Günümüzde translate Spanish
1,720 parallel translation
Günümüzde bilim insanları, Mars'ın bir zamanlar büyük miktarda sıvı hâlde suyu yüzeyde barındırabilecek kadar sıcak olduğunu düşünüyor.
Los científicos en la actualidad piensan que Marte fue una vez bastante caliente por las grandes cantidades de agua líquida que fluía a través de su superficie.
Günümüzde, Mars'ın elimizdeki en iyi uydularla çekilmiş fotoğraflarına baktığımızda ilk Mars görevlerinden aldığımız mesajların aynısını alıyoruz. Bu da günümüzde Mars'ta sıvı hâlde su bulunmadığıdır. Ancak geçmişte orada su bulunduğuna dair neredeyse kesin kanıtlar var.
Cuando miramos Marte hoy, en nuestras mejores imágenes satelitales nos dan el mismo mensaje que tuvimos en la primera misión a Marte y es que no hay agua líquida en el planeta actualmente pero hay pruebas prácticamente indiscutibles de que hubo agua en el pasado.
Günümüzde Güneş'in, enerjisini nükleer füzyondan aldığını biliyoruz.
Entonces, sabemos que el Sol funciona con fusión nuclear.
Günümüzde bilim insanları, kaçınılmaz sonumuz üzerine kafa yoruyor.
Hoy los científicos reflexionan sobre nuestro destino inevitable.
Kuru temizleyicide Brock'a çarptım. İlk şey günümüzde...
Bien, me tropecé con Brock en la tintorería el día en que tuvimos nuestra primera- -
Dünyamızda gördüğümüz sıradağlar çoğunlukla kıta hareketleriyle tetiklenirler, kıtaların birbirleriyle çarpışması, bugün görüp bildiğimiz bütün olağanüstü şekilleriyle gökyüzüne doğru uzanan heybetli sıradağları yaratır. Günümüzde bildiğimiz Materhorn ve benzerleri su erezyonundandır.
Cuando vemos cordilleras montañosas en la Tierra en su mayoría son causadas por el movimiento de los continentes que chocan entre sí lentamente, colapsando y creando cordilleras montañosas que luego se erosionan creando las formas espectaculares que vemos como Matterhorn y así por la erosión del agua.
Eğer zamanı tutmak için günümüzde de yararlandığımız 365 günlü güneş takvimini, kullanmak isterseniz, bunun aslında oldukça karışık olduğunu anlarsınız, ve bu ay takvimine oranla, sıradan bir kişinin
Si piensas en tratar de llevar registros de las fechas si usas un calendario solar como lo hacemos ahora hay 365 días en un año, y eso son muchos días para registrar y no es algo que una persona ordinaria pueda hacer muy bien.
Isıtılan bir kayanın buharlaşması gibi bu "uçucu elementler" de ısı sonucu günümüzde kaybolmuş durumdalar.
Los elementos volátiles son aquellos que se evaporan con facilidad y que se pierden cuando se calienta una roca.
Şimdi, günümüzde, her şey dini inanış ve petrol üstüne.
Ahora, todo es sobre religión y petróleo. Ya no es divertido.
Günümüzde gezegeni saran modern felaketlere rağmen Dünya, hâlâ Evren'in en şaşırtıcı eserlerinden biri.
A pesar de los modernos desastres que hoy plagan nuestro planeta sigue siendo una de las creaciones más desconcertantes del Universo.
Günümüzde, biyologlar Dünya'nın yaşama en elverişsiz yerlerinde bilinen ilk atalarımızın miraslarını inceliyorlar.
Y hoy, los biólogos están desenterrando a los descendientes de nuestros primeros ancestros conocidos en algunos de los lugares menos habitables de la Tierra.
Günümüzde de var olan bu minik, ilkel yaşam formlarının peşinden Dünya'yı geziyor.
Explora el planeta buscando las formas más pequeñas de vida primitiva que aún existen.
Bu sıcak kanlı organizmaların mirasçıları günümüzde de bulunuyor 110 derecede bile yaşayabiliyorlar.
Los descendientes de estos organismos de sangre caliente pueden hallarse hoy. Y pueden vivir a temperaturas de 230 grados ° F.
Günümüzde, Güney Kaliforniya'daki susuz ve kıraç Mojave Çölü'nde jeobiolog Ken Nealson yaşamın sırlarını arıyor.
Hoy, en el árido y estéril desierto de Mojave, en el sur de California el geobiólogo Ken Nealson está buscando los secretos de la vida.
Günümüzde gezegen, pestili çıkmış karasal bir ceset gibi.
Hoy el planeta luce golpeado, un cadáver terrestre.
Ve günümüzde kimse bunlardan bir tane bulamadı.
Y, como hasta hoy, nadie ha encontrado ninguno...
Ve inanılmaz ama homeopati, günümüzde daha da garipleşebiliyor.
Pero sorprendentemente, la homeopatía continúa firme y fuerte
Günümüzde, biliminsanları, bu sorunun cevabını değişik yöntemlerle arıyor.
El Universo.
Günümüzde, profesyonel gökbilimci ve fizikçiler Massachusets Teknoloji Enstitüsü ve İngiltere'deki Cambridge Üniversite kampüsündekiler gibi Büyük Patlama teorisi üzerine hararetli tartışmalar yapıyor.
Hoy en día, astrónomos y físicos en universidades como el Instituto de Tecnología de Massachussets y la Universidad de Cambridge en Inglaterra debaten ampliamente acerca de la teoría del Big Bang.
Günümüzde bile fizikçiler kütleçekimi tanımlamakta zorlanırken Newton onu ortaya çıkarmaya muvaffak oldu.
Pese a que los físicos todavía luchan para definir la gravedad Newton fue lo suficientemente lejos en su definición.
Büyük Patlama'nın kalıntıları, artçı şokları ve yankıları günümüzde ölçülebilir olmalıydı.
El residuo, el eco, la calma después de la tormenta del Big Bang sería mesurable hoy en día.
Günümüzde bakire olduğunu itiraf etmek tuhaf karşılanıyor.
Oye... ser virgen no es una cosa fácil de admitir en estos días.
Günümüzde bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum.
Sé cómo son las cosas en estos días.
Günümüzde yeni keşfedilen gezegenlerden her biri birer devdir.
Ahora mismo, estos planetas que estamos descubriendo son como monstruos.
Günümüzde çoğu kişi için aktif olmayan ve uzayda yüzen bir cisimdir.
Hoy, la mayoría piensa que es un mundo muerto inactivo flotando en el espacio,
Günümüzde yani 40 yıl sonra bile hâlâ kimse bu ışığın kaynağını tam olarak bilmiyor.
Hoy, casi 40 años más tarde nadie sabe exactamente lo que era esa fuente de luz.
Eğer Ay var olmasaydı günlerimiz 6 saat sürebilirdi ve günümüzde var olan yaratıklar olarak bizler var olamazdık.
Si la Luna nunca hubiera existido, el día sería de seis horas de duración, y nosotros, como las criaturas que somos hoy, no podríamos existir.
Bu yoğun günümüzde artık aramızda olmayan anne ve babaları, eşleri, kız ve erkek kardeşleri, çocukları anmak için toplandık.
Vamos a tomarnos un momento para recordar a las madres, los padres maridos y esposas, hermanos y hermanas hijos e hijas que ya no están con nosotros.
Günümüzde volkanları kamçılayan da budur.
Y es lo que impulsan los volcanes hasta este día.
Günümüzde olağanüstü bir yaşam çeşitliliği barındırıyorlar.
Hoy en día, aguantan una extraordinaria diversidad de vida.
Günümüzde karbondioksitin iklim değişikliğinde yıkıma yol açan tehlikeli bir gaz olduğu düşünülür.
Hoy pensamos en el dióxido de carbono como un gas peligroso, causando un desbarajuste en el cambio climático.
Günümüzde Dünya'da, gezegen yüzeyindeki ortalama sıcaklık 15 derecedir.
Hoy, la temperatura media de la superficie del planeta alrededor del mundo es de 15 grados Celsius.
Parvancorina günümüzde pek ilgi çekmezdi. Ama bu hayvan, kocaman bir evrimsel sıçrayış yaptı.
La Parvancorina no atraería mucha atención hoy en día, pero este animal hizo un salto evolucionario gigante.
Ancak günümüzde bu olağanüstü maddenin gücünü anlamaya başlıyoruz.
Sólo ahora estamos empezando a comprender el poder de esta extraordinaria substancia.
Bu 3 parlak yıldız, antik zamanlar olduğu gibi günümüzde de aynı isimle anılırlar :
Estas 3 estrellas se hoy se llaman como se las nombró en los tiempos antiguos.
Günümüzde adanın orijinal ormanlarının sadece beşte biri kalmış.
Estos días, sólo queda alrededor de un 5 % de la selva original.
ama kopyalamayı durdurmak amacıyla günümüzde denedikleri yöntem kesinlikle işe yaramıyor.
pero la forma en que intentan evitar que la gente copie definitivamente no funciona.
Endüstri, kişileri dava etmeye başladı. Yüzlerce kişi arkasından binlerce kişi ve günümüzde on binlerce kişi izinsiz müzik indirdikleri için dava edildi.
Entonces la industria empez a denunciar a indiv duos, a cientos m s tarde denunci a miles, y ahora lo hace con decenas de miles de personas que se descargaron m sica sin permiso.
Gerçekten de, 1960'lardan başlayıp günümüzde de kullandığımız en baskın iletişim biçimi paket anahtarlamalı ağlardır ( packet-switched networks ) ve bu biçim ses ve veri aktarımında giderek artan düzeyde kullanılmaktadır.
Desde entonces, a partir de los a os 60, las redes de conmutaci n de paquetes son la forma de comunicaci n predominante. Cada vez m s, tanto en voz como datos.
Günümüzde, az bir maliyetle kopya çıkartabiliyor ve bu kopyaları dağıtabiliyoruz.
Hoy tenemos la posibilidad de hacer copias y distribuirlas casi sin costo.
Günümüzde sigara kaçakçılığı eroinin de önüne geçti.
Puede hacerse más dinero contrabandeando cigarrillos que heroína hoy en día.
Günümüzde herkese çok kolayca "kahraman" denilebiliyor.
La palabra "héroe"... se aplica muy fácil hoy...
Sanırım bize günümüzde kaç aykırı şarkıcının sizin yaptığınıza benzer bir müzik türüyle uğraştığını ve içinde bulunduğumuz sosyal konuları irdelediğini söyleyebilir misiniz?
¿ cuanta gente en el campo musical? ¿ Cuantos diria que son protestantes ahora? Los que protestan contra el estado social.
Oradaki son günümüzde oraya girerken bizi hazır olda karşıladılar. Çünkü 9 / 11'in kahramanlarını onurlandırmak istediklerini söylemişlerdi.
Así que en nuestro último día allí, cuando llegamos, estaban formados porque dijeron que querían honrar a los héroes del 11 de septiembre.
Günümüzde, manevi kriterlere, tek kişilik çoğunluklar değil, halk karar veriyor.
Las personas deciden los asuntos morales del día, no una mayoría de uno.
günümüzde var. #
Fender.
Evet ama artık günümüzde ilaçla düzelecek bir rahatsızlık bu.
Sí, pero ahora es una enfermedad para la que puedo tomar medicinas.
Şu günümüzde kim İspanyolca öğrenmek ister ki?
Quién diablos aprende español hoy en día?
Kara deliğimiz günümüzde, diğer kara deliklere göre pasiftir.
Hoy en día nuestro agujero negro está inactivo...
Günümüzde, lav Dr. Mclntosh'nın kamerası ile gözleniyor.
Continúan.
Bu, günümüzde olan şey.
Esto es posible ahora.