English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gareth

Gareth translate Spanish

557 parallel translation
Gareth Wooten, lütfen.
Gareth Wooten, por favor. ¿ Wooten?
Tarihleri kontrol edebilirsin, Gareth.
Puedes revisar las fechas, Gareth.
Bak, Gareth, benim için iflah olmaz yalancı dediklerini biliyorum... ve mahkemede söylediklerimin tek kelimesine kimse inanmadı... ama Charlie Burke hayal ürünü değildi... bu kişi gerçekten vardı.
Mira, Gareth, sé que la gente dice que soy un mentiroso compulsivo y nadie creyó ni una palabra de la que dije en la corte pero Charlie Burke existió... no es solo un producto de mi imaginación.
Sonra sen geldin, Gareth.
Y entonces tú llegaste, Gareth.
Seni görür görmez iyi bir insan olduğunu anlamıştı, Gareth.
Él reconoció eso en ti en el minuto que te vio, Gareth.
Faul yaptılar, Gareth.
Ellos hicieron faul, Gareth.
Karşımızda kahrolası hükümet var, Gareth!
¡ Es el maldito gobierno, Gareth!
Hapisten çıktıktan sonra... Giuseppe Conlon'un itibarının iade edilmesi için... Gareth Peirce ve Sarah Conlon'la birlikte kampanya yürütüyor.
Al salir de prisión, junto con Gareth Peirce and Sarah Conlon organizaron una campaña para limpiar el nombre de Guiseppe Conlon.
Gareth'i dans ederken gördüğüm ilk anı hatırlıyorum.
Recuerdo la primera vez que vi a Gareth bailando.
Gareth, ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun.
Gareth, no sabes la suerte que tienes.
Ama öncelikle Matthew'dan yani Gareth'ın en yakın arkadaşından birkaç kelime söylemesini istedik.
Pero antes, Matthew, el mejor amigo de Gareth ha accedido a decir unas palabras.
Gareth cenazeleri düğünlere tercih ederdi.
A Gareth le gustaban más los funerales que las bodas.
Bu konuşmayı hazırlamak için birkaç kişiyi aradım. Amacım Gareth'ın tanıştığı insanlar tarafından nasıl hatırlanacağını anlamaktı.
Para preparar este discurso, llamé a algunas personas para conocer la opinión general que merecía Gareth.
Eğer Gareth ve Matthew gibi olamayacaksak, o zaman akışına bırakmalıyız.
Si no podemos ser como Gareth y Matthew tal vez deberíamos renunciar.
Gareth, vizelerinde ikinci soruyu cevapla,... üçüncüyü değil, üçüncü daha kolay görünebilir ama yapamıyorsun...
Gareth, responde la segunda pregunta en "término medio", no a la tercera.
On yıl sonra, Gareth Sismoloji Görev Biriminin başına geçecek ve depremleri tahmin edecek bir sistem geliştirecek.
En 10 años Gareth dirigirá el Destacamento de Fuerzas de Sismología. y diseñará un sistema que predicirá los terremotos.
Yeterli değil! Peki ya bütün o söylediklerin? Bana, Gareth'e,... şehre olacaklar hakkında bulunduğun tahminler?
¿ Qué hay de las predicciones sobre mí y sobre Gareth?
Biz, Gareth ve ordusunu geri püskürtürken, her yerde cesetler vardı.
Para cuando hicimos retroceder a Gareth y a su ejército los cadáveres estaban por todos lados.
Gareth'ı öldürene kadar bir hayatım yok, Zeyna.
Hasta que mate a Gareth, no tengo vida, Xena.
- Peki ya eğer sana Gareth'ı nerede bulabileceğini söyleyebilirsem?
¿ Qué tal si te digo dónde puedes encontrar a Gareth?
Bu işi bitirdiğin zaman... sana Gareth'ı nerede bulabileceğini söyleyeceğim.
Cuando termines este trabajo te diré dónde encontrar a Gareth.
- On yıl öncesiyle ilgili... Goliath ve benim, bir mücadelede Gareth ve ordusuna karşı savaştığımız zamanı.
Sobre hace diez años cuando Goliat y yo peleamos en una campaña contra Gareth y su ejército.
O beni kurtarırken, Gareth hepsini öldürdü.
Mientras me estaba salvando, Gareth los mató a todos.
Dagon Gareth'ı nerede bulabileceğimi biliyor.
Dagon sabe dónde puedo encontrar a Gareth.
Ama şu senin masum insanların ben ve Gareth'ın arasında duruyor.
Pero esta gente inocente tuya se interpone entre Gareth y yo.
- Gareth... hala...
Gareth todavía...
- Gareth.
- Gareth.
- Üç adımlık. Bu Gareth olmalı.
Tiene que ser Gareth.
Zeyna'nın eski dostu, Goliath ailesini öldürdüğü için Gareth'dan intikam almak istiyordu.
El viejo amigo de Xena, Goliat, quiso vengarse de Gareth por asesinar a su familia.
- Gareth bir başlık giyiyor mu?
¿ Gareth usa un casco?
Ama eğer onu havaya kaldırabilirsem, bence Gareth'ı çivilemekte kullanabiliriz.
Pero si logro que vuele, podremos usarlo para enterrar a Gareth.
Gareth buraya geldiği zaman... üzerinde bir kemer tokası asılı havada yüzen bir parça parşömenle onu haklayacağız.
Cuando Gareth llegue, vamos a tener un pedazo de pergamino flotando en el aire, con una hebilla colgando de él.
- Bu Gareth bir orduyu ezmeye asla karşı koyamaz.
Ese Gareth nunca se resistió a aplastar a un ejército.
Zagreas'ı Gareth'ın yoluna çıkartmak.
Poner a Zagreas en el camino de Gareth.
"GARETH'I BEKLEME"
Esperando a Gareth
Gareth... gene karşılaştık.
Gareth nos encontramos nuevamente.
Hadi, Gareth... soğuk almazsın!
Vamos, Gareth, no podrías pescar ni un resfrío.
Charlotte son flörtüyle oradaydı, Gareth Davis. Bekardı ve şehir merkezinde ikinci sınıf modellerin ve salata yiyen erkeklerin takıldığı Thorn Restaurantının sahibiydi.
Charlotte estaba ahí con su última aventura el dueño de un restaurante para modelos de segunda categoría y los hombres que les compraban ensaladas.
Gareth, gitmem gerek.
Gareth, me tengo que ir.
Tahminen Gareth'a ait.
Probablemente pertenecía a la unidad Galice.
Adı Gareth Parkashoff'tu.
Se llama Gareth Parkashoff.
Kartı alanlardan biri olduğunu biliyoruz. Garet Parkashoff.
Le mandaron una postal Gareth Parkashoff.
Daly.raksın, Gareth.
Eres un gilipollas, Gareth.
Gareth!
¡ Gareth!
- Çok iyi bir teori Gareth.
Es una buena teoría, Gareth.
- Gareth nerede?
- ¿ Dónde está Gareth?
Keşke Gareth da burada olsaydı.
Desearía que Gareth estuviera aquí.
Gareth kim?
¿ Quién es Gareth?
Hower'la ilgili konuşmamız gerekiyor. - Dev Gareth'mış.
Tenemos que hablar sobre Hower.
Fazla zamanımız yok.
El gigante es Gareth.
- Gareth...
Gareth es- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]