English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gelmişsin

Gelmişsin translate Spanish

1,945 parallel translation
Yine de bakıyorum da sürpriz bir hediyeyle beraber gelmişsin.
Aunque te veo llegar con un regalo inesperado...
- Dede, gelmişsin.
Abuelo, llegaste.
Ashlynn, erken gelmişsin.
Ashlynn, llegas temprano.
- Meg, erken gelmişsin. - Evet.
Meg, llegaste temprano.
Sakız, benim için gelmişsin.
Caramelito, viniste por mí.
Buraya sadece süt banyosu yapmaya gelmişsin.
¡ Oh, tonta de mí. Estas aquí sólo por el baño de barro.
Gerek olmadığı hâlde teşekkür etmek için uzun yol gelmişsin.
Has hecho un largo camino para agradecer cuando no hay necesidad.
Zamanında gelmişsin.
Ha llegado a la hora.
- Gelmişsin.
- Viniste.
Gelmişsin!
- ¡ Apareciste! - ¡ ah!
Hey, Joe Longo gelmişsin.
Ey, Joe Longo ¡ apareciste!
Oh, Hunter, geri gelmişsin.
Hunter, volviste.
Tedbirli gelmişsin bakıyorum, komutan.
Veo que ha previsto todo, Sargento.
Gelmişsin.
Has venido.
Bugün eve erken gelmişsin!
¡ Hoy llegaste temprano!
Nepal'e bir amaçla gelmişsin ve onu gerçekleştirinceye dek de geri dönmeyeceksin.
Has venido a Nepal con un objetivo y no te marcharás hasta que lo consigas.
Gelmişsin.
Así que eres tú.
Geç gelmişsin.
Llegas temprano, parece.
Hüsrana uğramak için uzun bir yol gelmişsin.
Has recorrido un largo camino para ser decepcionado.
Erken gelmişsin.
Que llegó temprano.
Gelmişsin!
Estás en casa.
İnanamıyorum, bana karşı öyle iyisin ki kapıma kadar gelmişsin.
No puedo creer que seas tan gentil como para venir hasta mi puerta.
Çabuk gelmişsin.
¡ Vaya, vaya! Qué poco has tardado.
Yarım saat geç kalacağını söylemiştin. Yani tam zamanında gelmişsin.
Bueno, dijiste que te retrasarías por media hora, así que llegas a tiempo.
Gelmişsin.
Vino.
Çöpleri her yere döke döke gelmişsin.
¡ Has dejado basura por todo el camino!
Tanrım, hazır gelmişsin.
Hombre, vas directo al punto.
Gelmişsin.
Hola. Has venido, después de todo.
- Gelmişsin.
- Aquí estabas.
Kendi tanınla gelmişsin.
Ha hecho su propio diagnóstico.
Gelmişsin.
Pudiste venir.
Evelyn, harika, gelmişsin. Yukarıya gelir misin?
Evelyn, qué bueno que viniste.
Erken gelmişsin.
Llegaste temprano.
Bir şey hakkında galeyana gelmişsin.
Que fuistéis despedidos por algo.
Buraya bir görev için gelmişsin.
Vienes aqui en una misión.
İntikam için uzun yol gelmişsin, Oswald.
Tuviste un largo camino para vengarte, Oswald.
JR K'den. Laura, demek gelmişsin.
Laura, estás en la ciudad.
Buraya pembeler içinde gelmişsin.
Vienes aquí de rosa.
Bu bir Hellman-Chang masası mı? Amanın! Serena, gelmişsin.
¿ Esa es la mesa de Hellman-Chang? Serena, viniste después de todo.
Güzel, eve gelmişsin.
Estás en casa.
Haddie! Gelmişsin! Seni gördüğüme çok sevindim.
¡ Lo lograste!
Gelmişsin bile.
Ya estas aquí.
Buraya kadar gelmişsin.
Viniste hasta aquí.
Beni almaya bizzat gelmişsin.
Has venido a buscarme en persona.
Güzel, gelmişsin.
Oh, bien, estás aquí.
Yüklü gelmişsin.
Viniste equipado.
Gelmişsin.
Hola.
İyi yerlere gelmişsin demek ki.
De la cara. Se lo ha montado bien.
Gelmişsin.
Llegaste.
Gelmişsin.
Estás en casa.
Gelmişsin.
Estás aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]