Havamda değilim translate Spanish
1,260 parallel translation
Hiç havamda değilim.
- ¡ Cállate! , no estoy de humor.
- Evet, bu yıl havamda değilim.
Sí, este año no tengo deseos de eso.
Aslına bakarsan, şu an pek havamda değilim.
Para serte sincero, no tengo ganas.
- Pek havamda değilim.
- No estoy de humor.
Ray, hani her zaman havamda değilim diye yakınırdın ya?
Ray, ¿ sabes como siempre te quejas de que nunca tengo ganas?
Hiç tarihi belgesel havamda değilim.
No me apetece ver un documental.
Bak, bunun için hiç havamda değilim.
No estoy de humor para esto.
Bu gece fazla havamda değilim.
Esta noche no tengo ganas de hacerlo.
Yemek yapma havamda değilim zaten.
Bueno, no tengo ganas de cocinar.
Hiç havamda değilim.
No estoy de humor.
Vaaz verme. Havamda değilim.
No estoy de ánimo para sermones.
Ama kimseye kıyak geçme havamda değilim.
Quería fiesta por San Valentín, pero no estoy de humor para chorradas.
- Hiç havamda değilim.
Vamos. Un beso.
- Hiç parti havamda değilim.
No tengo ganas de celebrarlo.
Hiç havamda değilim Tease tamam mı?
No estoy de humor, Teeze.
Havamda değilim. Bas git!
No estoy de humor, ¡ lárgate!
- Havamda değilim! - Havanı siktirme şimdi.
¡ No me apetece!
Beyin jimnastiği havamda değilim sanırım.
A pesar de que no se puede decir que me disgusta la sugerencia.
Harm, şu anda havamda değilim.
Harm, no estoy de humor ahora mismo.
Havamda değilim.
No estoy de humor.
- Çünkü gerçekten havamda değilim.
- No. - Porque no estoy de humor.
Bak, Pacey. Şu anda pek havamda değilim, tamam mı?
Mira, Pacey no estoy de humor ahora.
Meghan, hiç havamda değilim- -
Meghan. No estoy de humor- -
- Havamda değilim...
- No estoy de ánimo.
- Hiç havamda değilim.
Oh, no estoy de humor.
Ben pek havamda değilim.
No. No estoy con ganas. Me quedaré aquí.
- Hiç havamda değilim.
- No estoy de humor.
Yarın bir partiye gitmemi istiyor. Havamda değilim.
Quiere que vaya a una fiesta mañana y no tengo ganas.
Özel hayatımı konuşma havamda değilim.
No estoy de humor para discutir mi vida personal.
Parti havamda değilim Gabriel. Haydi, yalnız kalma.
- No estoy de humor para salir hoy, Gabriel.
- Havamda değilim amına koyayım ya.
¡ No estoy de humor!
Burada bekle, hiç havamda değilim Ricky. - Kapat çeneni.
Podrías hacerlo pero quédate aquí, no estoy de humor.
Benle dalga geçme oğlum. Telefonu Lizzie'ye ver. Hiç havamda değilim.
- Déjate de cachondeo y que se ponga Lizzie.
Gerçekten havamda değilim.
Tenía una cita, y hubo un problema.
Bugün de hiç havamda değilim ya. Ronnie, yaksana şunu.
Así que no estoy de humor para tonterías.
Merak etme, sadece Ruby'yi almaya geldim ben. Şu anda hiç bölgem mekanım masalları....... dinleyecek havamda değilim.
Estoy aqui para buscar a Ruby y no quiero oir acerca de tu zona o tu "Mojo"
Dikkatli dinle çünkü hiç havamda değilim.
Ahora, escuche atentamente porque no estoy de humor.
- Dünkü havamda değilim bugün.
No estoy del mismo humor que ayer.
Havamda değilim! Harika!
¡ No estoy de ánimo para esto!
Havamda değilim.
No tengo hambre, estoy enfadado.
Hiç havamda değilim.
No estoy de humor para tal pelotudez.
Bunun için pek havamda değilim.
Si, Bueno, No tengo humor para eso.
- Havamda değilim.
Estoy en una edad muy mala. ¡ Pues anda, que yo!
Ama bugün işkence havamda değilim.
Pero hoy no quiero torturas.
- Havamda değilim.
- No tengo ganas de.....
Ben pek havamda değilim... - Gitti.
- Si, hazlo tú si quieres, pero no estoy de humor para...
Bak, bugün havamda değilim.
Escucha, no estoy de humor.
Havamda değilim.
- No estoy de humor.
Doğum günü havamda hiç değilim.
No estoy para cumpleaños.
Havamda değilim.
No.
Havamda olmadığımda işi bırakabilecek zengin kolejli bir kız değilim.
No soy una niña rica cuando me provoca.