Ilahı translate Spanish
302 parallel translation
Sen benim ilahımsın.
Eres mi dios.
Duygusal ilahı kısmını çıkartıp sağlam bir koro yerleştirelim.
Quitamos la melodía del himno y ponemos una coral.
Bir ilahın büyüklüğünü yaşayamadığınız için... ... önemsiz bir şey gibi reddediyorsunuz.
No comprendo la grandeza de un dios... le trata usted con desprecio.
Ağustos'a doğru ilahımız Watanka'nın bu suretiyle karşılaşacağız,
Por el sagrado rostro de esta imagen de nuestro señor, Watanka,
Uzun süredir ölü olan bir ilahın sembolünü taşımak bana nezaketsizlik gibi göründü.
No, sólo me pareció que sería descortés llevar un símbolo de un Dios largamente muerto.
"Ralph Summers, Anneler Günü'nün matine ilahı, artık yaşlı, kilolu bir barmaid düşkünü."
¿ Has leído lo que dicen de ti, Ralph? "Ralph Summers, ídolo de matiné en Día de la madre. Ahora un envejecido y entrado en kilos buscador de camareras".
Aşk bir dindir, kocan da senin ilahındır.
El amor es muy culto. Tu marido es tu dios.
Çünkü O'nun merhameti sonsuzdur. İlahların ilahına şükredin Çünkü O'nun merhameti sonsuzdur.
Perdure por siempre demos gracias al dios de dioses para que su merced perdure por siempre
Ise'deki büyük tapınağın ilahı, dans edersek refaha ereceğimizi, etmezsek kıtlığın geleceğini söylüyor.
La deidad del gran Santuario de Ise, nos dice : Si danzan, prosperarán, si no, el hambre llegará.
Gençliğimin ilahı Dom Porfírio Diaz.
Con mi Dios de la juventud, Don Porfirio Díaz.
Her ot bu kadında kendi ilahını buluyor.
Todo bicho que se cruce con ella habrá encontrado la horma de su zapato.
Bizim ilahımızdı. Ama öyleyken bile Michael onu Anna olarak hiç düşünmedi.
Pero Michael no pensó en ella para su Anna.
Teğmen Thomsen'i sunuyorum. Son ilahımız!
Me gustaría brindar por el teniente Thomsen, nuestro último héroe,
Bu Marcel Jazy. Kadınların, şarabın ve Somoza'nın ilahı.
Te aviso, ése es Marcel Jazy, amigo del vino, las mujeres y Somoza.
Mari, sen ki kumların ve kayaların ilahısın gökleri ve yeri un ufak et.
Oh Mari, Dios de arenas y rocas, rompe el cielo y la tierra,
Mari, her şeyi bilen kudretli ilahımız!
¡ Oh Mari, Dios de las sabanas! ¡ Mari todopoderoso!
Kayaların ve kumların ilahı Mari!
¡ Oh, tú, Mari! ¡ Mari, Dios de las arenas y las rocas!
Ben ateş ilahı.
Yo soy Vulcano.
Gerçekten de, savaş sanatlarının ilahı sayılan Efendi Roşi ;
Me da gusto ver que el que dicen que es el maestro de las artes marciales sea un hombre tan razonable.
Bir demircinin kollarına ve bir ilahın bacaklarına sahip olduğunu söylediler.
Han dicho que tenías los brazos de un herrero... -... y la piernas de un dios.
- Paranın - Penisin ilahı
El dios del rock... y la pija.
Bir ilah.
Un santo.
Bir ilah.
Un santo
Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.
No hay más Dios que Alá y Mohammed es su mensajero.
O parmağı karnına yetişmeyen şişko, kendini kadınlar nazarında bir ilah sanıyor.
Esa vaca gordinflona que no puede rodearse la panza con los brazos... Sueña con ser peligroso y seductor entre las damas.
Sen ne sanıyorsun kendini, küçük bir ilah mı?
¿ Qué se supone que es, un pequeño dios de hojalata?
Ama kanun ve düzen, özgürlük ve adalet yeniden dirilmeyi vaat eden bir ilah işte bizim uygarlığımız budur.
Pero la ley y el orden, Ia libertad y la justicia, un dios que promete resurrección ; ésta es nuestra civilización.
Karnak önemli bir ilah değildi. 3. sınıf bir tanrı.
Karnak era un dios enteramente menor.
Allah'tan başka ilah yoktur. Ve Muhammed de...
No hay más Dios que Alá.
Senin emirlerine ve gücüne boyun eğiyorum. Ve bundan geri dönüşüm yoktur. Ve Allah'tan başka ilah yoktur.
Obedezco a Tus órdenes y a Tu poder, y no existe ningún retorno y ningún poder sino el de Dios.
Senden başka ilah yoktur.
No existe otra divinidad mayor.
Bugün beni Palmyra'da ilah yapmak için, Senato'da oylama gerçekleştirildi.
El Senado ha votado que me convierta en Dios en Palmira.
Bayılacağım, İlahım.
Estoy desfalleciente, D-D-Divinidad.
Şahadet ederim ki Allah'dan başka bir ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve elçisidir.
Mahoma es su profeta.
Genç bir ilah gibi...
- Como un joven dios.
Şimdi bütün canlılar karanlığı sevecek... ve goblin'lere ilah gibi tapacak.
Ahora todas las criaturas amarán la noche... y nos adorarán a los ogros como divinos.
İşte o, işte ilah, işte efsane!
¡ El hombre, el mito, la leyenda!
Genç bir ilah.
Tan omnipotente.
İlah bir vejetaryen değil.
El dios no es vegetariano.
İlah yaşayabilsin diye ölmek bir ayrıcalıktır, Kevin.
Morir para hacer vivir al dios es un privilegio, Kevin.
Geçmişe dair bir şeyler biliyorsan ayinle insanların kurban edilişini bilirsin Dionan'ın zamanındaki gibi ki her ölüm, her seferinde daha da güçlü bir İlah içinde yeniden doğmaktır!
Si sabes un poco de historia, sabrás que el sacrificio humano es tan viejo como Dionin mismo, y que cada muerte lo lleva al renacimiento en un dios aún más poderoso.
Geri aldım, bu adam bir ilah.
Escondidas atrás : es un dios.
Call ilah değil, ya sen?
Call no es Dios. - Hola, Woodrow.
Söylemek istediğim Jake sen de ilah değilsin.
Estaba diciéndole a Jake que no eres Dios.
"Sonumuzu bir ilah şekillendirir" vesaire.
"Una divinidad da forma a nuestro final" y todo eso.
Büyük Anne, 3'lü ilahe... Ve şehvetli Avcı İlah.
La gran Madre, La triple Diosa... y el Cornudo, dios de la cacería.
Peggy zengin olacak ve platin kartı peştamal giyen Nübyeli bir ilah tarafından taşınacak mı?
iConseguirá Peggy hacerse rica y tener su propia tarjeta platino transportada en el taparrabos de un Dios nubio?
- Siz benim cömertlik ilahımsınız.
- Usted es mi Dios de la generosidad.
Ve ilah Vishnu da, pazarlık etti de imzalatamadı.
Incluso si el Hijo de Puta Vishnu viniera...
Gitaristlerin ilah olarak görüldüğü günlere ne olmuştu?
¿ Qué le pasó a los días cuando los guitarristas eran dioses?
Diğer Subay adaylarına göre o takımın üyeleri sanki ilah ve bunu düşünmesi bile çok zor.
Para los demás cadetes, los miembros de ese equipo eran dioses y es difícil soportar ese peso.