Ilginçtir translate Spanish
460 parallel translation
Ev bu nedenle ilginçtir mimari açıdan bir şaheser başka türlü de olamazdı.
En verdad, la casa es interesante... una obra maestra de la arquitectura... y no podría ser de otra manera.
Bir sanatçının kendi eseri hakkında ne kadar yanılabildiği ilginçtir.
Es gracioso cuán equivocado puede estar un artista respecto a su obra.
Cinayet vakaları ilginçtir.
Hay una cosa sobre un caso de homicidio.
Orkideler çok ilginçtir.
Hablando de orquídeas, qué curioso.
Çocukluğum da hayli ilginçtir, ama uğrama sebebin biyografim olmasa gerek.
Mi infancia también fue interesante, pero usted no vino a oír mi biografía.
Ve bakın tam şurada ilginçtir ki ilk tüpten kalma başka bir siyah boya lekesi var.
Y mira. Justo ahí... curioso, tendría que haber otra mancha de pintura negra de la primera bombona.
Bill, ilginçtir, başta oyunu yönetmeyi reddetti.. Eve varken.
Bill, curiosamente, se negó al principio a dirigir la obra... con Eve en ella.
Sizinki, ya da sizinki, çünkü nerede karşılaşırsanız karşılaşın, insanlar çok ilginçtir.
O el suyo, o el suyo, pues la gente es fascinante, en cualquier lado.
Bir kafatası, çıplak bir kadından daha ilginçtir.
Una calavera es más interesante que una mujer desnuda.
Bir kurukafa çıplak bir kadından daha ilginçtir.
Una calavera es más interesante que una mujer desnuda.
Karıncalar çok ilginçtir.
Las hormigas son interesantes.
Çok teşekkürler. Eminim ilginçtir.
Muchas gracias, será interesante.
Bahse girerim, tadı da ilginçtir.
Apostaré a que su sabor es interesante también.
- Araplar çok ilginçtir.
- Bueno, los árabes son muy inter...
- O her açıdan ilginçtir.
- Todo acerca de él es interesante.
Bu yüzden ilginçtir ama aradığım kişinin o olduğunu sanmıyorum.
En cierto sentido, por eso no creo que sea el hombre que busco.
İkiz gibiler ama ilginçtir ki birbirlerine katlanamıyorlar.
Son como mellizos, pero no pueden estar uno sin el otro.
Evet, belki de gerçekten ilginçtir.
- Tal vez sea interesante.
- Evet, biraz uzun sürebilir belki, ama ilginçtir.
¿ Ahora? - Si Es un poco larga, pero interesante.
Duygusal rahatsızlığı olan kadınlar ilginçtir.
Una mujer con un trastorno emocional.
Konuyu anladığında, ilginçtir.
Si se entiende de qué trata, es interesante.
Çok ilginçtir ki Gaullist yayınları dinleyince Moskova yanlısı çetecilerin ihanetlerindeki monotonluk dikkat çekiyor.
Es increíble, escuchando la radio de la disidencia... Constatar la admirable serenidad de la gente de Moscú.
San işler burada nasıl yürür göstereceğim. Oldukça ilginçtir.
Para qué sepas cómo trabajo voy a mostrarte algo divertido...
Onun mektupları çok ilginçtir.
Léemela. Sus cartas son muy divertidas.
Fakat çok ilginçtir ki, tüm bu zaman boyunca... bir daha matematik ile meşgul olamayacağı iddia edilse de, Continuum Hipotezi üzerine çalışmaktan asla vazgeçmedi.
Pero es interesante que durante todo este tiempo, a pesar de afirmar no ser capaz de volver a las matemáticas, nunca dejó de trabajar en su Hipótesis del Continuo.
Kazandığın zaman ilginçtir, kaybettiğin zaman değil.
- Cuando ganas, no cuando pierdes
Barachet hakkında ağzımdan çıkacak her söz ilginçtir zaten. Tamam.
Todo lo que puedo decir de él es interesante
Bu çok ilginçtir, çünkü bu basit ve bariz bilgi olmadan, dünya üzerinde meydana gelmiş hiçbir şeyin en ufak bir anlamı olmayacaktır.
Cosa muy rara, porque sin esa información evidente, nada de lo ocurrido en la Tierra podría tener el más mínimo sentido.
Bronx'tan gelen bu parçalar bayağı ilginçtir.
Los trozos del Bronx son muy interesantes.
Çok ilginçtir.
Es muy interesante
O dizide de ilginçtir.
Incluso en eso es interesante.
Sapkın davranış ilginçtir. Tıbben ve klinik olarak, öyle değil mi?
Comportamiento aberrante es fascinante, médicamente y clínicamente, ¿ no?
Çok ilginçtir.
Es interesante.
Çok ilginçtir.
¿ A nadie importante?
Dünyanın işleyişi hayli ilginçtir.
Es impresionante cómo funciona el mundo.
- Elbette. Oldukça ilginçtir.
Sí, te encantaría.
Entomoloji çok ilginçtir bir bilimdir.
La entomología es una ciencia fascinante.
Surrey kontluğu oldukça ilginçtir.
El condado de Surrey es especialmente interesante.
İlginçtir ki bir başkasının endişelenmesini sağladığınız an kendiniz endişe etmeyi bırakıyorsunuz.
Es curioso, en cuanto logras que alguien se preocupe, dejas de hacerlo
İlginçtir ki kontes, Avrupa'da puro içen ilk kadındır.
Sí, es interesante saber que la condesa es la primera mujer de Europa que fuma cigarros.
- İlginçtir ki Carroon - - İkincisi nedir?
- Muy interesantes.
İlginçtir, bir süre önce siz lastiği değiştirirken de görmüştüm.
Sin embargo, lo vi hace un rato, cuando estaba arreglando la rueda.
İlginçtir ki hiç korkmadı.
Es muy extraño. No mostró ningún temor.
İlginçtir konuşacak ne çok şey buldum oysa eskiden birbirimizle çok az konuşurduk.
Lo raro es que tengo tantas cosas que decir. En cambio antes no hablábamos.
İlginçtir ki, bu olaya bağlı skandallar ortaya çıkmış. Çünkü işin içindeki şirket iflas etmiş.
Lo más curioso es que hubo todo un escándalo... porque la compañía se declaró en quiebra.
İlginçtir ki işte burası bu iskeleti bulduğum kayalıklar.
Lo más extraño es que encontré el esqueleto aquí, entre estas rocas.
İlginçtir ki, bir şekilde... ben de biliyordum.
De alguna extraña manera yo también la sabía.
İlginçtir ki, her iki kurbanın adı da aynı.
Es increíble, pero los nombres de las dos víctimas son prácticamente idénticos.
İlginçtir.
Es interesante.
İlginçtir ki manevran işe yaradı.
Desafortunadamente, funcionó.
- İlginçtir de.
- También es interesante.