English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hardware

Hardware translate Spanish

464 parallel translation
Potasyum nitratla ıslatılmış bir kağıttan 5 saniyede bir fitil elde edebilirsin.
Este se puede encontrar en un almacén de hardware.
Johnson şu ana kadar bir donanım arızası bulamadı.
Johnson no encontró todavía un problema en el hardware.
Bir gün o üstündeki silahlar olmadan seni yakalayacağım.
Algún día l'voy a coger sin todo ese hardware.
Selam, Hardware.
Hola, "Ferretero".
Hardware, sen bittin oğlum.
Ferretero, estás perdido.
- İsa aşkına, Hardware.
- Cielos, Ferretero.
Ne yapıyorsun, Hardware?
¿ Qué estás haciendo, Ferretero?
- Hardware?
- ¿ Ferretero?
- Hardware.
- Ferretero.
Hardware, iyi görünüyor.
Ferretero, se ve bien.
Hardware!
¡ Ferretero!
- Hardware, iyi misin? - Evet.
- ¿ Estás bien, Ferretero?
Hardware Renzetti, kızlar.
- Sí. Ferretero Renzetti, chicas.
- Güzel hareket, Hardware.
- Un golpe suave y parejo, Ferretero.
Bill Neill, donanım.
Hola, Bill Neill, hardware.
İki sağlık kulübünün sahibiyim, halterler, donanım.
Tengo gimnasios : Pesas, hardware.
Meslektaşın Dr. Mulligan, donanımın bu pahalı parçasıyla kaçtığı zaman, senin vergi mükellefleri hakkında...
Cuando su colega, el Dr. Mulligan, se escapó con esa costoza pieza de hardware, yo no le oí llorar...
NavCom-24 sıradan bir silah değildir, beyler.
- Sí. NavCom-24 no es cualquier pieza de hardware, caballeros.
Yaşayan hırdavat.
¡ Hardware viviente!
Elvis Youngstown, Ohio'da Willie'nin Donanım Mağazasında çeyrek inçlik somun satın alırken ortaya çıktı.
Elvis fue visto En Youngstown, Ohio, Comprando tuercas de rueda de cuartos de pulgada En Willie Hardware y Madera.
Kendi donanımını bile geliştirebiliyor.
Incluso puede actualizar su propio hardware.
Tüm bu vergi ödeyenlerin paraları... silaha yatırıldı, ama bak şu an neredesin.
Todos esos dólares de pagadores de impuestos... invertidos en hardware, y mire lo que consigue.
Orada kimin ağır silahları ele geçirmeye çalıştığını bilemeyiz.
Uno nunca sabe quién está por ahí tratando de recuperar este pedazo de hardware.
Bilgisayarlarda, hem donanım, hem yazılım ortaklaşa evrilir.
En informática, tanto el hardware como el software coevolucionan.
"Donanım" denilen bunun gibi fiziksel parçalardır.
"Hardware" son las partes físicas que puedes tocar.
Burada basit bir donanım parçası var : fare.
Aquí hay una pieza de hardware muy simple : el mouse.
Artık bunları terk etmemizin sebebi orijinal ve çok basit bir donanım aracının bu süreci tetiklemiş olmasıdır.
El quid de la cuestión... es que todo fue impulsado por un original dispositivo de hardware.
Eğer donanımı inceleme zahmetinde bulunsaydın kablosuz bir modem hattını keşfetmiş olurdun.
Pero no te molestaste en revisar el hardware. Habrías descubierto una línea de módem inalámbrico.
Öncelikli olarak donanım, fakat onun dışında her şey sattım.
De hardware. Pero he vendido de todo.
Sırf sondayı idare etmek için bu bilgisayar çok fazla.
Eso es mucho hardware para una simple sonda.
Bu birleşme, donanım ve yazılım, nakit akışı ve finanse gereksinimi arasındaki uyumla ilgili.
Esta fusión gira en torno a la sinergía entre hardware y software, entre dinero líquido y capital.
Sadece gerekli teçhizat kalsın.
Sólo el hardware imprescindible.
Siz daha çok hardwarele mi? yoksa softwarele mi ilgileniyorsunuz?
¿ Le interesa más el hardware o el software?
Hardware.
El hardware.
Onların donanımlarına ihtiyacımız var.
Necesitamos su hardware.
Şifre Çözmede Problem ŞİFRE ÇÖZÜCÜ DONANIM GEREKLİ
Problema de descodificación DESCODIFIQUE EL HARDWARE
Güncelleştirmeye değmeyen modası geçmiş bir hırdavatsın. Kötü bir evlilik ve yıllık 62.000 dolar gelirle kalakalmışsın.
Eres un hardware obsoleto, mal casado y con $ 62.000 al año.
- Bütün verilerimi ve donanımımı kaybettim.
- Perdí todos mis datos, hardware.
- David Markham.
- David Markham. Ocupado del hardware.
Donanımla fiziksel bir gerektirir yani, bir yerde, kendine güvenli bir ev yaptı.
Requiere un nexo físico de hardware, de modo que se construyó una casita segura.
Donanımın fare ile bir ilgisi yok.
No, no. El hardware no tiene nada que ver con el ratón.
Merkez sistem donanımı hasarlı.
El hardware del sistema del núcleo está dañado.
Her gece yarısı, saatin sıfırlandığında donanımın kendini cani bir arabaya göre yeniden ayarlıyor.
A medianoche, cuando su reloj se pone a 0 su hardware se reconfigura y se vuelve coche asesino.
Evindeki bilgisayarın hızını arttırabilirsin Jim ama... burada milyonlarca dolar değerinde bir ana bilgisayardan söz ediyoruz.
Podrías duplicarla en la PC de casa, pero en nuestro hardware de miles de dólares... El principio es el mismo.
Üzerinde... çalıştığın bilgisayar ciddi bir şey.
Trabajé con hardware muy sofisticado.
Hardware olunca para ödenmeli ama yazılım olunca paylaşılır öylemi.
El Hardware debe ser algo por lo cual pagar, pero el Software debe ser para compartirlo.
Ve Mmmm, bugün burdayım bu küçük herife Linuxu burda kurmaya çalışıyorum Bir Toshiba Libretto Dünyadaki en kolay işlerden biri değil yani çünkü donanımın acayip bir parçası bu...
y um, estoy hoy aquí porque estoy tratando de colocar Linux en en este pequeño de aquí sólo una Toshiba Libretto no es la cosa más fácil del mundo porque es una pieza rara de hardware, así.
Linux manyakları ve donanım hackerları takım elbiselerle almışlardı onu, o zaman oldu.
Los dioses de Linux, y los hackers de hardware verdaderamente se unieron con los ejecutivos.
Şebekeye izinsiz giriş yapmak ya da iletişim araçlarını kullanmak için donanım ya da yazılım bulundurmak ağır federal suç haline geliyordu.
que, de hecho, ni siquiera estaba en los libros de derecho sin embargo... hace que sea un delito federal que posee... de hardware o software... para la modificación de los instrumentos de telecomunicaciones... para el acceso no autorizado a los servicios de telecomunicaciones.
Kazanan, Hap Osgood, yakında ikinci mağazasını açacak olan Osgood Hardware'in sahibi.
El ganador es Hap Osgood, propietario de Osgood Hardware... - abriendo pronto su segunda tienda.
Donanım mı?
- ¿ Hardware?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]