Harp translate Spanish
653 parallel translation
Küçük Denny, elinde harpı ve başının üstünde büyük, yuvarlak gül rengi bir hale ile melek şimdi.
El pequeño Dennis se ha convertido en un angelito con arpa y un gran halo de color rosa.
Buna divan-ı harp karar verecek.
Una corte marcial en Inglaterra lo decidirá.
Sir Joseph Banks, Amiral Lord Hood ve Roger Byam'ı yargılayan divan-ı harp mahkemesi yargıcının ricaları üzerine...
En respuesta a la franca apelación de Sir Joseph Banks y de Lord Hood, Almirante del Blue y Presidente de la corte marcial donde fue enjuiciado Roger Byam...
Harp dairesini, kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ve suçlarını örtbas etmek için kullandığı için itham ediyorum.
Acuso al departamento de guerra de hacer una campaña para confundir a la opinión pública y tapar sus pecados.
Kral Davut'un harpıyla Bathsheba'ya kur yaptığı günden beri.
Desde que el rey David cortejó a Betsabé con su arpa.
Harp sahibi olma şansına sahip olamadığım için radyoyu açacağım.
Como no tengo la suerte de tener mi arpa a mano, encenderé la radio.
- Harp Bakanlığında biri mi?
- ¿ Del Ministerio de la Guerra?
En iyisi Harp Bakanlığı'na sormak efendim.
Lo comprobaremos con el Ministerio de la Guerra.
Harp Bakanlığı Herzoff'u tanımıyor. Ordu listesinde o isimde subay yok.
En el Ministerio no conocen a Hertzag,... y no hay nadie con ese nombre en las listas del Ejército.
İki kuruşluk bir iş ve bir divan-ı harp.
Un empleo de medio dólar y un consejo de guerra. Eso es todo.
- Ya o, ya da divan-ı harp.
- O eso o me condeno a mí mismo.
Buradaki 4. seneniz ama hala harp okulu öğrencisi gibi davranıyorsunuz!
Cuatro años aquí y aún actúa como un cadete del Hudson.
Baban Harp Okulu kökenliymiş.
Su padre fue a West Point.
Harp mühimmatı fabrikası daha fazla iş yapmaz.
Su fábrica de municiones no estará ocupada mucho más tiempo
Sen West Point'e ( ABD Harp okulu ) gittin.
Fuiste al West Point.
Harp bitinceye kadar kamp mı kuracağız? Burası Japon bölgesidir.
¿ Acampamos en territorio japonés hasta que la guerra termine?
Sonra o büyülü harp.
Y el arpa mágica.
- Sizce büyülü harp niye devi o kadar seviyordu?
- ¿ Por qué creéis que el arpa...
"Harp Divanı... " General William Mitchell'ın... " Hava Kuvvetlerindeki görevine son vermiş olup...
Por la presente, el Ministro de la Guerra ordena que el general de brigada, William Mitchell, sea relevado de su mando en el Ejército del Aire y le sea asignado un destino en el Fuerte Sam Houston de Tejas.
Peki, yapabileceğim fazla bir şey yok... Harp Divanına gitmemiş ve hava kuvvetlerinden ayrılmamış olsaydın.
No valdré de nada si me forman un consejo de guerra y me expulsan del Ejército.
Harp Divanı emirlerine, istinaden tutuklusunuz efendim.
Por orden del Ministro de la Guerra, está usted bajo arresto, señor.
"hiçe sayarak, kendini ordunun üstünde sayan, harp divanını küçümseyen, ordu mensuplarını hedef alan küçük düşürücü ve saygısız, açıklamalarda bulunmakla suçlanmaktadır."
El acusado, con la intención de desacreditar a la administración del Ministerio de la Guerra hizo unas declaraciones irrespetuosas sobre dicha administración.
Ama harp divanı 1,800 uçak olduğunu söylüyor..
Pero el Ministerio de la Guerra tiene en inventario 1.800 aviones.
Siz Hava Kuvvetlerinin komutasının ve taktik organizasyonunun... harp divanı tarafından dikkate alınmadığına mı inanıyorsunuz? - Evet efendim.
¿ Cree que la organización de la unidad táctica del servicio del aire está siendo retrasada por el Ministerio de la Guerra?
Albay Mitchell, Harp Divanı, Japon Büyük Elçisine... bu mahkemede olanlarla ilgili nasıl... bir açıklama yapmalı?
Coronel Mitchell, ¿ qué explicación tendrá que dar el Ministerio de la Guerra a los embajadores japoneses más allá de Ia jurisdicción de este Tribunal?
Yani, burada gerçekten olanlarla Divan-ı Harp'te söylenecekler birbirinden çok farklı şeyler.
Quiero decir, lo que ha pasado realmente... y qué va a parecer en un tribunal militar... son dos cosas diferentes.
Babası ve amcası hükümette çalışmış. Annesi harp çalıyor. Büyükbabası..... Fransız Ekvator Afrika'sında bir misyonermiş.
Su padre y dos tíos trabajan para el gobierno su madre toca el arpa, su abuelo fue misionero en la Africa Ecuatorial francesa, y no ha habido un escándalo en su familia desde 1822.
Yakışıklı olmak, harp nişanı takmak ve süvari olmak isterdim.
en un banco cercano...
Güzel bir harp okuluna.
Una academia militar.
"Bir gün harp bitecek"
Un día se acabó la guerra.
JEFFERSON HARP AKADEMİSİ
ESCUELA MILITAR JEFFERSON
Okul çocukları. - Bunlar harp okulunun öğrenci çocukları.
- Son niños de la escuela militar.
Siz, harp okulu öğrencileri... Bu sefer için en üst makamca seçildiniz.
Cadetes, la autoridad suprema los ha escogido para emprender esta travesía.
- Altın harpını çalıyor.
- Tocando el arpa de oro.
Harp Bakanlığı Güney Afrika'da... -.. Natal'de Başkomutan...
El ministro de Guerra ha recibido el siguiente comunicado...
St. Michael Harp Okulu.
Escuela Militar de San Miguel.
Roberts, divanı harp seni suçlu buldu, ama işi ben bitireceğim.
Roberts, la corte marcial lo acusó... pero yo voy a terminar el trabajo.
Binbaşım Battaglia'yı esir aldı. Harp divanında yargılıyor.
El mayor Fincham tiene prisionero a Battaglia, y le está juzgando.
Yönetmeliğe uygun olarak savaş meydanında divanı harp kurulmuştur.
Esto es un consejo de guerra sumario, como mandan las ordenanzas.
Harp ve müzik çalanların atası bu idi.
Fue el padre de los que tocan el arpa y hacen música.
Oydu! Hayır, bu harp.
No, eso es un arpa.
Bu değişecek Harp.
Va a cambiar, Harp.
Bu asla olmaz Harp.
Eso no puede suceder jamás.
Hey Harp.
Hola, Harp.
Ancak divan-ı harp kararlarını değiştirme yetkim yok.
Pero, como sabe, no tengo el poder de... ... revocar la sentencia de un tribunal.
Siz kesinlikle Harp Okulu mezunlarına benziyorsunuz.
Tienen pinta de haberse graduado en la Academia de Acapulco.
Mahkum, yoğun koruma altında doğruca Conejos'ların asılması ile ilgili tam bir sorguya çekileceği Meksiko şehrine götürülüp orada Divan-ı Harp usullerine göre yargılanacak.
" El prisionero será llevado con una fuerte escolta... directamente a México capital, donde se le formará proceso... por los ahorcamientos de Conejos... y se le someterá a consejo de guerra si es necesario.
Bu senin için Divanı Harp demekti Çavuş.
Se ha ganado un consejo de guerra, sargento.
Bunlar harp zamanının sıkıntıları.
Son trastornos de la guerra.
Harp çalışmak istiyorum, ama tehlikeli bir düşmanla aynı odadayken yapamam.
Quiero practicar mi arpa... pero no puedo hacerlo con un enemigo peligroso en la habitación.
- Harp Bakanlığı.
- ¿ Ministerio de la Guerra?