English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Grayer

Grayer translate Spanish

71 parallel translation
- Grayer!
- Grayer.
Seni karşılamak için evde olamadığım için özür dilerim fakat Ebeveynler Birliği toplantımdan önce araya küçük bir alışveriş işini sıkıştırmaya çalışıyorum ve aklıma gelmişken lütfen çıkışta Grayer'i, Hıristiyan kreşinden alır mısın,... - Vay be! ... saat tam 2 : 15'de?
Lamento no poder estar allí para recibirte pero trato de hacer algunas compras antes de mi junta de la Sociedad de Padres, lo que me recuerda... por favor recoge a Grayer del preescolar cristiano a las 2 : 15 en punto.
- Grayer'in iyiliği için evimizde bir düzen bilincini oturtmanın önemli olduğuna inanıyoruz.
- " Creo que es importante mantener cierta idea de estructura en nuestro hogar por el bien de Grayer.
Grayer ve oyun arkadaşlarının, ebeveyn yatak odasına girmelerine... -... asla izin verilmez. - Hadi be.
Grayer y sus compañeros de juego nunca pueden entrar al dormitorio principal.
Grayer'in gündüz vakti uyumasına izin verilmez.
Grayer nunca puede tomar siestas durante el día... "
Lütfen Grayer'in duvarlara sürtünmesine mani ol.
Por favor evita que Grayer se frote contra ellas.
Central Park'tan veya Madison tren istasyonundan geçerken... -... Grayer pusetinde oturuyor olmalıdır.
Grayer aún debe sentarse en un cochecito al cruzar Park o Madison.
Grayer soya zengini organik diyetine her zaman bağlı kalmalıdır.
Regla número siete : Grayer mantiene una dieta orgánica alta en soya.
Grayer'a haftada en az üç kez Fransızca egzersizi yaptır.
Practica francés con Grayer al menos tres veces a la semana.
- Notta Grayer'i okuldan saat 2 : 15'de almam gerektiği yazıyordu.
- La nota decía que recogiera a Grayer de la escuela a las 2 : 15.
- Grayer X?
- ¿ Grayer X?
- Grayer'ı.
- A Grayer.
Ah, Grayer, işte buradasın.
Grayer, allí estás.
Grayer, dur.
Grayer, basta.
Grayer!
Grayer.
Grayer, yerden kalk.
Grayer, levántate del piso.
Grayer, şaka yapmıyorum.
Grayer, no bromeo.
Sanırım bu Grayer'a ait.
Creo que esto le pertenece a Grayer.
Hey, Grayer, ben üst kattaki arkadaşın.
Oye, Grayer, es tu amigo de arriba.
O yüzden ben de, kalbimin sesini dinlemek yerine Grayer'in kalbini kazanmanın yolunu bulmaya odaklandım.
Así, en vez de seguir mi corazón, me concentré en hallar un camino al de Grayer.
Grayer, dur artık.
Grayer, basta.
Grayer'la arkadaşlık kurmak kesinlikle kolay bir iş değildi.
Hacerme amiga de Grayer ciertamente no fue fácil.
Sonra da Grayer'in, Collegiate okuluna başvurusu için tavsiye mektuplarının fotokopilerini çektirmeni istiyorum.
Luego necesito que fotocopies las cartas de recomendación para la solicitud de Grayer a Collegiate.
Hey, Grayer, sakın... üzülme.
Grayer, no... no estés triste.
- Grayer, hadi dostum.
- Grayer, vamos, amiguito.
Grayer'ın acilen tuvaleti kullanması gerekiyordu da.
Grayer simplemente tenía que usar el baño.
Merhaba, Grayer. Beni hatırladın mı?
Hola, Grayer. ¿ Me recuerdas?
Grayer, acele et.
Grayer, apúrate.
Tatlım, Grayer bekleme listesi komitesinden haber almadı mı henüz?
Cariño, ¿ Grayer oyó algo del comité de lista de espera?
Grayer ne alemde?
¿ Cómo está Grayer?
Belki de Grayer'la,'Guggenheim'deki'Pissaro'sergisine gezmek gibi eğitici bir şeyler yapmak için uygun bir sabah olabilir.
"Quizá podría ser una buena mañana para hacer algo educativo con Grayer, como la exhibición de Pissarro en el Guggenheim".
- Hayır, gerek yok, Grayer.
- No, está bien, Grayer.
Grayer, yapma... yapma!
Grayer, no... no.
Grayer, çıplaklık yok.
Grayer, no te desvistas.
Oh, Grayer!
Ay, Grayer.
Ben... bu gece büyükanneni hastanede ziyaret etmene izin verdiğimi biliyorum ama yarın Grayer'ın doğum günü olduğunu sana hatırlatmam gerektiğini hissettim
Sé que acepté dejarte visitar a tu abuela en el hospital esta noche, pero siento que necesito recordarte que mañana es cumpleaños de Grayer.
Grayer daha iyi bir hediye isteyemezdi.
Grayer no podría pedir mejor regalo.
Evet ama Grayer'ın polene karşı hassasiyetini biliyorsun.
Pues ya sabes cómo es Grayer con el polen.
Grayer için Collegiate okuluna yaptığımız başvuru reddedilmiş gibi görünüyor.
Parece que Grayer fue rechazado en su admisión a Collegiate.
Grayer, annene git.
Grayer, ve con tu mamá.
- Hayır. - Annene git, Grayer.
Ve con tu mamá, Grayer.
Grayer için en iyisi neyse yapmaya hazırım.
Lo que sea mejor para Grayer.
Bu söylediğini, Grayer'ın kusmuğunu temizlemekle Bayan X'in çamaşırlarını toplamak arasında bir yere sıkıştırmaya çalışırım.
Trataré de hacerlo entre limpiar el vómito de Grayer e ir a la tintorería para la Sra. X.
Grayer'i bırakamam.
No puedo dejar a Grayer.
Bunu size Grayer mı almıştı?
¿ Grayer se lo compró?
Hayır, Gray... hayır, Grayer.
No, Gray... no, Grayer.
Grayer'ın ateşi 40 derece, üstüm başım kusmuk içinde ve evde kimse yok.
Grayer tiene 40 grados de temperatura y tengo vómito encima, y no hay nadie aquí.
Grayer çok ama çok hastalandı.
Grayer ha estado muy, muy enfermo.
Şimdi istifa edersem, her şeyi mahvederim... ve Grayer'ın da kalbini kırarım.
Si renuncio ahora, lo arruinaré y le romperé el corazón a Grayer.
Dinle bak, Grayer'ın önünde bir şey söylemek istemedim ama işin gerçeği, sadece birkaç gün kalabileceğim.
Escucha, no quería decir nada frente a Grayer, pero la verdad es que sólo puedo quedarme unos días.
Grayer nerede?
¿ Dónde está Grayer?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]