Iki haftadır translate Spanish
1,039 parallel translation
"Doktor, iki haftadır bu destroyerdeyim..."
" Doc, hace dos semanas que estoy abordo de este destructor...
Bunu sana iki haftadır söylüyorum.
Llevo dos semanas contándotelo.
Bazıları iki haftadır bekliyor.
Algunos esperan desde hace dos semanas.
Köyümüzde iki sosyalist var. Bir tanesi iki haftadır Simmern'de hastanede. Kastettiği oydu.
Sólo somos dos Socialists y como uno estaba en el hospital de Simmern sólo le queda el otro.
Son iki haftadır kendisine yalnızca bilgi yüklemesi yapıyoruz.
Llevamos dos semanas alimentándole información.
Şu anda iki haftadır buıradasın.
- Usted está aquí hace dos semanas ya.
Neler yaptın iki haftadır?
¿ Qué ha estado haciendo las últimas dos semanas?
Ama iki haftadır, hiçbir konferansa gelmedin.
Pero lleva dos semanas sin asistir a una clase.
Ürün çok güzel ama biraz yorgun ve bir-iki haftadır uyumamış görünüyor.
La mercancía es hermosa pero luce un poco cansada.
Son bir iki haftadır pek uyuyamadım.
No he dormido mucho últimamente.
Çiftçilerin eylemleri iki haftadır devam ediyor.
Los disturbios de los granjeros han durado 15 días.
Ben de iki haftadır bir şey demedim.
Hace 15 días que no digo nada.
Sanık, iki haftadır Engels Barajı'nın alanına giren ortak tarım alanlarını geziyordu.
Durante dos semanas, el acusado ha recorrido granjas comunales en el área de la presa de Engels.
Son iki haftadır Clavius'ta son derece tuhaf şeyler oluyor.
Durante las últimas dos semanas han estado pasando algunas cosas muy raras en Clavius.
Son bir iki haftadır biraz sinirli görünüyordu, değil mi?
Últimamente parecía tenso, ¿ no crees? No.
Ama sadece iki haftadır ayrıyım.
Sólo llevo separado dos semanas.
O cadı iki haftadır onunla dans ediyor.
Esa bruja le ha tenido en danza durante dos semanas.
Biliyor musun, iki haftadır o ihtiyarın izini sürüyorduk.
Sabes, llevamos dos semanas siguiendo a ese viejo.
Tam iki haftadır kötü günündesin zaten.
Llevas dos semanas con un mal día.
Sonya babasına kızgın ve benimle iki haftadır konuşmuyor.
Sonia se enfada con su padre y hace ya dos semanas que no me habla ;
Evlerine gittiğimizde, iki haftadır tatilde olduklarını öğrendik.
Cuando llamamos a su casa, descubrimos que se habían ido de vacaciones por dos semanas.
Dutton'un iki haftadır ortalıkta görülmediğini bildiriyor.
Hacía dos semanas que se desconocía el paradero del coronel.
Neredeyse iki haftadır.
- Casi dos semanas.
Görünen o ki, son iki haftadır yaptığınız tüm telefonlar kaydedilmiş.
Al parecer, grabaron las conversaciones de las últimas dos semanas.
- Evet, efendim. Son iki haftadır Ivan'ı aradığımı nereden biliyorsun? Ve neden onu kendi çöplüğünde saklayıp, bana haber vermiyorsun?
¿ Desde cuándo los criminales sucios significan más para ti, que yo?
Ama saçma davranışta Brian Broomers en başta. Bu İngiliz genci iki haftadır bir kutu etin üzerinde asılı duruyor.
Admirable por su absurdidad es la conducta de Brian Broomers... un británico que hace 15 días que pende sobre carne podrida.
Cidden, sevgilim Ben-ben-ben geçen iki haftadır Beauty Mark'ın stoklarının azaldığını gözlüyordum.
En serio, querida vi que las acciones de Beauty Mark bajaron en los últimos dos meses.
Son iki haftadır Batı Dünyası'nın şerifiydim.
¡ He sido el sheriff de Mundo Western estas dos últimas semanas!
İki haftadır burada oturuyor gibisin.
Parece que llevas dos semanas ahí sentado.
İki haftadır hastanede yatıyordu.
Estuvo dos semanas internado. Y murió ayer.
İki haftadır adama haykırıyorum.
Le he estado gritando durante dos semanas.
İki haftadır pembeden başka bir renk giyen bir kadın görmedim.
Llevo dos semanas viendo mujeres sólo vestidas de rosa.
- Bence iki veya üç haftadır.
- ¿ Dos o tres semanas?
İki haftadır hiç dışarı çıkmadığını söylediler. Doğru mu?
Dicen que has estado encerrado dos semanas. ¿ Es cierto?
İki haftadır sizi arıyorum.
Hace dos semanas que os busco.
İki haftadır, ne uyudunuz ne de bir şeyler yediniz.
Ha pasado dos semanas sin comer ni dormir.
İki haftadır bunu söylüyorsun.
Eso fue hace 2 semanas.
İki haftadır onu başımdan atmaya çalışıyorum.
llevo 15 días intentando librarme de ella.
İki haftadır Mars'tayım.
Bien, ya llevo dos semanas en Marte.
İki haftadır elinde.
¡ Pero lo tiene desde hace dos semanas!
İki haftadır, şu araba konvoyu ile ilgili tek bir haber bile yok.
Hace dos semanas que no sabemos nada de la caravana.
- İki haftadır.
Dos semanas.
Cocatlan'daki kadınlar hakkında bir şeyler duydum. İki haftadır da yalnızım. Onları görmek için birazcık sabırsızlanıyorum.
He oído sobre las mujeres de Cocatlán... y ya hace dos semanas que estoy solo... así que estaba ansioso por verlas.
İki haftadır dışarı çıkmadım.
Hace 15 días que no salgo.
İki haftadır birlikteyiz ama daha adını bile bilmiyorum.
Hace 15 días que estamos juntos y no conozco tu nombre.
- İki haftadır kamyon uğramıyor.
- ¿ Y la camioneta de la lavandería?
İki haftadır yaptıkları işlerle ilgili bilgileri arşivlere geçirdiler.
Por dos semanas la data del archivo la estamos transmitiendo toda aquí.
İki haftadır dışarı çıkmadı ;
Lleva más de dos semanas en casa y pensé...
İki haftadır bir hareketlilik var.
Desde hace dos semanas oimos rumores.
- İki haftadır bir şey yok.
- No en los últimos quince días.
İki haftadır bir yel değirmeniyle dövüşmedim.
Hace dos semanas que No peleo contra molinos