Hermanos translate Spanish
15,431 parallel translation
Kurşun delip içimden geçer ama ardımda DGİ'ndan sayısız erkek ve kız kardeşlerim olacaktır.
Aprieta el gatillo, la bala me atravesará, pero habrá innumerables hermanos y hermanas de la APE detrás de mí.
Bu acıyla yaşamak bana Kuşak'ta milyonlarca kız ve erkek kardeşim olduğunu fark ettirdi.
Y viviendo con este dolor llegué a darme cuenta de que tengo millones de hermanos y hermanas en el Cinturón.
Artık biz kardeşiz.
Somos hermanos ahora.
Nereden çıktı bilmiyorum ama içimden bir ses daha önce yasal olmayan bir işe bulaşmışa benzediğini söylüyor.
Sabes, por alguna razón... Sólo siento como que eres uno de los hermanos que fue violado antes, ¿ sabes?
Bu aralar kardeşlerimizi öldürmede çok mahirler.
Tienen una licencia para matar a hermanos hoy en día.
Türk kardeşlerimi öldürmek istemem.
No quiero matar a mis hermanos turcos.
Kardeşlerim, yaklaşın lütfen.
Hermanos, acérquense, por favor.
Kapıyı açın ve içerideki adamlar huzurla kardeşlerinin yanına katılsın.
Abra la puerta y los hombres ahí dentro se reunirán con sus hermanos en paz.
O gün iki kardeşimi kaybettim.
- Perdí dos hermanos ese día.
Öz abisini öldürürken yedi yaşındaki bir erkek çocuğa zorla izlettirdi. Ayrıca 2008'de, 9 yaşındaki bir kızın ortadan kaybolduğu kardeşlerin davasını biliyoruz.
Obligó a un niño de 7 años a presenciar la muerte de su propio hermano, y supimos del caso de los hermanos en 2008, cuando una niña de 9 años desapareció.
Her defasında çok dindar ailelerden gelen kardeşleri kaçırmış.
Siempre hermanos que vienen de familias muy religiosas.
Bana eşlik edin kardeşlerim. İblisi yok edip beraber arınalım.
Únanse a mí, hermanos, para eliminar el mal
Bir kız kardeşi vardı, Sansa ve dört erkek kardeşi vardı.
Tenía una hermana, Sansa, y cuatro hermanos.
Üç erkek kardeşi vardı.
Tres hermanos.
ALLENTOWN KARDEŞLER!
¡ LOS HERMANOS ALLENTOWN!
Kardeşlerim. Kardeşlerim.
Hermanos.
- Erkek kardeşimin evi.
- Mis hermanos.
- Bir Noel'de, Tanrı şahidim olsun, bütün erkek kardeşlerime, ölen eski kocalarının kemerleri olan kutular hediye etmişti.
- Una Navidad, Dios está de testigo... todos mis hermanos recibieron cajas con todos los viejos cinturones de su esposo muerto como regalos.
Bütün bu kardeşlerimiz bu mahallenin çocuklarıydı.
Todos esos hermanos salieron de aquí mismo.
Mahalledeki insanların yarısının bir akrabası hapiste.
La mitad de la gente aquí tiene padres, primos, tíos y hermanos en prisión.
Salvador ve kardeşleri sıfırdan başlamamız için bir fırsat verecekler.
Salvador y sus hermanos aceptaron dejarnos entrar desde el principio.
Buradan emniyet teşkilatına gerekli silahları alarak halkı korumaları için çağrıda bulunuyorum. Lütfen bu cemaatin geleceği olan zenci ve Latin kökenli yavrularımızı taciz etmeyin.
Aliento a la policía de Nueva York a armarse de manera afectiva para proteger a los ciudadanos, no para acosar a hermanas y hermanos jóvenes que son el alma y el futuro de nuestra comunidad.
Kardeşlerim dünyamız değişiyor.
Hermanos y hermanas, nuestro mundo ha cambiado.
İnsanlar bu gezegendeki dominant tür olmalarına rağmen 12 kardeş bugün pusulayı değiştirdi.
A pesar de que los humanos son la raza dominante de este planeta, doce hermanos y hermanas... se las arreglaron hoy para cambiar la brújula.
Güzel bir yemek yiyip, birkaç kardeşinle tanışırsın. Hiçbir şey yapma yükümlülüğün de yok.
Comerás bien, conocerás a los hermanos... y no tienes obligación de hacer otra cosa.
Sana baskı yapmak istemem ama etrafta seni gören bazı kardeşlerimiz bize büyük bir katkın olacağını düşünüyor.
No quiero presionarte, pero algunos hermanos piensan que serías una gran incorporación.
Gördüğüm kadarıyla tek çocuksun. Bu yüzden evde sadece sen ve ebeveynlerin vardı. Tabi burada yazılan her şeyi doğru olarak kabul edersek.
Veo en el formulario que no tienes hermanos, así que en la casa, están tú y tus padres, si lo que escribiste aquí es exacto.
- Bunu yapacak bir sürü kardeşimiz var.
- Hay muchos hermanos dispuestos.
Bazı kardeşlerimle Kenyon'a gideceğiz.
Iremos a Kenyon con algunos hermanos.
Erkek ve kız kardeşlerim.
Hermanos y hermanas.
".. köleler kölesi olsun kardeşlerine. "
"... sirviente de sirvientes será para sus hermanos.
Din kardeşlerim.
Hermanos.
Kardeşler, bizler seçilmiş olanlarız.
Hermanos, hemos sido elegidos.
Ama başladıktan sonra erkek ve kız kardeşlerimiz de katılacak.
Pero una vez que comience, nuestros hermanos y hermanas se unirán.
Esir düşmüş erkek ve kız kardeşlerimize özgürlüklerini bildirin.
Dejen que sus otros hermanos y hermanas cautivos... también conozcan la libertad.
Flick'le kardeş gibiydiler.
Él y Flick eran como hermanos.
Kardeşler gibi mi?
- ¿ Hermanos?
Thuringer kardeşleri tanıyorsun, değil mi?
Bien, bien... Conoces a los hermanos Thuringer, ¿ verdad?
Thuringer kardeşlerin konuştuğunu, hatta gülüştüğünü anlattılar.
Dicen que los hermanos estaban hablando de ello. Incluso riéndose.
Biz kardeş gibiydik
Eramos como hermanos.
Ah işte bu kardeşlerim!
¡ Sí, mis hermanos!
Eğer bunu yaparsam, Dick ve Mac onlar tamamen...
Si yo hiciera esto, los hermanos serían ya prácticamente...
Kardeşler sizin iş ortaklarınız.
Los hermanos son tus socios.
Beyler ve bayanlar, Bugünün konuğu saygıdeğer Dennis Schatzman, Siyahi-sahipli Los Angeles Sentinel'in baş yazarı.
Hermanos y hermanas, el invitado de hoy es el estimado Dennis Schatzman, el autor principal de Propiedad Negra del Centinela de Los Ángeles.
Kimin tarafındasın, diğer insanların mı, kardeşlerinin mi?
¿ De qué lado estás, del hombre o de los hermanos?
Değerli konuklar.
Amados hermanos.
Halasına niye kardeşlerinden daha çok güveniyor merak ettim.
Me pregunto, ¿ por qué confía más en su tía que en sus hermanos?
Düşes hazretleri size Shelby kardeşleri tanıtayım.
Gran Duquesa, ¿ me permite que le presente a los hermanos Shelby?
Kendi kardeşlerim.
Mis propios hermanos.
Gece Nöbeti'nin kardeşlerini öldürdüm.
Maté a hermanos de la Guardia de la Noche.
Kardeşlerimiz bu pisliklerle savaşırken öldü.
Nuestros hermanos y hermanas murieron luchando contra esta escoria.