Fıstıklı translate Spanish
243 parallel translation
- Fıstıklı krokan?
- ¿ Cacahuetes?
- Sana antep fıstıklı alma demiştim.
Te dije que no lo pidieras de pistacho.
Şu an geminin dükkanında biraz fıstıklı çörek var.
En la cantina del buque se puede adquirir mantequilla de maní.
Fıstıklı şeker.
Guirlache de cacahuete.
Fıstıklı şekerden nefret ederim.
Odio el guirlache de cacahuete.
Fıstıklı şeker sever misin?
¿ Le gusta el guirlache de cacahuete?
Fıstıklı şeker mi?
¿ Guirlache de cacahuete?
Tanıştığım en salak adam sensin herhalde. Fıstıklı şeker getirmiş.
Usted es el hombre más tonto que conozco, ¿ guirlache de cacahuete?
Çünkü o pastanedeki salaklara fıstıklı kek sipariş ettim ama onlar çikolatalı yapmış.
Esos idiotas de la pastelería. Pedí torta de pistacho y la hicieron de chocolate.
Ona bir dilim fıstıklı kek ikram ediyorsun!
¡ Le diste torta de pistacho!
Bana fıstıklısından olsun.
Yo de pistacho
Fıstıklı istemiştim.
Quería de pistacho.
Muzlu, Neapolitan, cevizli, Tutti-Frutti- - - Fıstıklı!
Banana Real, Napolitano, Nuez Maple, Tutti-Frutti ¡ Nueces!
- Bu fıstık için fıstıklı
- Nueces para el loco.
O bir çocuk. Fıstıklı dondurma yiyor.
Come helado de pistacho.
Otele gelirken, yanınızda fıstıklı keklerinizden getirin. Hey, Vicky. Debra.
Venid al Golden Cherry y traed una tarta de cacahuetes.
Biraz tavuk, biraz pizza ve biraz da fıstıklı şeylerden al.
Trae pollo, pizza y Nutty Buddies.
Onları fıstıklı şekerleme kutusunda buldum.
Estaba en una lata de cacahuetes.
- Fıstıklı bonbon var mı?
. - ¿ Tienes rocklets? .
Tamam. Fıstıklı şekere ne dersiniz?
Exacto. ¿ Desea dulce de cacahuete?
Fıstıklı çikolata.
Quiero un perrito con mostaza.
Fıstıklı istiyorum.
Quiero helado de pistacho.
Fıstıklı bu mu?
¿ Eso es pistacho?
Herkes için tereyağlı fıstıklı kek yaptım.
Y he traído pastelitos de crema de mani para todos.
Fıstıklı çikolata, küçük çikolatalar, dört şişe şarap, yarım şişe rom ve dokuz kraker.
Maní con chocolate, barritas de chocolate cuatro botellas de vino, media botella de ron y nueve galletas.
Çikolatalı, fıstıklı, tereyağlı turta için her şey hazır.
Con eso sólo se puede hacer tu pastel especial de chocolate.
İki kase mısır gevreği 3 dilim hindi jambonu, patlamış mısır, 5 fıstıklı MM ve 3 likörlü çikolata yedim.
Yo tenía dos tazas de K Especial, tres pedazos de tocino del pavo, cinco barras de MM, y, como, tres pedazos de menta.
Bu sayede, Bay Chakotay'a mısır salatası ve yer fıstıklı jöleli sandviçleri de Bay Paris için yapmayı öğrendim.
Hasta el momento, he aprendido a hacer ensalada de maíz para el Sr. Chakotay y emparedados de la mantequilla y de la jalea de cacahuete para el Sr. Paris.
Gözde yiyecek : Antep fıstıklı dondurma.
Mató a 8 personas y a un niño.
Eminim Hector da fıstıklı turta isteyecektir.
- Y Hector seguro la tarta de frutos secos...
Bu şam fıstıklı sülün.
Faisán con pistachos.
- Fıstıklı peksimet yaptım.
- Hice turrón de Maní.
- Annem fıstıklı peksimetleri nereye koydu gördün mü?
- ¿ Viste dónde guardó mamá el turrón de maní?
- Kimse görmeden biraz fıstıklı peksimet alıyordum.
- Pensaba agarrar un pedazo de turrón de maní.
- Annem fıstıklı peksimet mi yaptı?
- ¿ Mamá hizo turrón de maní?
Herkesi uyarmama rağmen biri çıkıp fıstıklı peksimetin ucundan yemiş.
- ¿ Qué? Después de que les dije a todos que no, alguién comió del turrón de maní.
O zırvalığa gelince, fıstıklı peksimeti yiyen bendim.
Y con relación a la otra porquería, fui yo quién comió del turrón de maní.
Jeremy'ye fıstıklı peksimeti yiyip yemediğini sorup... hayır deyince de, ona inanmamış gibi davranmadın mı?
Le preguntaste a Jeremy si él había comido del turrón de maní... y cuando dijo que no, hiciste como que no le creiste.
Fıstıklı peksimetler konusunda yaygara yapmadım.
No hice tanto alboroto por el turrón de maní.
Fıstıklı peksimetleri bulamıyorum. Bulamıyorum.
No encuentro el turrón de maní, no lo encuentro.
Fakat yer fıstıklı krakerler nerede yapılıyor?
Pero, ¿ dónde hacen esas galletas rellenas de mantequilla de maní?
- Fıstıklı mı?
- ¿ Con maní? - Sí.
Bilimsellik kılıfı altında... insanlığın sağlıklı güdülerini, sapkın yollara yöneltmeye çalıştılar.
Bajo la máscara de discusiones científicas, trataron de dirigir las sanas urgencias humanas... por rutas degeneradas.
Fıstıklı mı?
- ¿ Pistacho?
Bir kaşıklık fıstık ezmesi için borcum nedir?
¿ Cuánto le debo por un dedo de manteca de cacahuetes?
Laboratuvardan çıktım. Yürüttüğümüz araştırmanın başarısızlığı yüzünden tamamen hayal kırıklığı içindeydim o arada yağmur yağıyordu, fırtına, lastik patlamıştı.
Me fui del laboratorio y estaba muy frustrado por el fracaso con la investigación y estaba lloviendo, la tormenta, la llanta pinchada...
Fıstıklı çikolata seviyorsun demek.
- ¿ Te gustan los "M M"?
Sade mi, yer fıstıklı mı?
¿ Sencillo o con cacahuate?
Hayır. Fıstıklı?
¿ Nueces?
Efendim, mısır gevreği sağlıklı yaşam için benim 75 kreasyonumdan yalnızca biridir... Yer fıstığı ezmesi ile elektirikli battaniye arasında.
La hojuela de maíz es solo la 75 ava. de mis creaciones, señor entre ellas la mantequilla de maní y manta eléctrica.
Neli seversin? Ton balıklı, fıstık ezmeli?
¿ Te gustan de atún o mantequilla?