Greasy translate Spanish
22 parallel translation
Hadi Kaypak.
Vamos, Greasy.
Bay MacIntyre, Bay Travis, Bay Greasy.
Sr. MacIntyre, Sr. Travis, Sr. Greasy.
Pekâlâ Bay Travis, sizin Bay Greasy'ye gülümsemenizi istiyorum.
Sr. Travis, quiero que sonría al Sr. Greasy.
Bay Greasy, siz de Bay Travis'e gülümseyerek sıkıca tokalaşın.
Sr. Greasy, devuelva la sonrisa y de al Sr. Travis un fuerte apretón de manos.
Bay Greasy, üzerinize alınmayın ama gıda alanında çalışıyorsak, hijyeni en ön planda tutmalıyız.
Sr. Greasy, no se lo tome como algo personal pero cuando tratamos con productos alimenticios, la higiene es nuestro lema.
Ama Greasy Creek'teki çocuklardan aşırdığını duydum.
Oí que les robabas a los muchachos de Greasy Creek.
Greasy Creek'te başka bir iş ayarlamaya çalışmak için koşuşturuyorum, Doo.
Estoy pensando en asaltar de nuevo Greasy Creek.
Bilmem, Greasy Pole gibi bir şeydi.
No sé, Palo Engrasado o algo así.
Ağlamak için senin eski elemanların yanına gitmeliydin.
Y tenías que ir llorando con la pandilla en el Greasy Spoon.
Oily, greasy, fleecy, shinin`, gleamin`, steamin`
Grasoso, apelmazado, brillante, reluciente
Oturan Boğa, halkını av hayvanlarının bol olduğu Yağlı Çimen adlı nehrin kenarına götürdü.
Sitting Bull movió a la gente a las orillas del río llamado Greasy Grass, donde la caza era mucha.
Hadi, Kaypak.
Vamos, Greasy.
- Peki ya diğeri? - Greasy-noas.
- La siguiente propuesta, la de nariz pequeña.
Güvenilir bir kaynaktan aldığım habere göre dün akşam John Wilburn, Greasy Stool'da bedava içki içiyormuş.
Pues, obtuve de una fuente muy confiable que John Wilburn estuvo bebiendo gratis En el Greasy Stool anoche.
- Burası küçük bir kasaba. Greasy Stool'da yeni çalışmaya başlamış seksi ve sakar bir barmen hakkında bir söylenti duydum.
Escuché un rumor de que había una nueva barman torpe y buenísima trabajando en el Greasy Stool.
"Max Brody için Tanrıya şükürler olsun" diye düşüneceksin. "Eğer o olmasaydı şimdi etkileyici ve parlak haberciliğimden dolayı Pulitzer ödüllerini toplamak yerine hala" Greasy Stool " da içki dağıtıyor olacaktım.
" Gracias a Dios por Max Brody. Si no hubiera sido por él, yo aún estaría arrojando tragos en The Greasy Stool en vez de estar coleccionando Premios Pulitzer, por mi estilo de reportar provocativo y brillante, esa historia cambió el curso de mi vida.
Greasy Stool'daki martini için denediğim yeni bir tarif.
Es para una nueva receta en la que estoy trabajando, para un Martini en el Greasy Stool.
Yakında ilginç bir haber bulacak ve Greast Stool'u unutacaksın.
Se te ocurrirá algo jugoso en cualquier momento y dejarás a el Greasy Stool atrás.
Evet, Greasy Fork'taydı ama artık önemi yok.
Sí, en el "Greasy fork", pero ya no importa.
Ama menajerim, Gary Greasy, filmin için bir şarkı yazmam konusunda bana bir nutuk verdi.
Pero mi mánager, Gary Greasy, me ha convencido para escribirla...
Benimle bunu yazan yazar arkadaşlarıma teşekkür etmeliyim, Gary Greasy ve İsa, melodisini çaldığım evsiz adam.
Tengo que darle las gracias a mis co-guionistas, a Gary Greasy y a Jesús, el vagabundo al que le robé la melodía.
Weird Al, Gary Greasy uyuşturucu için geldiğinde dikkatini dağıtmak için yazılan güzel bir şeyi mahvetti. Selam Kenneth, güzel smokin.
Weird Al ha corrompido algo bonito que fue escrito para distraer a Gary Greasy mientras bajaba a por anfetaminas.