English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Humvee

Humvee translate Spanish

222 parallel translation
The Humvee'nin GPS geçmişi bize yer bilgisini verdi.
El historial del GPS del Humvee nos ha dado su última localización.
Tankıma gidiyorum.
Estaré en el Humvee.
Bu benim Hummer'ım.
Este es mi Humvee.
Şüpheli siyah bir Hummer ile, Kaliforniya caddesinden batıya gidiyor.
Sospechoso en un Humvee negro, dirigiendose al oeste en California.
Hummer'ını sadece ödünç aldım!
Solo estoy tomando prestado tu Humvee!
Ha bu arada, Humvee için iki adet ekstra geniş tampon yapıştırıcısı.
A propósito, ¿ tienes adhesivos extraanchos para parachoques para un Humvee?
- Humvee ne durumda?
- ¿ Qué pasó con esa Humvee?
- Humvee'nin durumu nedir?
- ¿ Qué pasó con esa Humvee?
Humvee.
Compañía.
O gidene kadar bunu Humvee'ye kilitle.
Enciérrala en el Hummer hasta que él se valla.
Onu ZPT'ye koyun!
¡ Súbelo a ese humvee!
Uçak gibi.
Sí. Un Humvee.
Görünüşe göre sizin vur-kaç olayındaki o jip bu akşam erken saatlerde çalınmış.
Por lo visto, el Humvee de su accidente, acababa de ser robado esa noche.
Evin önünde Hummer'ı gördüm.
Vi el Humvee afuera. ¿ Pasa algo /
Uzun bir Humvee.
Es una Humvee extendida.
Ama onun kusursuz boyasını egzoz dumanı ile lekeleme ya da cep telefonuyla konuşan bir cip sürücüsünün ihmalkarlığı ile karşı karşıya bırakma düşüncesi...
Pero el hecho de pensar en manchar ese acabado perfecto con hollín de los escapes exponerlo a la negligencia de algún conductor de Humvee hablando por teléfono...
- Humvee'ye gidiyorlardı. - Binaya sürüyorlardı, adamım.
- Estoy bien Sgto Estoy ok Sgto.
Tabi ya... annesi bir Humvee kazasında öldükten sonra ona bakmış...
Tonta... él se levanta una mañana después que sus padres murieron... en un accidente...
Jipleri bir RPG ile vurulmuş.
Le dispararon un cohete al Humvee que manejaban.
Altında şu arazi tipi araçların sarısından vardı Bay Henrickson.
Manejaba uno de esos autos Humvee, Sr. Henrickson, uno amarillo.
- Alex Joseph bu Humvee'yi ödünç aldı.
Alex Joseph tomó prestado ese Humvee.
- Humvee belki?
¿ Serán de un Humvee?
- Humvee'ye atılmış.
Lo subieron al Humvee.
- Humvee izleri, şerif.
- Huellas de Humvee, sheriff.
- Kellogg'un Humvee'si.
El Humvee de Kellogg.
- Sandy, Wayne Kellogg'un Humvee'sini al.
Sandy, ve a confiscar el Humvee de Kellogg.
- Kirk'ün cesedinin Humvee'ye konulduğunu biliyoruz. Lastik izleri uyuşuyor.
- Según las huellas, lo subieron aquí.
Kellogg'a kamyonunu geri verin.
Devuélvanle el Humvee a Kellogg.
- Ben Humvee'mi aldım, oraya kadar sürdüm. Ama birşey görmedim.
Me subí a mi Humvee y fui hasta ese lugar, pero no vi nada.
Er Campbell, o arkada kaldı birim sokagın yukarsındaki küçük bir eve Dogru ilerledi.
La cabo Campbell, se quedó en el humvee mientras la unidad entraba a una pequeña casa al final de la calle.
Kaptan bana araçta kalmamı söylemişti.... kadınlar direk olaran askerle birlik olmamalıydı.
El capitán me ordenó que me quedara en el humvee... Se supone que las mujeres no entran en combate directo.
İçinde bulunduğu Humvee ters dönmüştü. Hepsi bu kadardı.
Dijeron que su vehículo se dio vuelta... y... eso fue...
Humwee suyun altında.
La Humvee está sumergida.
Humvee'si vurulmuş. Başında şarapnel yaraları varmış.
Un misil impactó su vehículo y los pedazos lo hirieron en la cabeza.
- Yani bu Humvee düşünebilir mi?
¿ O sea que el vehículo piensa?
Yani 22 milyonluk elektrik cihazla donatılmış bu Humvee'de bu kadarcık bir şey arayacağız.
O sea que dices que debemos encontrar algo así de pequeño en un vehículo con 22 millones de dólares en electrónica.
Katil bir Humvee'yi Washington sokaklarına mı bıraktık?
Tenemos un vehículo robot asesino suelto en las calles de Washington.
Hadi gidip parçalanalım, gidip humvee altında kalalım.
Tengo la pierna destrozada, me la aplastó un humbee.
Kıçını o Humvee'den kurtardığımı hatırlıyor musun? - Evet.
¿ Recuerdas cuándo arrastré tu trasero fuera de ese todo terreno?
Murphy, büyük bir cesaret örneği göstererek, asker aracını kurtarıp, biraz önce bir tuzakta yaralanıp dakikalar sonra ölen muhafız devriyesinin........ yanına gidip mücadelesini sürdürdü. "
Murphy enfrentó el fuego enemigo para recuperar un humvee... y pelear de regreso a su patrulla antes de ser herido... que causó que se estrellara a tan solo 10 metros de sus tropas... quienes fueron asesinados momentos después por una bomba improvisada. "
Aracımıza dönmeye çalışıyorduk ama yaylım ateşi artmıştı.
Intentamos regresar al humvee, pero recibíamos muchos disparos.
Ama Matt, araca binmen, adamlarının yanına gitmen, yazında böyle yazıyordu.
Pero, Matt, ir por el humvee luego hacia tus hombres, todo lo del reporte -
Araca ulaşıyor ve adamlarını beklemiyor bile.
! Murphy logra llegar al humvee... y ni siquiera espera a sus hombres.
Araca binmeden hemen önce bunu ona vermişsin.
Se lo diste justo antes de ir al humvee.
Çünkü oradan geri dönemeyeceğini düşünüyordu.
Porque pensó que la ida al humvee era un viaje sin regreso.
Araca bindiğin gün korkudan kaçmıyordun değil mi?
Ese día que fuiste al humvee, no huías asustado, ¿ cierto?
Tek yapabildiğim araca sağ salim varabilmek için dua etmekti.
Todo lo que podía hacer era rezar para llegar al humvee sin que me mataran.
Eğer Matt'in bizi kurtardığına inanmıyorsa, o zaman neden aracın ön tarafında kurşun delikleri olduğunu sor.
Pregúntale que si piensa que Matt no intentó salvarnos... ¿ entonces por qué hay esos disparos en el frente de nuestro humvee?
- Araba uçak gibi olduğu için.
- ¿ Por un Humvee?
Ve şimdi, hepimiz için bekleme zamanı.
Y ahora, el momento que todos hemos estado esperando. El ganador de un Humvee nuevo es.....
Belki, içerideki insanlar yaralanmıştır.
Nunca fueron a por el humvee.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]