English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hardal

Hardal translate Spanish

1,016 parallel translation
"Katı Kalpli Hannah" bir Palm Beach gezgini hardal rengi basma pantolonu ve gri ve beyazlı ipek bluzu ile.
"Fatalidad", modelo para playa. Consiste en un pantalón color mostaza y una blusa de seda gris y blanca.
Bak, elbisenin her yerine hardal bulaştırdın.
Mira, te estás llenando de mostaza el vestido.
Sanki sosis kralının oğlu..... hardal kralının kızıyla evleniyormuş gibi konuşuyorsun.
Haces que suene como si el hijo de la dinastía del perrito caliente tuviera que casarse con la hija del rey de la mostaza.
O zaman biraz hardal yağı, biraz gaz yağı ve biraz da baharat getir.
Pues trae aceite de mostaza, parafina, cinamomo y clavos.
Soğuk alınca, hardal yakısı getiriyorsun.
Cuando cogí un resfriado, me trajo un emplaste de mostaza.
Hardal koymayı unutma.
Madre, no te olvides de ponerle mostaza
Flanders'da hardal gazına maruz kalmış.
Las tiene por el gas mostaza de Flanders.
Bu sadece hardal işi yapıyor.
Este trata exclusivamente con mostaza.
Hardalı tüpte alınca çok daha ucuz olduğunu biliyor muydun?
¿ Sabías que la mostaza es más barata en tubo?
" Bir lokma hazmedilmemiş et, bir peynir kırıntısı, bir damla hardal ya da bir parça pişmemiş patates olabilirsin.
Dijo : " Podrás ser un trocito de carne indigestada, una migaja de queso,... una chorrito de mostaza, un fragmento de patata media cruda,...
Sadece bir ruble için, hardal kavanozunu yalayıp yutar, ve bir horoz gibi bağırırlar.
He visto a un ingeniero comerse una lata de mostaza y cantar como un gallo, por un rublo.
- Hardal ister misin?
- ¿ Quieres un poco de mostaza?
Hardal sosuyla birlikte.
Con salsa de mostaza.
Peki. Biraz hardal yok muydu?
Eso está bien. ¿ No teníamos mostaza?
Hardalı uzatır mısın?
¿ Puedes pasarme la mostaza?
Bunun lezzeti odenle beraber biraz hardal almakta değildir..... hardalla beraber biraz oden almaktadır.
El mejor sabor no se consigue cuando tienes un poco de mostaza con el "oden" sino cuando tienes un poco de "oden" con la mostaza.
Hardal okadar lezzetliydi ki..... gözlerim yuvalarından fırladı..... bu yüzden artık seni göremiyorum!
La mostaza estaba tan picante... que me ha hecho saltar los ojos de sus órbitas... ¡ y ahora ya no puedo verte!
- Fazla hardal...
- Bien, con poca...
- Fazla hardal olmayacak.
- Con poca mostaza, monsieur.
Hardal.
- Todavía no.
Bana çavdar ekmeği ve biftek getir. Tereyağı ve biraz da hardal olsun.Bir de çilekli "milkshake".
Tráeme un sándwich de carne, con poca mostaza, y un batido de fresa.
Sirke veya hardal demem gerekirdi sanırım.
Bueno, iba a decir mostaza o vinagre.
Sirke ve hardal mı?
¿ Mostaza y vinagre?
Bu hardal banyosunun işe yarayacağını umuyordum.
Esperaba que funcionara este baño de mostaza.
Bakalım, altınkökü, hardal, biber, geriye şeytantersi kaldı.
Veamos. Tenemos la ipecacuana, la mostaza, la cayena, y nos queda poner la asafétida.
- Ayaklarına hardal banyosu!
- ¡ Un baño de mostaza para los pies!
- Hardal veya ketçap ister misin hayatım?
- ¿ Mostaza o salsa de tomate?
- Hardal.
Mostaza.
Arabanın rengi değil hardal istedim, hardal!
No hablo del coche. He dicho "mostaza", déme mostaza.
Alırım. Ekmek, süt, kibrit, hardal... Kendin için değil.
¿ Piensas que nunca compro pan, leche, cerillas, verduras, tomates, mostaza...?
Bayan Merrill Fransız hardalı ister.
La Sra. Merrill tiene que tener mostaza Dijon.
Hardalını bol koydursaydın.
¿ Tienes suficiente chucrut?
Biraz hardal alacağım.
¿ Podría darme cambio?
Hardal suratlı... Sorun ne?
Cara Mostaza... ¿ Tienes algún problema?
Büyük ihtimal yediğim et, ya da üzerindeki hardal dokundu. Ya da yediğim bir parça peynir veya çürük bir patates.
Probablemente resultado de un filete indigesto, de algo de mostaza, de un poco de queso o de una patata podrida.
Getirdikleri hardal insanın dilini şişiriyor.
Sirven unos platos para complacer el paladar.
Buranın hardalı mükemmeldir dilini yakmıyor bile.
La cena es excelente aquí. No causa espasmos al paladar.
Hardalımdan vazgeçmek zorunda kalacağıma üzülüyordum.
Me daría pena renunciar a esta cena.
Biraz hardal.
¿ Mostaza?
- Salamın üstüne hardal sürülmez.
- No pongas nunca mostaza en el salchichón.
Bir sosisli. Soğan ve hardal da koy.
Un hot dog con mostaza y cebolla.
Ketçap, hardal ve soğandan uzak dur... ve sarımsak, çay ve kahveden... tütün, viski... burbon, votka ve cinden...
No coma salsa de tomate, mostaza, cebolla, ajo... té ni café. No fume. No beba whisky, bourbon... vodka ni ginebra.
The Suez, peynir ve yoğurt işinde Rothschild ise hardal ve zencefil işinde yatırım yapmaktadır.
La Compañía de Suez se vuelca hacia el yogur Rotschild se dedica a la mostaza y a las especias...
Bir biftekli sandviç istiyorum, az pişmiş olsun... çavdar ekmeğiyle yapın, üstüne hardal, altına mayonez koyun... bir fincan kahve, bir dilim çikolatalı pasta ve bir şişe soda.
Quiero un bocadillo doble de rosbif, no muy hecho, con pan de centeno, mostaza por encima, mayonesa por debajo, un helado de café con caramelo y un refresco light grande.
- Çavdar ekmekli biftek. Üstte hardal...
- Un bocadillo de rosbif, mostaza...
Yazın hardal ekerdik. ... ve Dutchy adında büyük, siyah bir köpeğimiz vardı.
En el verano era un campo de mostaza y teníamos un gran perro negro llamado Dutchy.
Bu hardal tarlasında atlayıp zıplayıp etrafa göz atması ve tavşanları bulması gerekiyordu.
Entonces tenía que dar saltos y mirar alrededor rápidamente para ver dónde estaban los conejos.
Ama hardal tohumundan nar yetiştiremez.
No crecerán granadas donde hay semillas de mostaza.
Ve bildiğin gibi, hardalın.
Y ud sabe de mostaza.
yediğimiz tek şey lapa... her gün yemekler değişsin diye dua eder dururuz... ama yine lapa koyarlar önümüze... hiç tane çıkmaz içinden, aramak boşuna... yalvarsak da, sızlansak da sonuç değişmez... ama düşlerimizi hiçbir şey engelleyemez... gözlerimizi kapatıp hayallere daldığımızda... yemekler, güzel yemekler... sıcak sosis ve hardal... biraz da keyiflenince... jöle ve muhallebi... sütlü tatlılar ve börekler acaba daha sonra ne yesek?
"Sólo gachas nos dan " Rezamos todos los días ¿ Nos cambiarán la minuta? " ¡ Pero siempre las mismas gachas!
Hardalınızı alın!
Tomen un Coney Island y sírvanse ustedes mismos la mostaza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]