Giggity translate Spanish
39 parallel translation
Kim yaptı onu?
- ¿ Quien fue? - ¡ Giggity!
Giggity, giggity, 50'li yıllar giggity.
Bada bada bada años cincuenta bum.
Gigidi...
¿ Giggity?
Gigidi-gigidi...
Giggity-giggity...
Giggety!
¡ Giggity!
Giggity.
Toma.
Son zamanlarda,... Peter yaşım hakkında kendimi berbat hissettiriyor, ayrıca Anthony'nin etrafındayken,... bana hala genç ve çekiciymişim gibi bakıyor.
Giggity... Es solo que, ultimamente Peter me ha estado haciendo sentir tan mal por mi edad, y bueno, despues estoy cerca de Anthony y el mira como si fuera joven y atractiva.
- Aganigi!
- Giggity.
Evet, geç oluyor. Eve gideyim de yanlış anlaşılma yaşanmasın.
Sí, supongo que iré a casa y me haré un "giggity".
Şuraya bak, 32. katta bir fıstık var.
Oigan, miren... tenemos un giggity ahí en el trigésimo segundo piso.
Giggity! Buradan bakınca her şey çok büyük ve çok hızlı yaklaşıyor gibi.
Vaya, desde aquí arriba, todo parece ser muy grande y venir muy deprisa.
Ağzında bir giggity-byte için yeterli depolama alanına sahip.
Su boca tiene suficiente espacio de almacenamiento para un giggity-byte.
Giggity.
Giggity.
Giggity olabilirim.
Puedo ser giggity.
Gereksiz bir giggity oldu bu, Quagmire.
Ese fue un giggity sin sentido, Quagmire. Dije "sube".
Dün kuzey sahilinin orada bir uçak pisti görmüştüm, giggity.
Vi una pequeña pista de aterrizaje, giggity.
Bu adadan kurtulmak için en iyi şansımız o olabilir giggity.
Debe ser nuestra mejor oportunidad de salir, giggity, de la isla.
Gerçekten gördün mü yoksa bu "giggity" demek için yaptığın bir bahane mi?
¿ Realmente lo viste, o solo fue una excusa para decir "giggity"?
Artık benim "jiggety" diyen olmamı ister misiniz?
¿ Quieres que sea yo el que dice "giggity" ahora?
"Giggity" diyecek mi?
él dira "giggity"?
Ben "giggity" demeli miyim?
debo decir "giggity"?
Başkalarının "giggity" demesine izin var mı?
o diran otras personas "giggity"?
Bugün yeni üyemiz var, giggity- - Chris G.
Ahora, hoy, tenemos un nuevo miembro, giggity, Chris G.
Bu bir giggity mi?
Es que un giggity?
Bu bir giggity.
Eso es un giggity.
Giggity.
- ( SUENA EL TELÉFONO )
Seni almaya geliyorum.
- Giggity. PETER :
Teşekkürler ve Giggity günler.
Gracias y que tenga un día bien giggity.
David Spade'i ne yapacağız?
No lo sé. Creo que he dicho "Giggity giggity".
Gigity.
Giggity.
Giggity, giggity, giggity, Giggity, giggity, giggity,
Giggity, giggity, giggity, giggity giggity, giggity, giggity, giggity, giggity!
Tamamdır.
¡ Giggity!
Meg'in erkek arkaşı, Anthony'e.
¿ Giggity? Es el novio de Meg, Anthony.
- Giggity Bağı bu Lois.
¿ Es un brazalete lo que estás usando?
Sen anlamazsın.
Es una pulsera giggity, Lois.
Tek bir problemimiz var.
Giggity giggity.