Hesabınız translate Spanish
833 parallel translation
- Hesabınız Baron.
- Su cuenta, barón.
- Hesabınız efendim.
- Su cuenta, señor.
Çek hesabınız hakkında.
Creo que se trata de su cuenta corriente.
- Hesabınızı kapatmıyorsunuz, değil mi?
- ¿ Usted no cerrará su cuenta con nosostros, verdad?
Hesabınız, efendim.
La cuenta, señor.
- Hesabınız bayım.
- Su cuenta, señor.
- Hesabınız, efendim.
- Su cuenta.
Burada oteldeki hesabınız çok birikti. Toplam 6356 frank.
Su cuenta del hotel, ya vencida, asciende a 6.356 francos.
Artık, hesabınızı ödemeyecekmiş. Son kez ödeyip gitti.
Ya no pagará más por Ud. Ésa ha sido la última vez.
"Madame, isteğiniz üzere size 60,000 franc gönderiyor ve böylece bankadaki hesabınızı kapatıyoruz."
"Le adjuntamos los 60.000 francos que solicitó". "Queda cerrada su cuenta con nuestro banco".
Kredi hesabınızı asla hareketsiz bırakmayın.
nunca deje que sus acreedores estén pasivos.
Pekala bay Richards, alacağınız altın bankaya ulaşır ulaşmaz her zamanki gibi hesabınıza geçecek
Bueno, Señor Richards, su depósito... Retornará en la forma usual, tan pronto como el oro entre al banco.
Bay Richards. Paranız her zamanki gibi hesabınıza yatırılacak... Altınlar bankaya ulaşır ulaşmaz.
Richards, Su depósito será devuelto en la forma usual... tan pronto como el oro entre al banco.
Hesabınızdan yemeği çıkarmadığınıza da pişman olacaksınız.
Algún día se arrepentirá de no haber deducido esta comida.
Oh, Bayan Teleton, hesabınız benden.
Oh, Sra Teleton, usted es mi invitada.
Hesabınız boş efendim.
Está vacía, señor.
EFAC'taki hesabınızın blokajını kaldırmak için dilekçe.
El formulario para desbloquear la cuenta EFAC. - Sí.
- Vadesiz bir mevduat hesabınız var mı?
¿ Tiene cuenta en la Caja Postal?
- Hesabınız limiti aştı.
- En su cuenta no cabe nada más.
Bizde hesabınız var mıydı?
¿ Tiene usted cuenta con nosotros?
- Hesabınız, efendim.
- La cuenta, señor.
Israr etmiş olmayayım ama çeki bozdurmayıp Londra hesabınıza yatırmanız ihtiyatlı olacaktır.
Le sugiero que no cambie el cheque hasta que el dinero no esté transferido a su cuenta en Londres.
Eminim Verdi'nin aşina melodileri bu gece kulaklarınızı dolduracak... Bayan Claypool'un banka hesabı da muhtemelen yarın sabah dolacak.
Seguro disfrutarán de las maravillosas notas de Giuseppe Verdi... y los cheques de la Sra. Claypool volverán por la mañana.
Son iki aydır bana ücretimi vermemenize gücenmedim. Ama banka hesabımı sizinle paylaşma fikri... hayatımın birikiminin yarısını almanız... benim için çok fazla efendim.
Está bien que no me haya pagado los últimos dos meses... pero la idea de compartir mi cuenta bancaria con usted... de que usted tome la mitad de todos mis ahorros... es demasiado para mí, señor.
Göreceksin onlara bunun hesabını soracağız.
Nos ocuparemos de que no estén mañana para testificar.
Burası çayırlıklar ülkesi. Her dakikanın hesabını yapıp iş çıkarmalıyız yakında tepeliklere varacağız ve her tür sorunla karşılaşabiliriz.
Estamos en las praderas y tenemos que aprovechar cada segundo, porque muy pronto llegaremos a las colinas y es probable que encontremos problemas.
Bahse girerim Başkan da ara seçimden 7 ay sonra FBI'ın en uzun süre görev almış ikinci müdürünü sırf görevini yapıp, adamlarını Arabistan'a gönderdi diye görevden alınmasının hesabını soracak seçmenlere sahip olmadığınızı fark etmiştir. Peki harbiden bahse girmek ister misin?
Apuesto que se dió cuenta que los votantes no pueden preguntarse porqué el segundo directo del FBI con más tiempo de servicio fue despedido por enviar soldados a Arabia Saudita justo 7 meses antes de las elecciones.
" yaptıklarımızın hesabını vereceğimiz...
"Ya que todos nosotros deberemos presentarnos ante Ti"
- Ne mektubu? Thelma'ya yazdığımız. Hesabını kapatmış ve adres bırakmamış.
La de Thelma, ha cerrado su cuenta y no ha dejado dirección.
Thorley'e yaptıklarınızın hesabını sormak için buradayım.
Vine por lo que le hizo a Thorley.
Hesabı alır mısınız?
¿ Nos quiere cobrar?
Hesabı görmek için nerede buluşacağınızı söyledi?
¿ Dónde tenías que reunirte con él para que te pagara?
Çavuşum geçen gün Wales tamirhanesinde soruşturma yaparken geçenlerde orada 60 küsur sterlinlik bir hesabı kapattığınızı öğrenmiş.
Mi sargento estaba investigando en el garaje Wales. Parece que usted pagó una cuenta pendiente de sí, de más de sesenta libras.
Otel odalarında yalnız yaşayıp, pazarları konserlere gidecek ve bazı kalın kafalı iş adamları hesabına çalışacaksın.
Viviría en un hotel, iría a conciertos el domingo y trabajaría para algún ejecutivo sin escrúpulos.
İşimi mahvettiniz. Banka hesabımı boşalttınız.
Han arruinado mi negocio y mi cuenta.
- Oui, monsieur. Hesabınız hazır.
- Oui, monsieur.
- Benim hesabım bu ; siz hesaplamanızı yapın.
Él había sido sargento durante Waterloo.
- Bu olayı kimin hesabına yazacaksınız?
- ¿ Para quién cubre la noticia?
Kanunlarla bir hesabın varsa sakın korkma. Biz seni saklarız.
Si tiene cuentas que arreglar con la Ley no tema... usted tiene la razón.
bizi bu tenis kortundan uzağa yollayabilecek bir bir şansımız varken - bu cehennemden kurtulma şansımız varken, neden oturmuş, "kim kimin tarafında" hesabını yapıyoruz?
... hasta meterse en una pista de tenis en avión,... ... tal vez ese gran pionero no sea más que un viejo.
- Kiminle konuşuyor? - Yaptıklarınızın hesabını soracağız.
Nos vengaremos de todo.
Vatanımızın mezarını kazmaya çalışanların hesabı başkent sakinlerinin gözleri önünde dürüldü.
Se cumple en la capital el destino de los que enterraron a nuestro país.
Eninde sonunda, son hesabımızı vermek için Yaratanın karşısına çıkacağız.
Al fin, todos seremos llamados a presencia del Creador... para rendir cuentas por última vez.
Lütfen şu miktarı yeni hesabıma yatırır mısınız?
¿ Podría depositar este efecto bancario en mi nueva cuenta?
Klanınızın hesabına eklerim.
Se lo cargaré a la cuenta de su clan.
Hesabı ne zaman kapatmak isterseniz kapatırsınız.
Y si quiere pagarlo antes, pueden.
Bu yüzden, Onca yıl boyunca yaptığınız herşeyin hesabı kapanmış oldu.
Así que, todo lo que hicieron en esos años está saldado.
Kocanızın hesabını müşterek hesaba çevirmek yeterli olur.
Sólo tenemos que... cambiar su cuenta actual a una cuenta mancomunada.
Hesabıma yazarsınız.
¿ A mi cuenta?
Ama bir şey bulamazsanız, bunun hesabını vereceksiniz sevgili dostum!
Pero como no encuentre nada, ¡ me las pagará!
Tanrısal sözleri ciddiye alır mısınız yaptıklarınızın hesabını vermeyi göze alır mısınız sizin gibiler, öte dünyada?
¿ O por el contrario, van a escuchar la palabra de Dios para daros cuenta al fin, de que lo que les aguarda a los pecadores en la otra vida es un terrible castigo?