English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gözyaşları

Gözyaşları translate Spanish

2,651 parallel translation
Onlar mutluluk gözyaşlarıydı.
Esas eran lágrimas de alegría.
Mutluluk gözyaşları, Kevin.
Ya sabes, lágrimas de felicidad, Kevin.
Yani gözyaşları içinde bulunduğu yerden kaçana kadar ona her tür kusur bulur ve eleştirirler mi diyorsun?
Oh, ¿ quieres decir así pueden buscarle defectos y criticarla hasta que salga corriendo del lugar en llanto?
Uther Pendragon'un gözyaşları, düşüşünün sadece başlangıcı.
Las lágrimas de Uther Pendragon sólo han comenzado a caer.
Gözyaşlarına ne oldu?
¿ Qué ha pasado con las lágrimas?
Hayalet, söyle bize. Yağmur gerçekten Tanrı'nın gözyaşları mı?
Fantasma, dinos,... ¿ es la lluvia las lagrimas de dios?
Bunlar mutluluğun gözyaşları.
Estás no son lágrimas de tristeza.
Bu aynı zamanda, yoksulların gözyaşlarıdır.
- Te convoqué aquí para elogiarte. - Gracias, Padre.
~ ~ Aptal gibi... ~ ~ ~ ~ Kalbim gözyaşlarımla doldu. ~ ~
Como un tonto... con mi corazón inundado de lágrimas...
~ ~ Aptal gibi... ~ ~ ~ ~ Kalbim gözyaşlarına boğuldu. ~ ~
Como un tonto... con mi corazón inundado de lágrimas...
# Gözlerime neşe gözyaşları dök #
# Una lágrima de felicidad me dará #
Seni hayal ettim Yastığımda gözyaşları Senden şunu istiyorum yavrum
# Sueño contigo # # con lágrimas en mi almohada # # te pido, cariño # # cariño, por favor #
- Ben de, gözyaşlarına boğulurum.
- Ni yo, creo que me eché a llorar.
Gözyaşlarını kendine sakla.
Guarda las lagrimas para ti.
Sonra da, sanki gözyaşlarına boğulacakmış gibi baktı.
- Bueno... - Y entonces me echó una mirada que casi me quema.
Gözyaşlarını denedim. Berbat bir maskara sürdüm ki farketsin diye.
Me eché a llorar, llevaba un rimmel malo, así que se habrá dado cuenta.
# Ve sevinç gözyaşları içinde çığlıklar atacağız
# Y con lágrimas de emoción lo gritaremos con fuerza #
- Gözyaşlarıma hakim olamıyordum ve dedim ki...
- Estaba luchando por contener las lágrimas y dije..
İnceleme sonrasındaki gözyaşları için mendil de getireyim.
Voy a traer pañuelos para las lágrimas que vendrán después de nuestras evaluaciones.
Haydi bebeğim, o gözyaşlarını getir buraya.
Vamos, derrámame esas lágrimas aquí.
Gözyaşlarını boşuna dökme.
No malgastes tus lágrimas.
Gözyaşlarıyla savaş ki senin için ağlasınlar. Ellerimi çöz.
Retiene las lágrimas y ellos llorarán por ti.
Vince kordonu kesti, doktor bebeği Teresa'ya verdi sadece taşıyıcı olmama rağmen gözyaşlarımı tutamadım.
Y Vince cortó el cordón y el médico puso el bebé en brazos de Teresa, y aunque sólo había sido la madre de alquiler, rompí a llorar.
Gözyaşlarının bir kıymeti yok
Llorar no te servirá.
Bütün gözyaşlarımızı silmeye yetecek kadar kâğıt mendil yok. "
No son suficientes los pañuelos para secar todas las lágrimas.
Kanadı kırılmış bir kuşu alıp kafese koymak ve gözyaşlarınla onu sulamak gibi bir şey.
Es como agarrar un ave con el ala rota y ponerlo en un caja de zapatos y alimentarlo con un cuenta gotas.
En son müşterim hayatı için gözyaşları içinde yalvarmıştı.
El ultimo, John estaba llorando, rogaba por su vida.
kadın savcının gözyaşları. ]
La fiscal rompe en lágrimas. ]
Sonu seni gözyaşları içinde bırakmış olmalı.
El final debió haberte hecho llorar.
Başkanım! 3. aday... Kendine has gözyaşlarıyla tutku dolu bir insan.
El tercer nominado, imitador exagerado, una tormenta masiva de lágrimas... aún exagerando en una breve palabra, El Asistente Kim, Kim Sung Ho.
Gözyaşlarım olmadan, hiçbir şey yapamıyorum.
Sin lágrimas, no puedo hacer nada...
Sadece gözyaşlarım kaldı.
Sólo tengo lagrimas.
" Eros'un Gözyaşlarını duymuş muydun?
¿ Ha oído acerca de "Lágrima de Eros"?
Gözyaşlarım seni geri çağırmaz mı?
¿ Mis lágrimas no pueden traerte de regreso?
Gözyaşlarımı görüyor musun, aşkım?
¿ Ves mis lágrimas, mi amor?
Dikenlerim sana bu kadar acı verdiği için, Gözyaşlarımı saklamak için her şeyi yapacağım... Sen kimsin?
Terry
Gözyaşlarını polise yakalanacağımız zamana sakla.
Guarda las lágrimas para la policía.
10,000 Loch Ness canavarına rastlasam.... bu ıslık ve gözyaşlarının etkisi kadar olmazdı. Bu kızların ruhu ele geçirilmişti.
Si me hubiera enfrentado a 10.000 monstruos del lago Ness, no me hubiera impresionado tanto como los silbidos, los gemidos y la posesión de las almas de aquellas jovencitas.
Gözyaşlarını göremiyorum.
No hay lágrimas.
Ölmüş olanlar ve yaşayanlar İsa ile birlikte övgülerini sonsuza dek söylemek için tüm gözyaşlarının silindiği ve bizi tekrar bir aile olarak birleştiren krallığından yararlansınlar.
En compañía de Cristo que murió y ahora vive... Que la alegría en tu Reino... donde todas nuestras lágrimas se secó... nos unen juntos de nuevo en una familia... para cantar tus alabanzas siglos de los siglos.
Halkın, kıymetli gözyaşları için öldürüldü.
Tu gente, asesinada, cosechada por sus lágrimas.
Gözyaşlarını akıt ya da bu zavallının ölümüne tanıklık et.
Llora una lágrima o presencia la muerte de esta pobre alma.
Üzüntü gözyaşları, asla.
Lágrimas de pesar, nunca.
Gözyaşlarım dökülmeye başladığında şunları biraz tükürükleyip yapıştırmıştım.
Y cuando las lágrimas caen, l sólo tiene que utilizar un poco de saliva y pegarlas de nuevo.
Asla bir savaş meclisi bile toplamadı ama dadısının gözyaşları karşısında, ağlayıp inleyerek sizin zaferinize veda etti.
No admitía consejos de guerra, pero delante de las lágrimas de su nodriza, ha lloriqueado y, gimiendo, ha cedido vuestra victoria.
Kes şu gözyaşlarını.
- Basta con las lágrimas. - Lo siento.
# Ve sizi seven herkesi anın, ve yetimlerin gözyaşlarını silin #
# Y a todos los que los quieren Y a la huérfana consuelen #
Gözyaşlarını boşa harcama.
No desperdicies tus lágrimas.
O zamandan beri... büyük bir tepsi görünce gözyaşlarına boğuluyorum.
Desde entonces se me salen las lágrimas cuando veo una bandeja grande.
Ama sadece korkunun gözyaşları yüzünden.
Usaba tres.
Gözlerimi kapıyorum, gözyaşlarımı siliyorum. Yarın görüşürüz.
Te veo mañana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]