English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gülerler

Gülerler translate Spanish

144 parallel translation
Eğer evlenirsen sana bakıp gülerler.
Si se casa, se reirán y la mirarán a usted.
Çok gülerler.
Se va a reír.
6 metre atladığında gülüyorlarsa 12 metre atladığında iki katı gülerler.
si se ríen al verlo saltar 6 metros... ¡ se van a reír el doble, si salta desde 12 metros!
Eğer onlar sana karşı her türlü iğrenç ve kötü numaralarını kullanırken sen kalkıp onlara oyunun kurallarını tavsiye edersen sana bir taraflarıyla gülerler.
Si predicas el respeto a las reglas del juego, mientras que ellos utilizan en tu contra las estratagemas más sucias y traicioneras, se reirán de ti,
- Ama Moğollar bize gülerler.
- Los mongoles se reirán de ti.
Çalışmaları gerektiğinde çalışır, içlerinden gelirse gülerler... ve insanlara hürmet etmezler.
Trabajan porque deben hacerlo, sonríen cuando lo sienten y no son respetuosos con las personas.
Tabii, gülerler, ağlarlar.
Claro, se ríen, lloran.
- Gülerler ama!
- ¡ Se reirán!
Şimdi de gülerler diye düşündüm.
Me imaginé que conseguiría una risa aquí.
Gülerler bize.
Se reirán.
Onlara gül dediğinde gülerler.
Es verdad que les dices que rían... y ríen.
Bize sadece gülerler.
Simplemente se reirían de nosotros.
Adımın Scott Mary olduğunu söylersem, bana gülerler.
Todos se reirían de mí si me hiciese llamar Scott Mary.
Benim jeolojistlerim sizin spekülasyonlarınıza gülerler.
Los geólogos que trabajan para mí se burlarían de tus conjeturas.
Nihilistler mutlu olsa bile acı içinde gülerler.
Hasta los nihilistas son felices, se ríen del sufrimiento.
Burada bunu yapana gülerler ve sokaktan atarlar.
Si alguien lo hiciera, todos se reirían.
Sanki hayattaymışlar gibi sohbet eder, gülerler.
Hablan y ríen como si siguieran vivos.
Seslenmeliyiz, duymalarına rağmen... saklanıp bize gülerler.
Debemos llamarla, aunque con frecuencia cuando oyen la llamada... se esconden y se ríen de nosotros.
Ben de senin gibi çok adam tanıdım. Sürekli şakalar yapıp gülerler.
Yo también he conocido a tipos como tú, que van tirando entre risas y chistes.
Bana gülerler.
Seguirán burlándose.
Senato'da üstüne gülerler.
¡ Se van a reír de ti!
- Bana gülerler.
- Se reirán en mi cara. - ¿ Por qué?
Onlar zaten her şeye gülerler.
No tiene gracia. Los que están colocados se ríen por nada.
Şoförler çok ender gülerler.
Los chóferes no suelen reírse.
Veya insanlar korkunç şeylerden bahsederler Ted Kennedy'le birlikte arabadaki kızın ölümü gibi ve bağıra çağıra gülerler. Gerçekten şaşırtıcı.
Hablan de cosas horribles, como la muerte de aquella chica en el coche con Ted Kennedy... y se mueren de risa.
Küçük çocuklar kolay gülerler. Bu bir saniye için bile olsa... Latince'den uzaklaşmalarına yardımcı olur.
Es fácil si se los distrae aunque sea un poco del estudio del latín.
Sonra da gülerler. Bu durum her açıdan daha sağlıklıdır, özellikle de ekonomik açıdan.
Entonces la gente ríe, lo cual es bueno, desde el punto de vista financiero.
İnsanlar seni duysa gülerler.
La gente se reiría de escucharte.
Onlara gerçeği söylediğinde, suratına gülerler.
Si les dices la verdad, se ríen de ti.
Sakın kendini kötü hissettiğini falan söyleme. Yüzüne gülerler.
De ninguna manera decir... que de repente te sentiste mal.
Koridorda birlikte yürürsek arkadaşların ne der? Kıçlarıyla gülerler.
Si tus amigos nos vieran caminar juntos por eI pasillo, se reirían.
Aylarca gülerler şimdi!
¡ Meses ensayando!
Öyle olsa bile onların yaşadıklarını anlamamıza asla müsade etmezler! Her zaman mutlu ve neşelilerdir! Gülerler, çok fazla gülerler!
Aunque intenten que no se les note, pobrecillos... están siempre tan alegres, divertidos... se ríen, sueltan cada carcajada.
Sonra gülerler.
Uno fue Paul Klee, y el otro Picasso.
Sürekli bana gülerler ama biliyorum ki şimdi bana ihtiyaçları var.
Se ríen de mi todo el tiempo, pero sé que ahora me necesitan.
İnsanı çarmıha gererler. Sonra da birbirlerine anlatıp gülerler.
Me crucificarían y luego se reirían de mí.
Oh, evet gülerler.
Claro que sí.
kesinlikler gülerler.
Y mucho.
Bu sersemler artık her şeye gülerler, telefon defterine bile.
El público reirá de lo que sea, así sea el libreto telefónico.
Sonra ona hem gülerler hem de döverler.
Y se ríen de él y le pegan.
Dünyadaki bütün uygar şehirlerdeki - tüm organizasyonlar bize gülerler.
¡ Seríamos el hazmerreír de las organizaciones de perros ovejeros de todos los países civilizados del mundo!
Gülerler ve geçip giderlerdi.
Se reían al pasar.
Annem babam 35 yıldır birlikte.. .. ve kavga etseler bile sonunda gülerler.
Mis padres llevan 35 años juntos y aun cuando pelean terminan riéndose.
Doktorlar röntgene bakarlar ama nadiren gülerler.
Los médicos miran a los Rayos X sin sonreír
Bu kılıkla işe gidersem gülerler bana.
¡ No puedo presentarme a trabajar vestido así!
- Hayır, onu oynarsan Seneca'da üstüne gülerler.
No, se reirían de Séneca si la representaras.
Neden güldüklerini bile bilmezsin ama gülerler işte.
Y no sabes por qué están ahí, pero están.
Ama Limerick'te gülerler insana.
Pero en Limerick, se reirían de ti.
Horlarsan böyle gülerler adama!
Vaya, vaya.
Yine gülerler.
¿ Los artistas son los hacedores de mitos de nuestro tiempo?
Kardeşlerim bana gülerler sanıyordum.
Estaba segura que mis hermanas se burlarían de mi pero todas me besaron

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]