Huracan translate Spanish
1,583 parallel translation
Kasırga kasabam Homstead'i darmadağın etti.
vi como el huracan devasto mi cuidad, Homestead, flórida.
Miranda kasırgasından bahsetmişken, 2 saat içinde burada olacak.
Mientras hablo, el huracan miranda esta a apenas 2 horas de llegar aqui.
Eve Kasırgası sırasında binlerce ışık... jeez!
Junto con el huracan, miles de luces... Oh, dios!
Bunun sebebi, bir sonraki kasırgada, güvenlik elemanlarından bir kısmını hibritlerden oluşturmak, ve yeni insanların değişimini onlar için kolaylaştırmaktı.
Por esto la razon del huracan. Si soldados de guarda nacional fueran hibridos, podria hacer la transicion un poco mas fácil, para las nuevas personas.
kasırga altına gizlenmiş soykırım.
Genocidio incubierto por un huracan.
Fırtına geliyor.
Hay un huracán en camino.
Bu kasırga burada patlayacak, ve kimse kasabayı boşaltamayacak, çünkü kuzeye giden yolların hepsi kapalı olacak..
Este huracán va a pasar por aquí. Y nadie va a conseguir escapar, pues todas las carreteras en dirección al norte estarán bloqueadas.
Büyük çaplı değil, ancak böyle bir seçenek sunmalıyız bu olaylardaki tahmin yanılmalarını hatırlatmalıyız.
- No obligatoriamente. Pero creo que deberíamos dar a la población esa opción. Acordarles de la impredesible que es un huracán.
Hapiste, fırtına boyunca orada tutacağım.
En la cadena. Voy a retenerlo hasta el fin del huracán.
Eve sırasında yedekleri bitirdik. bunun yine olmayacağından emin olmalıyım.
Nos quedamos sin plaquetas durante el huracán Eve, y quiero garantizar que eso nos pase nuevamente.
Eğer bu kasırgada Eve'in taşıdıklarını getirirse, gökyüzünde binlerce ışık olacak ve suda da çok daha fazla yaratık, bu kez her şeyi kasede alacağım.
Si ese huracán llegará a ser como Eve, habrán miles de luces en el cielo y más Y.B.Y.s en el agua. Voy a filmar todo esta vez.
Bu fırtınada bir sürü insan ölebilir.
Mucha gente puede morir en el huracán.
Ama eğer kasırga gerçekten geliyorsa, babam nasıl kasabadan ayrılabiliyor ki?
Pero si ese huracán está aún viniendo, ¿ como puede el salir de la ciudad?
Bir kasırga geliyor, değil mi? Evet.
- ¿ Viene un huracán, cierto?
Kasırgadan ötürü mü? Herhalde.
- ¿ A causa del huracán?
Bu sabah Vargas departmandan kimsenin, kasırganın buraya geleceğini düşünmediğini söylemişti.
Esta mañana Vargas dijo que nadie del departamento creía que el huracán llegaría cerca de aquí.
Evet, Jacksonville'de kardeşime gidiyorum, her ne kadar o, kasırganın oraya da gideceğini düşünse de.
- Sí, estoy yendo hacia la casa de mi hermana en Jacksonville, aún sabiendo que ese huracán va a pasar por allá, también.
Ulusal meteoroloji servisi endişelerini dile getirse de... İyiyiz.
Aunque el servicio de meteorología aseguró que el huracán no pasaría por aquí una protesta está aconteciendo en frente del Ayuntamiento desde las pedimos que aguarden para más informaciones...
Kuzeyi vuracağı iddia edilen kasırgayı biliyor musun?
Hey, hum, sabe el huracán que debería alcanzar el norte?
belki şunu da söyleyebilirsin kasırga sona erdiğinde güvende olacağına söz verebilirsin.
Y... tal vez usted podría decir que cuando el huracán pase va a quedarse segura.
ve şimdiye kadar duyduklarımız Miranda'nın Palm Beach'e yöneldiğiydi, ancak şimdi söylenen yön değiştirdiği ve doğru Homestead'e yöneldiği.
Sabiendo que tienen informaciones que el huracán Miranda tiene previsto llegar en West Palm Beach, nosotros acabamos de enterarnos que es probable que él cambie de ruta, y venir directo para Homestead.
kasırganın Homstead'e yöneldiğine dair meteoroloji servisinden doğrulanmış bir bilgi almadık.
Nosotros no tenemos confirmación alguna por parte servicio meteorológico que este huracán está viniendo en la dirección de Homestead.
Geriye dönüş.
Todo ese viento y lluvia del huracán.
Kasırgadan beri 7 gün 24 saat çalıştığını, evde bazı sorunların olduğunu.
Que estuviste trabajando todo el tiempo desde el huracán y que has tenido problemas en casa.
Işıklar fırtına sırasında ortaya çıktı değil mi?
Las luces llegaron durante el huracán, ¿ no?
Yeni bir kasırga mı geliyor?
¿ Se aproxima otro huracán?
Evet. Onu öldüren şeyin fırtına, sel ya da cinayet olup olmadığını öğrenmek iyi olurdu.
Sería agradable saber si fue el huracán, la inundación o un "juego sucio" quien lo mató.
Bölgedeki laboratuvarların çoğu kasırgada yıkıldı.
Muchos de los laboratorios del área fueron destruidos por el huracán.
- Kasırga ve sel yüzünden.
- Por el huracán y las inundaciones.
Bay Benoit. Tarikatın kasırga için büyü yaptığını mı ima ediyorsunuz?
Sr. Benoit, ¿ está diciendo que de alguna forma la "Secta Roja" conjuró el huracán?
Benoit vudu rahibinin ruhunu almak için Katrina Kasırgası'nı kullandı.
Benoit usó al huracán Katrina como diversión,... para tomar el alma de un sacerdote voodoo.
Kasırga karmaşa yaratır.
El huracán creó el caos..
kasırganın altına gizlenmiş bir soykırım.
- Genocidio encubierto por el huracán.
Ertesi sabah. Szura ve kasırga gitti, ama hasarları her yerde.
A la mañana siguiente, Szura y le huracán se habían ido, pero los daños permanecían.
Ama fırtınanın buraya gelmesi bile beklenmiyordu. 100 mil kuzeyde patlaması bekleniyordu.
Pero este huracán no debería haber venido aquí, debería haberse dirigido 160 Km. al norte.
Bakın zaten geciktim, kasırgadan kaçmaya çalışıyoruz.
Oiga, estoy yendo a coger a unas personas Estamos en el medio de un huracán.
11 Eylül'ün ve Katrina Kasırgası'nın ardından... acil durum yönergelerimiz çok gelişti.
I me temo que es demasiado tarde para eso. Así, desde el 9l1 1 172 y el huracán Katrina 00 : 12 : 55.808 - - 00 : 12 : 57.673 hemos actualizado nuestros planes de respuesta de emergencia.
Katrina'nın, bütün şehirleri... aynı anda vurması gibi bir şey bu.
eso es mucho peor que lo de Katrina. Esto es como un huracán Katrina darle a cada ciudad en cada estado al mismo tiempo.
Springfield'de, fırtınanın ortasından Kent Brockman bildiriyor.
Aqui Kent Bruckman en Springfield Keys. Reportando en medio del Huracán.
Bir kasırga mı?
¿ Es un huracán?
Sahil tarafından bir anda gelen Clark fırtınası olmasa da, buralarda yeterince doğal felaket var.
Tuvimos suficientes desastres naturales por aquí sin tener que preocuparnos del huracán Clark avecinándose por la costa.
- Okkalı bir küfür, fırtına şeklinde üzerine geliyor.
- El huracán "Que te den" se acerca.
ÖLÜMCÜL KASIRGA
HURACÁN MORTAL
Güney Florida'da, milyon dolarlık binalar, büyük bir kasırga ile yıkılıp, yok oldu. Ve onlar nedense, binaları tekrar aynı şekilde inşa ettiler.
En el sur de Florida, millones de dólares en edificios fueron destruidos por el gran huracán que hubo allí, y volvieron a construir edificios que se veían más o menos igual.
Kasırga topraklarını silip süpürdüğünde, tanrıların ikinci bir kasırga göndermemesi umuduyla kabilelerindeki mimli insanları kurban edip, elemanlardan kurtuldular.
Cuando un huracán arrasaba la tierra mataban algunas personas de su tribu como un sacrificio, con la esperanza de que los dioses no produjeran un segundo huracán.
Havadaki her uçak, her kasırga, tüm dünyadaki koşullar, bitki hastalıkları...
Cada avión en el aire, cada huracán, todas las condiciones de todo el mundo las enfermedades en las plantas...
Katrina Kasırgası yüzünden ailesinin çektiği onca sıkıntının ardından bu genç adam Dillon'a iner inmez, cennetin kapılarının açıldığının farkına varmıştım.
Sabía que el cielo había abierto cuando este joven aterrizo acá en Dillon después de que su familia paso la devastación del huracán Katrina.
Hala hava birliğindeysen, bir helikopteri kasırgada uçurabilir misin?
Si todavía estuvieras en el escuadrón aéreo, ¿ volarías un helicóptero a través de un huracán?
Kasırga devam ediyorken helikopteri indiremezsin.
No puedes aterrizar un helicóptero durante un huracán.
Bu da onun kasırga vurmadan önce neden burada olması gerektiğini açıklıyor.
Es por eso que debe estar aquí antes de que el huracán nos golpee.
Fırtına henüz karaya ulaşmadı.
El huracán ni siquiera nos ha golpeado aún.