Hades translate Spanish
646 parallel translation
Hades nehrine geldik.
Este es Río Estix.
- "Hades" ten bile diyecektim.
- ¡ Iba a decir Hades!
Kanatlarını çırparken, hain hain gülen gözleriyle Hades'in genişleyen çukurlarına giden yolu işaret eder.
Moviendo sus alas y con una mirada burlona diabólica... se dirige a los pozos profundos de Hades.
Hades'in kara cukuruna bile düssen kollarin günes dolu olarak cikarsin.
Podría caer en la fosa negra del Hades y salir con los brazos llenos de luz del sol.
O ilahi akıl öldü ve Eurydice Hades'e döndü.
Su cabeza divina ha muerto, y Eurídice fue enviada a los infiernos.
Ama karnımı kesip açmam ölüler diyarına düzgün bir şekilde geçmem için yeterli olmuyor.
Pero sabe que el harakiri por sí solo no asegura el viaje hacia Hades.
- Onu Hades'e geri gönderelim!
¡ Mándenlo de vuelta a Hades!
Hades'in evi denirdi.
una casa del Hades.
Bir gün alıştırmaları bıraktım, gerçekten iyi ve mutlu hissediyordum ta ki gözlerinin ışığı Hades'in ateşiyle yakılmış, çene bir karış açık, salyalar akıtan sikik koca köpek üzerime koşana kadar.
Bueno, salía de la consulta un día, sintiéndome tranquilo y feliz... cuando aquel PUTO Gran Alsaciano comenzó a correr tras de mí, calle abajo. Sus mandíbulas rezumaban saliva sangrienta y sus ojos estaban iluminados por los fuegos del Condenado Reino de Hades.
Hades aşkına, ne sanıyorsunuz kendinizi, Vesta Rahibeleri mi?
¿ Quiénes se han creído que son? ¿ Vírgenes Vestales?
Hades aşkına, buraya nasıl geldi sizce?
Un niño romano. ¿ Y cómo piensan que ha llegado aquí?
Hades'te olmalıydı.
Debería estar en el infierno.
Hangi cehennemde ve gemide böyle özgürce nasıl dolaşabiliyor?
Por Hades, ¿ dónde está y cómo anda libre por la nave?
Bugün ilk gün, ve yarın...
Cuando se rompa ese sello. Hades y sus 108 Espectros resurgirán desde las Tinieblas.
Burada kalman inanılmaz!
le juramos lealtad a Hades a cambio de una vida nueva.
Geki, 1403kg dan daha fazlasını beklerdim senden.
No son espiritus... Han resucitado como Guerreros de Hades... son Espectros.
O Hades'e narları götürürken 6 tanesini yemiş ve - -
Fué cargada por Hades donde comió 6 pomegranatos y- -
Hades'in ateşlerinden bir adamı kurtaran karanlık bir melek gibiydi.
Era como un ángel negro rescatando a alguien del infierno.
İşte, kardeşim geliyor. Lord Hades.
Contempla la llegada de mi hermano, Lord Hades.
- Hoş geldin, Lord Hades.
- Bienvenido, Lord Hades.
Yıkıl karşımdan, Lord Hades.
Fuera de aquí, Lord Hades.
Demek gökyüzündeki bir kartala karşı sürünen zavallı bir solucan gibi Lord Hades Olimpos'u geri kazanmaya çalışıyor.
Ya no como águila contra el cielo sino como gusano en la tierra, Lord Hades quiere reconquistar el Olimpo.
Evet! ... " Hekate cennette yasar... Hades'in kapilari...
"Y Hécate viaja por los cielos abre las puertas de Hades y el libro convocará el poder de los antiguos."
Hekate göklerde kosuyor.Hades'in kapilari ve kitaplar, eskilerin kudretini çagiracak.
"Abre las puertas de Hades... "... y el libro convocará el poder de los antiguos. "
- Solon demis : "Hades'in kapilarindan gir."
Solón dijo, "Abran las puertas de Hades."
Ama sen dostum, Hades'i ziyaret etmeye hazırlansan iyi olur.
Pero tú, amigo, más vale que te prepares para visitar a Hades.
- Hades aşkına sen de kimsin?
- ¿ Quién demonios eres tú?
Hades, en kötü kabuslarınızdan bile daha beter.
El Hades era peor que la pesadilla más espantosa.
Çıplak ellerimden başka hiçbir şey kullanmadan hayvanın ısırmasını pençesini, ateşten nefesini engelledim ve onu Hades'in önüne attım!
- ¡ El poderoso Hércules! Entonces, sin usar otra cosa que mis propias manos ahorqué a esta bestia dientuda que escupía fuego y la arrastré fuera del Hades.
Onu Hades'e yollayın.
Envíenla al Hades.
Onu Hades'e göndereceğim.
Voy a mandarla al Hades.
Eğer yaparsan, mahşere gidermişsin.
Dice que si haces eso vas a Hades.
Bazıları'cehennem'der. Ben'mahşer'derim.
Algunos lo llaman infierno, yo lo llamo Hades.
Ama eminim ki, merhametli Tanrım sizin gibi birini Mahşer'e göndermez.
Pero apuesto que el buen Señor no enviará a nadie como Ud. a Hades.
Eğer borçlu olduğunuz şeyi ödemeyecekseniz, öyleyse, Hades tarafından, çalıştırılarak borcunuzu ödeyeceksiniz!
Si no pagan lo que deben, por Hades, que lo trabajarán.
Beni rüyalarımla yakaladı, Hades... suçluluğumla.
Llegó a mí a través de mis sueños, Hades. A través de mi culpa.
Hades Zeyna'ya sadece bir gün verdi.
Hades le dio a Xena un día.
- Hades beni Tartarus'a geri çağırmadan önce fazla zamanım yok.
No tengo mucho tiempo hasta que Hades me llame de vuelta al Tártaro.
Eğer Hades seni aşağıya Ölüler Diyarı'na alırsa... hala onu ben öldürdüm diye bilineceksin.
Si Hades te lleva al Inframundo, aún sabrás que yo la maté.
Hades hiçbir şey yapamazken mi?
¿ Cuando ni Hades puede?
Her nasılsa Hades'in görünmezlik başlığını çalmanın yolunu buldu, ve onu Hades'i hapsetmek için kullandı ve bu yeri ters düz etti.
Se las ha ingeniado para robar el casco de invisibilidad de Hades y alteró todo este lugar.
- Hades'in başlığıyla kendini görünmez yapabiliyor.
Puede hacerse invisible con el casco de Hades.
Sadece onu Hades'den onun çalması, ona ebediyete kadar hepimizi yönetme hakkı vermez!
Sólo porque se lo robó a Hades no le da derecho a darnos órdenes por el resto de la eternidad.
- Benim Hades'le konuşmam gerekiyor.
- Necesito hablar con Hades.
Savaş?
Cuando resucite Hades, atacará..
Oh, Öylemi?
¿ Cómo pudieron haberse vendido a Hades a cambio de la vida?
Seni şimdi sıkıca kavradım, Gitmene izin vermeyeceğim! Geki Seiya'yı yakaladı!
Pero Hades escapo hace 243 años los 108 guerreros de Hades... se enfrentaron a los 84 Caballeros de Athena... de esa terrible batalla solo hubo 2 sobrevivientes
Bu kollarla yüzlerce ayı öldürdüm.
Asi que Athena sello en su tumba a Hades...
Geki hala ayaklarının üstünde!
Sino tambien llevará la cabeza de Athena ante Hades.
- Hades.
- Hades.
Bu "Revelations" tan.
Apocalipsis : "Y la muerte y el hades fueron lanzados al lago".