Hackett translate Spanish
190 parallel translation
- Merhaba, Bayan Hackett.
- Hola, Sra. Hackett.
Oh, Bayan Hackett.
Oh, Sra. Hackett.
Dediklerimi yapın, ondan sonra ateşi düşmezse yarın beni arayın.
Sra. Hackett... ¿ Por qué no intenta hacer lo que le indiqué y me llama mañana sólo si la fiebre no ha bajado?
Bay Biederbeck, ben Hackett.
Sr. Biederbeck, mi nombre es Hackett.
Kahretsin Hackett, hiç kimse o dağa yalnız gitmemeliydi.
Maldición, Hackett, nadie debe ir a esa montaña sólo.
Hackett, burada assolist yok.
Hackett, aquí no hay nadie superior.
Hackett'ın kamyonunu.
El camión de Hackett.
Hackett, sana ihtiyacım var!
¡ Hackett, te necesito! ¿ Qué sucede?
Hackett, Baker öldüğüne göre, Diana'yı buradan sen götüreceksin.
Hackett, sin Baker, tú tendrás que sacar a Diana de aquí.
Hackett, bavulunu kamyona koy.
Hackett, pon su maleta en el camión.
Ben de sizinle geleyim Bay Hackett.
Iré con usted, Sr. Hackett.
Günaydın, Bay Hackett.
Buenos días, Sr. Hackett.
- Bay Estee, adım Hackett...
- Mi nombre es Hackett...
Yale'den Tom Hackett.
Tod Hackett, de Yale.
Senin evine gidelim, Hackett.
Vamos a tu casa, Hackett.
Kıskançlığını çekebilecek ruh halinde değilim, Bay Hackett.
No estoy de humor para soportar una rabieta de celos.
- Hackett!
- ¡ Hackett!
Hackett, sana bir saç traşı ısmarlayayım.
Hackett, le voy a invitar al peluquero.
- Bay Hackett'la ilgilen, Jack.
- Ocúpate del Sr. Hackett, Jack.
- Bay Hackett.
- Sr. Hackett.
Hackett!
¡ Hackett!
Hackett, geliyor musun?
Hackett, ¿ vienes conmigo?
- Frank şimdi geldi.
Llegó Frank Hackett.
- Hackett şimdi içeri girdi.
Llegó Hackett.
- Bay Hackett size ulaşmaya çalışıyor.
El Sr. Hackett está tratando de hablarle.
- Bay Hackett'a söyle siktirsin gitsin.
Dile al Sr. Hackett que se vaya al cuerno.
Fakat CCA 10 ay önce UBS'nin konrolünü ele geçirince Hackett bir anda her şeye hükmeder oldu.
Pero desde que CCA tomó el control de UBS hace 10 meses... Hackett se ha apropiado de todo.
Sen Sistem Grubu'nun başkanısın ve Hackett CCA'nın maşasından başka bir şey değil.
Tú eres el presidente de Systems Group... y Hackett no es más que un matón de CCA.
Eğer biraz sabretseydin Frank Hackett'in bu işte çok aceleci davrandığını ve departmanın yeniden düzenlenmesinin herkes, özellikle de sen Max, tatmin olmadan uygulamaya konulmayacağını söylecektim.
Si hubieras tenido paciencia... te hubiese explicado que yo también creía que Hackett se apuraba... y que la reorganización de la división de noticias no... se haría hasta que se les consultara a todos, sobre todo a ti... y estuvieran de acuerdo.
Helen, Bay Hackett'in ofisini ara.
Helen, llama a la oficina del Sr. Hackett.
Şimdi Frank Hackett'in ofisinden geliyorum. Howard'ı canlı yayına çıkartmak istiyor. - Dalga geçiyorsun.
Vengo de la oficina de Frank Hackett... y quiere que Howard salga al aire esta noche.
Bence Hackett kendi kazdığı çukura düşecek.
Sí. Creo que Hackett se sobrepasó.
Hackett açıkça bir savaş başlattı.
Hackett está buscando una confrontación.
CCA'nın Hackett'in küstahlığına pabuç bırakacağını sanmıyorum.
Sospecho que a CCA no le gustará la audacia de Hackett.
Bu yüzden Hackett'i bir süre kendi haline bırakacağım.
Así que dejaré que Hackett haga lo que quiera por un rato.
Hackett'in CCA'dan destek almadan bu tarz kararlar vereceğini zannetmiyorum.
Asumo que Hackett no daría este paso sin... el apoyo de la junta de CCA.
Ve her mevkide Hackett'in adamlarını görmek istemiyorum.
Y no quiero que la gente de Hackett encabece todas las divisiones.
Senin Frank Hackett'in adamı olduğuna dair söylentiler var.
Los chismes de pasillo dicen que eres la chica de Frank Hackett.
20. katta Bay Ruddy'nin ofisinde oturan Frank Hackett isimli bir adam.
¡ Un hombre llamado Frank Hackett... que está sentado en la oficina del Sr. Ruddy!
Geçen hafta FBI'dan iki adam Hackett'in ofisine gelip bir mahkeme kâğıdı bıraktı.
Dos tipos del fbi se aparecieron en la oficina de Hackett... y le dieron una citación.
Hackett FBI'yı resmen siktir etti.
Hackett los mandó el demonio.
New York'tan beni arayan mı var?
- Soy el Sr. Hackett. ¿ Tiene una llamada de Nueva York para mí?
Clarence, ben Frank Hackett.
¿ Clarence? Frank Hackett.
Ben Hackett.
Hackett.
- Hackett, Londra'da.
- Hackett, en Londres. Pensé en él.
Hackett'ın malzemeleri Valnecia'da.
Las armas de Hackett están en Valencia.
Bu tarafa gidin.
Hackett, toma posición aquí.
Hackett.
Hackett.
Hackett. Söyleyecek bir şeyi kalmamış, bey'fendi.
No tiene nada qué decir, señor.
Siktir git Hackett.
Bueno, vete al diablo, Hackett.
Ben Bay Hackett.
- ni a nadie!