Gitsin translate Spanish
19,349 parallel translation
Ekonomi ne kadar kötüye giderse gitsin, Nick, çocuklar her zaman trambolinde zıplamak ister.
Por más que empeore la economía, Nick los niños siempre quieren saltar en los trampolines.
Eğer bunu yapmak istiyorsan, yapalım gitsin.
Si vas a hacer esto, hagámoslo.
Frances, bırak gitsin.
Frances, solo... Déjalo ir.
Bırak gitsin derken, hayatından çıkar demek istiyorum. Çünkü sana o ilişkinin kötü bir fikir olduğunu söylemiştim,
No, deja que se vaya de tu vida porque te dije que Julian era mala idea.
Salla gitsin.
Al diablo con él.
- Salla gitsin. O bir canavar.
Que se pudra, es un monstruo y está furioso.
Tabii eğer bu iş... Bay Jay Brenner'a gitsin istemiyorsan.
A menos que usted quiere que yo tome mi negocio por la ciudad para el Sr. Jay Brenner.
- Vur gitsin!
- ¡ Genial!
- Boşver gitsin...
- Olvídalo...
1000 yap gitsin...
Que sean 1.000...
Yapıver gitsin.
Solo dale.
Mumlarımı o üflemişti, dileğimi çalmıştı - ki partiden gitsin diye dileyecektim - sonra gitti, midillimi de götürdü.
Sopló mis velas, se robó mi deseo, que era que ella se fuera, y cuando se fue, lo hizo en el poni de paseo.
Barker'a söyle de siktirip gitsin. Ben de Flutterbeam'e gidip şuradaki denyoların Pied Piper'ı kurarken hezimete uğrayışlarını izleyeyim.
Al diablo con Barker me iré a Flutterbeam para poder ver como estos idiotas fracasan tratando de construir Pied Piper solos.
- Salla gitsin Tommy.
- Déjalo pasar, Tommy.
- Unut gitsin.
- Olvídalo.
O zaman annene söyle bir siktirsin gitsin.
Entonces dile a tu madre que se vaya a la mierda.
- Aynen, yap gitsin!
- ¡ Sí, hazlo!
Bak aslanım, onunla yüz yüze konuşurken sorun yaşıyorsan.. .. mesaj gönder gitsin. Belki şunun gibi...
Si tienes problemas para hablar con ella en persona, envíale un mensaje de texto.
Nereye giderse gitsin çok tanınıyor, fazla bir şey yapamıyor ama insanların Usain'le ilgili anlamadığı şey bu.
Lo que la gente no entiende de Usain es que como es tan reconocible a donde vaya, no puede hacer mucho.
Ama ben "Bırak gitsin." dedim.
Yo le dije : "Amigo, renuncia".
- Tamam. Bana ne, at gitsin.
- Adelante, no me importa.
Unut gitsin Karen. Olmaz.
Olvídalo, Karen.
Yapalım gitsin.
Manos a la obra.
Ye gitsin.
Adelante.
Müstakbel gelinin kulağına bir şeyler gitsin istemeyiz.
No queremos para nada volver con la novia formal.
Bırakta kızlar gitsin.
Pero deja que se vayan las chicas hombre.
- Bakma gitsin.
Simplemente no mires.
- Sermayedarların da kulağına gitsin.
Asegúrate de que nuestros inversionistas lo sepan.
- Lütfen boş ver gitsin.
Ya he desencadenado cientos de avalanchas.
Lütfen boş ver gitsin.
¡ No hagas eso, papá!
Bence sal gitsin.
Yo digo que le dejemos ir.
Unut gitsin.
Me encargo.
Tamam, yap gitsin.
Bien, adelante.
Yok, unut gitsin. Boş ver.
Sabes, olvídalo, no importa.
Tamam, tamam. Unutalım gitsin.
Dejémoslo ahí.
- At gitsin.
- ¡ Lo tiras!
- At gitsin!
- ¡ Lo tiro!
Unut gitsin.
- Olvídalo.
O zaman, sorunu çöz gitsin, çünkü o cidden iyi bi çocuk.
Resuélvelo, porque es un buen tipo.
Unut gitsin.
Y una mierda.
Her neyse, salla gitsin.
Es lo que toca
- Todd onlarla gitsin.
- Que vayan con Todd. - Lo despidieron.
- Evet ama unut gitsin.
Sí, pero... deberías olvidarlo. - ¿ Qué?
Değil mi? Eğer istemiyorsan siktir et gitsin.
Si no te gusta, al diablo.
"Boş ver gitsin."
"Dejar pasar".
Tabii, boş verelim gitsin.
Claro, dejémoslo pasar.
Sok gitsin.
Sólo mételo.
Unut gitsin.
Olvídalo.
- Al gitsin.
Hazlo.
Boş ver gitsin.
¡ Olvídalo!
Boş ver gitsin işte.
¿ Por qué no lo deja pasar?