English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Horizontal

Horizontal translate Spanish

416 parallel translation
Hastayi yatay konuma getirin.
Ponga a la paciente en posición horizontal.
Böyle gider.
Horizontal.
Demek bu şekilde.
- ¿ Horizontal?
Parlak ışık huzmesi havadan görülebilir.
Un rayo de luz horizontal, visible desde el aire.
Cohill, birliği geçirin.
Sr. Cohill. Disponga la tropa en horizontal.
Şimdi sen dene, hızlı ve düz.
Ahora hazlo tú, rápido y en horizontal.
Bu özellikle- - Bu özellikle eşit düzeyde olmalı.
Aquél tiene que- - Aquél tiene que estar horizontal.
Pozisyon yatay.
Posición horizontal.
Kartuşun patlamasını önlemek için kilitleri yatay olarak çevir.
Para que no explote, gire las cerraduras en sentido horizontal.
Willie, bu kez yataya geçmeden önce 10 metre dümdüz aşağı kazacağız.
Willie, excava unos diez metros antes de empezar a ir horizontal.
- Yatay olarak ha? - Kesinlikle.
- ¿ Un pozo horizontal?
"İdeal meme için, Venus de Milo'ı örnek alın." "Memesi kollarının arasındaki... "... yatay doğrultudan 1 cm aşağıda duruyor. "
Compare la figura ideal... con la Venus de Milo... tiene su pezón situado en una línea horizontal... que pasa un centímetro por encima de la mitad del brazo.
Yarım saat önce yeterince sağlıklıydım ama yoksa insanlar yatay vaziyette değilken gözüne farklı mı görünüyor?
Hace media hora te parecía sana, cuando estábamos en posición horizontal.
Sonsuz bir sayıyı tanımlamak istersem,... yatay bir sekiz yazar ve onu bire bölerim.
Queriendo definir un número infinito, dibujo un ocho en horizontal y lo divido por uno.
Sonsuz küçüklüğü açıklamak istersem,... bir yazar ve onu yatay sekize bölerim.
Si quiero expresar la cualidad de lo infinitamente diminuto, dibujo un uno y lo divido por un ocho en horizontal.
Ayrıca, yukarıdan aşağıya 14 değil, soldan sağa 23.
Y no es la 14 vertical. Es la 23 horizontal.
Söylemeliyim ki, beni bir yere yatırsanız, hemen oracıkta uyuyakalırım.
Le aseguro que si me pone a mí en posición horizontal me quedo dormido.
Şimdi 5 inch'lik boruların kolonunu bulana kadar devam et.
Ahora vete en horizontal hasta la tubería de cinco pulgadas.
Bir ceset kadar sessiz olacağız.
Vamos a dejar tan silencioso... ya que íbamos en sentido horizontal.
Yatay olmayı seviyorum.
Me encanta estar en posición horizontal.
O halde Fletcher, düz uçuşla başlayalım işe.
Entonces, Pedro, empecemos por el vuelo horizontal.
- Zirveye ne kadar zamanda ulaşırsın?
- ¿ Cuánto tardarás en llegar a la cima? - No, solo puedo avanzar en horizontal.
Bilgisayar balistiği, hızı ve eğim aralığını ayarlar ve bombaları saldırı için seçilen noktaya yani uygun görülen yere saldırı türüne göre bırakır. Bazen düz bazen de bombaların etkisinden kaçmak için dolanarak çıkmamız gerekir.
Una computadora calculaba la balística, la velocidad de vuelo,... el ángulo de inclinación y dejaba caer las bombas... cuando llegábamos al punto apropiado, de acuerdo al tipo de ataque elegido,... ya fuera volando recto y horizontal o lanzando nuestras bombas.
Çelik teller yatay ve dikey olarak çaprazlama gelmiş oluyor.
Está cruzada por barras de acero en horizontal y vertical.
Böyle sıkıca kavra onu, Blanca.
Mantenlo horizontal.
Sürekli olarak yatay konumda kalmasını sağlamanızı istiyorum ve birisi sürekli olarak onun serumuyla ilgilensin.
Asegúrese de que esté en posición horizontal, y de que esté bajo constante vigilancia.
Demek yataymış.
Oh, es horizontal.
yatay zevkler arayanlara gelince... Sizi uyarıyorum.
y para los que busquen alguna distracción horizontal... ya están advertidos.
Saat 8 : 15'di, yani kol tamamen yataydı.
Cuando marcaba 15. Cuando estaba perfectamente horizontal.
Onu düz tut.
Mantén la nave horizontal.
Öyle mi? Yatay Mambo yapmayı biliyor musun?
¿ Sabes hacer el mambo horizontal?
'İyi iş.'
Buena dispersión horizontal.
Daha yatay bir şeyi kastediyorsan hayır.
Si hablas de algo más horizontal, no.
Yatayı kontrol edebilirler.
Ellos controlan la horizontal.
Tam burada da ufuk düzeyi göstergen var.
A la derecha está el indicador del nivel horizontal.
Vallahi amı soldan sağa doğruydu.
Io tenía en horizontal, Io juro.
- Sezeryan ameliyatı yapacağız.
- Vamos a hacer corte horizontal.
Gergin olmalı? Ne kadar?
¿ Él debe ser acostado en posición horizontal?
O binayı on yıl önce aldım. İlk gayrimenkul anlaşmam.
Mi primer negocio con propiedad horizontal.
Ayrıca burası uygun değil. Ama yine de dans için elverişli.
Igualmente este lugar no conduce mucho hacia la danza horizontal.
Şiirin mükemmeliyet değeri yatay önemi ise dikey bir eksende çizilirse toplam alanını hesaplamak şiirin azametini gözler önüne serer.
Si la perfección es una línea horizontal y la importancia es una línea vertical al calcular el área total del poema obtenemos la grandeza del poema.
Byron'un bir şiiri, dikey eksende yüksek değere sahipken yatay eksende ortalama bir değeri vardır.
Un soneto de Byron puede ser muy alto en lo vertical pero no mucho en lo horizontal.
Öte yandan, bir Shakespeare şiiri hem yatay, hem de dikey eksende toplam ağırlık alanı bakımından yüksek bir değere sahiptir.
Un soneto de Shakespeare puede ser muy alto tanto en lo horizontal como en lo vertical. Dando como resultado una gran área total.
Şiirin mükemmeliyet değeri yatay...
Si la perfección es una línea horizontal sobre un gráfico...
Yatay pozisyonda mısın oğlum Randy?
¿ Estás en horizontal, chico?
# Don't you know that we control the horizontal
¿ No sabes que dominamos la horizontal? Dominamos la vertical, también
İşte böyle tutulur.
Horizontal.
Düz tutun, akıyor!
¡ Manténganlo horizontal!
- Yatay tutun.
Siempre en posición horizontal.
Seviye.
En horizontal.
AMERİKADAKİ İLK YELDEĞİRMENİ ÖRNEĞİDİR.
REPLICA DEL PRIMER MOLINO EN EE.UU. UN MOLINO HORIZONTAL HOLANDES

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]