık yukarı çıkabilir mi efendim?
- Señor, ¿ podemos izar al panadero?
Kasap, fırıncı, mum imalatçısı Hepsi katılsın bu gruba
Carnicero, panadero, candelero Todos unidos en un clan
Fırıncı gibisin.
Es Ud. una salamandra.
09 : 00'da fırıncı var.
A las 9 : 00 tengo al panadero.
Fırıncı yamağıyım.
Ayudo a un panadero. Soy ayudante de un panadero.
"Demiryolu işçisi Hans Petersen'in oğlu....... 20 Mayıs 1914 doğumlu fırıncı Rudolf Petersen, kısırlaştırılacaktır."
"El panadero Rudolf Petersen, nacido el 20 de mayo de 1914, hijo del empleado ferroviario Hans Petersen, debe ser esterilizado".
Bay Petersen, fırıncı yamağı olarak çalıştığınızı söylemiştiniz, değil mi?
Sr. Petersen, dice que trabaja como ayudante de panadero. ¿ Es correcto?
Kasapmış, fırıncıymış!
- ¡ El carnicero, el panadero!
Hayır, lokantaya 20 Liret vereceğiz, fırıncı ve diğerlerine ödeme yapacağız.
Las colinas, los paisajes...
Fırıncıya bunu bildirmeliyiz.
Hablaremos con el panadero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]