Guía translate Spanish
5,255 parallel translation
Bu bir gemici düğümü.
Ese nudo es un as de guía.
Walker, diğer ayarlamalar yapılana kadar idarecisi olarak doğrudan bana rapor verecek. Sorusu olan var mı?
Bien, Walker se comunicará directamente conmigo como su guía hasta que otras disposiciones tengan que hacerse. ¿ Preguntas?
- Auggie'nin işi kalıcı olursa yeni bir idareciye ihtiyacın olacak.
- Bueno, vas a necesitar un nuevo guía si Auggie consigue el trabajo permanentemente.
Onun idarecisiyim ben Arthur.
Yo soy su guía, Arthur.
Kızılderili bölgesinde bize rehberlik edecek birini arıyoruz.
Buscamos un guía que nos lleve a través de territorio indio.
Sabine, bölgedeki en iyi rehberdir.
Sabine es la mejor guía del barrio.
İnancı yaptıklarına yol gösteriyor mu?
Sí. ¿ Su fe guía sus acciones?
"Defenstrator" ı telefon defterinde araştırıp evini mi basacağız?
¿ Solo buscar "Defenestrador" en la guía telefónica y listo?
Sadece bu kitabı, beraberinde New York haritası, Venezulea gezi rehberi, pusula ve açılmamış bir paket bisküviyle beraber bu kutuda niçin bıraksın?
¿ Por qué iba ella a dejar este único libro fuera en esa caja junto con... un mapa de New York, una guía de viajes a Venezuela, una brújula y una caja sin abrir de galletas?
- O benim rehberim.
Él es mi guía.
TC Cardinal rehber mi?
¿ TC Cardinal, tu guía?
Telefon rehberini inceledim.
Exploré la guía telefónica.
Siz yolumuzu aydınlatansınız... Siz olmadan herkes yolunu kaybeder ve yok olur gider.
Usted es nuestra guía... el resto de nosotros perderemos nuestro camino y moriremos.
Gereken yönlendirmeyi yapmalıyız.
Debemos proporcionarles la guía adecuada.
Sakin sular boyunca beni yürütüp ruhumu tazeler...
Él me guía a arroyos de tranquilas aguas. Él sana mi alma...
Sakin sular boyunca beni yürütüp ruhumu tazeler!
Él me guía a arroyos de tranquilas aguas. Repara mi alma.
Kendi adının aşkına beni doğruluk içinde yol boyunca yürütür.
Me guía por el camino justo haciendo honor a su nombre.
Duyduğumuza göre Profesör Barrett P vs NP dünyasında bir nevi muhtar sayılıyormuşsunuz.
Tenemos entendido, Profesora Barrett, que usted es una verdadera guía del quién es quién en el mundo del P versus NP.
Thor, sen bizim Asgardlı tur rehberimizsin.
Thor, tú eres nuestro guía residente de Asgard.
Rehberliğim olmadan, hayatlarınız birer keşmekeş olurdu.
Sin mi guía, sus vidas serían un caos
Kontrol sevkiyle yasak hava sahasından geçebilirsiniz.
Aprobada la guía en registro a través de espacio aéreo restringido.
Bret Stiles Chad için bir rehber, bir isik gibiydi. Hepimiz için oldugu gibi.
Bret Stiles era una guía y punto de referencia para Chad, como lo es para todos nosotros.
Ona elektriksel kutup rehberi adını verdim. EKR.
Yo lo llamo un electro - polarizador guía, un E.P.G
- Rehberimiz nerede?
Donde esta nuestro guía?
- Rehberiniz benim.
Yo soy el guía.
Kariyerimde hiç avantaj sahibi olamadım.
Nunca tuve el sendero o la guía para ninguna carrera.
Kitapta geçiyor.
¿ Información? Está en la guía telefónica.
Düzenli ve uygun bir şekilde yönlendirildiklerinden emin olmalısınız.
Necesitas asegurar que tengan una guía constante y apropiada.
Bir çeşit kurtulma rehberine benziyor.
Parece una guía de supervivencia de algún modo.
Yani kural yok değişkenler yok, hiçbir şey yok.
Y sin ninguna guía, o parámetros, nada.
Telefon rehberi ile kimsenin göremeyeceği bir kısımla. Anladın mı ne dediğimi?
Con una guía telefónica en una parte del cuerpo que nadie puede ver, ¿ sabes de lo que hablo?
- Tur rehberini duymadın mı?
¿ No escuchaste al guía?
Ee, şu izci çocuğu tekrar ne zaman göreceksin?
Así que, ¿ cuándo verás al guía explorador de nuevo?
Halkını evlerine götüreceksin.
Guía a tu pueblo a casa.
Alışveriş rehberim olduğum için teşekkürler.
Gracias por ser mi guía de compras.
Devriye Rehberi çünkü bir kılavuz olarak adlandırılır bir sebep için.
Porque la Guía de Patrullas se llama guía por algún motivo.
"Mating Rituals" kitabının yazarı mı?
Autora de "Rituales de pareja", guía práctica de las relaciones...
Burada bir rehber veya terli bir metal işçisi olması gerekmez mi?
¿ No debería haber... un guía o algún tipo sudoroso golpeando metal por aquí?
Hades mi buna katkı sağlayacak?
Es el espíritu del Hades quien me guía.
Eskiden Eagleton telefon rehberi'nin yüzüydü.
Solía ser la cara de la guía telefónica de Eagleton.
New York'a gidip, telefon rehberinde Don Carleone'yi arayalım o zaman.
¿ Cuál es el plan? ¿ Ir a Nueva York... y buscar en una guía telefónica la dirección del puto Corleone, eso es?
Rehber.
¡ Guía!
Rehber'e basıyorum!
¡ Estoy pulsando el botón guía!
Bugün grupla vokal kaydı yaptım.
Hoy grabé la voz guía para una canción de la banda.
Ya bizi Henry'e götürmezse? Henry'i ara.
¿ Y si no nos guía hasta Henry? Llama a Henry.
Bu yüzden senin tur rehberin olacak.
Así que él va a ser tu guía turístico.
- O hâlde size rehberlik edeceğim.
Entonces seré vuestro guía.
Sözlüğe göre ne dersiniz? Hükümetlerin plan ve hedeflerini uygulamak için ilişkiler yürütmek demektir.
Por definición... es ayudar a la sociedad a comprender una idea... que guía la política y propósito del gobierno.
Rehber varlık doğrulandı.
Presencia guía autenticada.
Kitapta geçiyor.
Está en la guía telefónica.
Otostopçunun Galaksi Rehberi'nin ilk sayısı.
Es la primera edición de Guía del Viajero Intergaláctico.