Gülün translate Spanish
493 parallel translation
Hayır, lütfen gülün.
No. En serio, por favor, ríese.
İstediğiniz kadar gülün.
Ríete lo que quieras.
Gülün.
Sonría.
Biraz daha gülün.
Sonría un poco más.
Gülün beyler, gülün... ama ömrümde ilk kez hayattan zevk aldım!
Ríanse, caballeros, pero por primera vez en mi vida, ¡ he saboreado la vida!
Şimdi biraz gülün.
Ahora, sonría
Bayan Floud, Albaya bakıp gülün, Iütfen.
Sra. Floud, mire al coronel y sonría
Gülün en sevdiğim çiçek olduğunu nereden bildin?
¿ Cómo has sabido que las rosas blancas son mis preferidas?
Neye gülerseniz gülün.
Podéis reíros o fingir.
Gülün çakallar gülün!
¡ Ríanse, coyotes!
Gülün budalalar!
¡ Ríanse, idiotas!
İşte böyle, gülün.
Eso es, sonría.
Gülün ona.
Ríanse de él.
Cupid tanrılar arasında dans ederken fırlatmış yeryüzüne nektarı beyaz gülün üstüne dökülen nektar, onu sonsuza kadar yapmış kırmızı.
Mientras Cupido bailaba entre los dioses, dejó caer su néctar que, al caer sobre la rosa blanca, la hizo roja para siempre jamás.
Ayrıca müdür de "Zambak ve Gülün Düğünü" parçasını söylememi bekliyor.
El agente espera que cante : "The Wedding of the Lily and the Rose".
Zambak ve Gülün Düğünü'nü söylemesi gerekiyordu.
Se supone que debe cantar "The Wedding of the Lily and the Rose".
Gülün ve keyfinize bakın.
¿ No ríen y se divierten?
Gülün ki ölsünler
Ríe y v olverán a sus tumbas
Tamam, istediğiniz gibi gülün.
Está bien, podéis reíros, muchachos.
Elinizden geldiğince gülün.
Hacedles reír tanto como podáis.
" Vahşi İrlanda Gülün'ü üç kere söylettiler. Herkes delice alkışladı.
Me han pedido tres bises de mi "Salvaje rosa irlandesa"
Bahçeden koparılmış bir gülün bir aileyi... kavgaya sokacağına inanırlar.
Creen que una rosa arrancada de un jardín puede sumergir a una familia en conflictos.
İşte bu gülün üzerindeki benim davam.
Mi caso está en esta rosa.
Kuruyup solan her bir gülün yerine, Bir yenisi gonca verir
Con cada rosa que se marchita y muere, Otra florece
- Kameraya gülün.
- Sonrían a la cámara.
Gülün!
¡ Ríete!
.. Gülün elbette.
Sólo estaba siendo sarcástica ahora.
Gülün becerebidiği kadar yüzünüz kızarsın
Sonrojándose como hacen las rosas
Bir gülün, gül olabilmek için yaşamayı istemesi gibi. Bir kayanın kendisini koruyup hep kaya kalmak istemesi gibi.
Es lo que hace que una rosa quiera ser una rosa y crecer así, y que una roca quiera contenerse y quedarse así...
Hayır, buna gülün öyleyse.
¿ No? Entonces ríete de esto.
İşte böyle. Gülün!
Eso es todo. ¡ Rianse bien!
Pekala, patlayıncaya kadar gülün bakalım.
Adelante, ríase.
Bak, kalbimde sakladığım gülün külleri.
¿ Ve? Las cenizas de la rosa que conservo en mi corazón.
O gülün kalbimdeki hatırası o kadar mükemmel ki.
El recuerdo de la rosa en mi corazón es perfecto.
Gülün zamanı değil şimdi.
No es momento de rosas.
Dövüşebilirken asla kaçmaz. Bir gülün güzelliğinde kendinden geçer.
¡ Nunca huye cuando puede pelear!
Gülün bakalım aptallar. Fakat haklısın.
Reíros, idiotas, pero tenéis razón.
Gülün beyler gülün...
Búrlese, señor.
Gülün bakalım şerefsizler!
¡ Reíos, bastardos!
Gülün adı ne olursa olsun kokar. Mil... "
Una rosa con cualquier otro nombre olería.
Görmüyor musun? "Gülün adı ne olursa olsun kokar".
¿ No lo ve? Rose. Una rosa con cualquier otro nombre olería.
Gülün!
¡ Reíd!
İngiltere'de gülün modası geçti. Ot modası var.
En Inglaterra no se llevan las rosas, sino la maleza.
Gülün salaklar!
¡ Sonreíd, idiotas!
Gülün.
Reíros.
Durmayın, gülün.
Ya. Reíd.
Gülün adı gül olmasaydı. yine de böyle güzel kokmaz mıydı?
Lo que llamamos rosa olería igual de dulce con otro nombre.
- "Gülün adı değişse de."
Una rosa, con cualquier otro nombre. ¿ Capitán?
"Gülün adı değişse de... yine tatlıdır kokusu."
"Lo que llamamos rosa con cualquier otro nombre conservaría su dulce aroma."
Yaşlı Cable Hogue'a gülün.
Os reís de Cable Hogue, ¿ verdad?
Gülün, dünya da sizinle gülsün.
Sonreíd y el mundo os sonreirá, amigos.