Girdim translate Spanish
6,206 parallel translation
Noel'ın arabasına girdim.
Estoy en el coche de Noel.
Tanner'ın telefonuna girdim.
No hace falta seguirles. Tengo acceso al teléfono de Tanner.
Kitap yaptım, bahse girdim, çoğunlukla sport maçları için.
Hago retos, recibo apuestas, con eventos deportivos principalmente.
Odana girdim ve dolabını inceledim ve bir şey buldum.
Fui a tu habitación y rebusqué en tu armario, y encontré algo.
- Komaya mı girdim?
¿ Estaba en coma?
En yakında bulabildiğim bedene girdim.
Poseí el primer cuerpo que pude encontrar.
- Tamamdır, girdim.
Bueno, ya entré.
Bar kavgasına girdim.
Me he metido en una pelea de bar.
Şu son iki yılda haftada en az üç kez gelinin içine girdim.
- o... - Contribuí dos años a penetrar a la novia al menos tres veces a la semana.
Girdim!
¡ Estoy dentro!
Çat kapı girdim.
He mirado dentro.
Kontrol altına alabileceğim bir şey mi diye içeri girdim ama içeri girdiğimde alevler yayıldı.
Entré dentro para ver si había algo pequeño que poder salvar pero cuando entré, estaba descontrolado.
- İşte ikinci haftamda rekorlar kitabına girdim.
Dos semanas en el trabajo. Y ya estoy en el libro de récords.
Tam şurada yüksek dozdan komaya girdim.
Tuve una sobredosis ahí.
Aromaya girdim.
Tengo alcohol.
- Bütün güneydoğuya girdim.
- Cubrí todo el sudeste.
Bak, zaten bu yeni ürün gelişimiyle çok büyük bir risk altına girdim.
Mira, Estoy en el filo por experimentar con el desarrollo de productos.
Kodu girdim, sinyal çalıştı.
Está bien. El código entró y la señal está funcionando.
İnternete girdim ve belirtilerine baktım.
He buscando en Internet sus síntomas.
Ah, onlar, şeyden beri var... Shabbat'a gelen o adamdan sonra aşırı strese girdim ve bıçak ile bütün kadınları tehdit ettim.
Bueno, desde que... me estresé por un tío que apareció en el Shabbat y nos amenazó a todas con un cuchillo.
Ve sonra Dale'in evine girdim ve orası çok farklıydı.
Y entonces entré en casa de Dale y era completamente distinta.
Hapse girdim ama yüksek tahsilliyim. Akla gelen her konuda arada kalıyorum.
Luchando entre dos aguas, por eso es importante tomar medidas aquí.
Sırf bir kütüphaneye girdim diye beni burada tutmayacaksın, değil mi?
¿ Simplemente vas a mantenerme aquí encerrado porque entré en la maldita biblioteca?
Dün gece Vincent Bourg'un dairesine girdim.
Entré en el piso de Vincent Bourg anoche.
Ben çoktan senin eşyalarının paketleme zahmetine girdim bile.
Hasta me tomé la molestia de traer todas tus cosas.
Emily Thorne'un evine girdim dün gece.
Me colé en la casa de Emily Thorne anoche.
İçine girdim. Bir şeyler buldum.
Entré... encontré cosas.
Bir yaşıma daha girdim.
Bueno, voy a ser lastimada
Herkese aynını mı yapıyorsunuz? Ha? Bu girdim demek mi?
¿ Así es como funciona? ¿ Significa eso que estoy dentro?
- Girdim bile.
Ya lo he hecho.
Görünen o ki hormonlar kontrolde. Çünkü Petra'nın suitine girdim ve sen haklıydın, ben yanıldım.
Parece que sí estoy hormonal porque me escabullí a la suite de Petra, y tú tenías razón, y yo estaba equivocada.
Sanırım kanına girdim.
Creo que he llegado hasta él.
En yakın şehre girdim ve sokakta yatıp kafayı çektim.
Entré en la ciudad más cercana y yo... Dormí en la calle y bebí.
O sadece... Konuya girdim ve bence ne söylemek istediğimi biliyordum. O ise konuştu konuştu, durdu... ve birden henüz anlayamadığım şeyleri kabul ediverdim.
Solo... Voy y sé lo que quiero decir, y ella sigue y sigue hablando y de repente estoy aceptando cosas que ni siquiera entiendo.
Ama kanalın programını Joey Bishop'a vereceğine bahse girdim.
Pero sí aposté que la cadena le daría este programa a Joey Bishop.
İki ayda bir çıkan atıştırmalık kutusu büyük başarı yakaladı. Ama ben bu oyuna film çekmeye girdim, o yüzden film çekelim.
"La caja de tentempiés seleccionados bimestralmente" ha sido un éxito, pero me metí en esta industria para hacer películas, así que hagamos una película.
Sarhoş olup gizlice kütüphaneye girdim.
Me emborraché e irrumpí en una biblioteca.
Güvenlik veri tabanına girdim ama tüm dosyalar silinmiş.
Entré en el servidor de vigilancia, pero los ficheros habían sido borrados.
Gizlice girdim ve çılgıncaydı.
Me colé, y fue de locos.
- İlişkiye girdim onunla.
- Me acosté con ella.
Angus'ın e-posta adresine girdim ama çoğunlukla berbat şakaların forward e-postaları var.
Tengo acceso al correo electrónico de Angus... pero la mayoría son chistes malos.
Bugün sizi böldüğümde girdim bile değil mi?
De hecho ya lo hice cuando os interrupí a los dos antes ¿ No?
Benim için bir anlamı olduğu için girdim.
Lo tomé porque significa algo para mí.
Çalıntı araba ile gezdim, dikenli tellere girdim.
Conduje un coche robado, choqué contra una alambrada.
Selam. Şey... Dice'a girdim ve muhteşemdi.
Hola... jugué a Dice y me fue bien.
Sahil evine gizlice girdim.
Me metí a escondidas a la casa de la playa esta noche.
Hem portala girdim hem öldüm ama cesaretimi kaybetmedim.
Mordí el portal y morí ; No perdí mis cojones de dama.
Sonra içeri... İçeri girdim ve Sam'in, Johnny'i bir sandığa kilitlediğini gördüm.
Cuando entré vi que Sam había metido a Johnny en el baúl.
Bir yaşıma daha girdim yav.
Las maravillas nunca paran.
İçeri girdim ve gördüm. Şu an sana bakamıyorum bile.
Y entro, y veo -
- Girdim.
- Estoy dentro.