Indica translate Spanish
3,821 parallel translation
Nişan almak eşittir niyet.
Y apuntar indica intención.
Tabur numaraları, farklı coğrafik bölgeleri belirtiyor.
El número de batallón indica diferentes zonas geográficas.
Annenle babanın telefonundaki resmine bakarak durumlarının iyi olduğunu söyleyebilirim, park fişine de bakacak olursak hiçbir kardeş öyle doğru düzgün bir park alanı bile olmayan bir yere gömülmez.
La foto de tus padres en tu teléfono indica que no son pobres, y nunca les hubieras enterrado en un sitio así, ese sitio ni siquiera tiene párking, por eso la multa...
Bariyerlerdeki hasara bakılırsa araba tam gaz çarpmış.
El daño al riel de protección indica que el auto pasó directo a través de él a una alta velocidad.
Makine aksini işaret ediyor.
Bueno, la máquina indica lo contrario.
Yani epey yakınlarmış.
Eso indica que eran unidos.
Müvekkilimin ifadesinde belirttiği üzere, o ve Kayla Yancey yıllardır arkadaştırlar.
Como la declaración de mi cliente lo indica, él y Kayla Yancey han sido conocidos... por algunos años.
Bu kalem onun Gizli Servis'ten olduğunu doğruluyor.
La pluma indica que era uno de la Sociedad Secreta.
Evet, aynı zamanda burada yazdığına göre, boya kaplama atölyenizde varmış.
Sí, esto también indica claramente que su dirección es un taller de recubrimiento en polvo.
Otopsi normal süresinde bir doğum yaptığını gösteriyor.
La autopsia indica que hay signos de que hubiera tenido un niño.
2005 yılında, NSA gizli bir belgeyi halka sundu. Belgeye göre, Tonkin Körfezi Olayı hiçbir zaman gerçekleşmedi!
En 2005, la NSA publica un documento secreto que indica que lo del Golfo de Tonkin ¡ nunca sucedió!
Yürüme şeklin uzun bir süre olduğunu gösteriyor.
La tuya indica que ha pasado un tiempo.
Demeye çalıştığın kanıtlar gösteriyor ki Charlie ve kurbanımız daha tanımlanamamış üçüncü bir şey tarafından ısırılmış.
Estás diciendo... que la evidencia indica que tanto Charlie como la víctima fueron mordidos por un tercero desconocido.
Kredi kartına göre sabah 2 : 44'de Houston'da benzin almış.
Su tarjeta indica que cargó gasolina en Houston a las 2 : 44.
Ailesi Ohio'da yaşıyor ve şu ana kadar erkek arkadaşını bulamadık.
Sus padres viven en Ohio, y hasta ahora, nada indica que tuviera un novio.
Kurbanlarını kaçırmak için bu kadar uzağa gitmesi seçim kriterlerinin çok özel olduğunu gösteriyor.
El hecho de que viaje tan lejos para secuestrar a sus víctimas indica que tiene un criterio de selección muy específico.
Elimizdeki her şey onun yalnız olduğunu gösteriyor.
Todo lo que tenemos indica que era un solitario.
Bu durum da gösteriyor ki yakın temas olmuş birisiyle boğuşmuş gibi.
La posición indica contacto directo, como si pelease con alguien.
Brewster'ın tıbbi kayıtları, sağ kalça kemiğini değiştirttiğini gösteriyor.
El registro médico de Brewster indica reemplazo de la cadera derecha.
Leonardo'nun bu mağarayla karşılaşmasını kaydetmesinin sebebi, onun sanatçı psikolojisinde bıraktığı etki olsa gerek.
El hecho de que Leonardo eligiese referenciar este encuentro con la cueva, creo que indica que tuvo un impacto psicológico significativo sobre el artista.
Yeniden kaynayan kemiğe bakarsak yaralanma sekiz sene önce gerçekleşmiş.
La remodelación indica que sucedió hace ocho años.
Uzun burun köprü kemiği kurbanın beyaz tenli olduğunu gösteriyor.
El puente nasal alto indica que era Caucásica.
Kaburga kemiklerinin yapısı, kurbanın yaşının 35-39 arası olduğunu gösteriyor ayrıca leğen kemiği de kurbanın daha önce doğum yapmadığını gösteriyor.
El contorno externo de las costillas indica una edad entre 35 y 39 años, y esta entrada pélvica pertenece a una mujer que nunca ha dado a luz.
Dr. Edison'un notlarına göre bu baltayla yapılmış olabilir.
En sus notas, el Dr. Edison indica un hacha.
Hayır, hayır. Şu ana kadar gördüklerimiz bu ölümün kazara olduğunu gösteriyor.
No, no, todo lo que hemos visto hasta ahora indica que fue una muerte accidental.
Sid'in Milner'in boynundan aldığı yara izi.
Indica que Sid hizo el corte en el cuello de Milner.
Ki bu da benim düşüncemi destekliyor.
Lo cual, por cierto, indica premeditación.
tamam, ağaçların üzerindeki yosunlar bize bu tarafın kuzey olduğunu söylüyor.
Vale, el musgo de ese árbol indica que el norte está por ahí.
DNA incelemesi Nelson'ı bir erkeğin öldürdüğünü ispatladı ama eğer o kadın oradaysa, belki o da iştirak etmiştir, değil mi?
La prueba de ADN indica que un hombre mató a Nelson, pero si estuvó ahí, puede estar involucrada, verdad?
İsimden anladığımız, çoğu su gibi sıfır kalorili olduğu. Ama aslında bir porsiyonda 300 kalori mevcut.
El nombre indica que no tiene calorías, como el agua, pero, de hecho, tiene 300 calorías por porción.
Kimliğini gösteren son tebliği açığa çıktı.
- Su última comunicación indica que su identidad se ha visto comprometida.
Gördüğünüz gibi kan izleri kurbanın kafası koptuktan sonra izlediği yolu gösteriyor.
Como pueden ver, el rastro de sangre indica la trayectoria que siguió la cabeza de la víctima tras ser seccionada.
Maurice'in biyolojik bulguları, düşmanca tavırları olduğunu saptadı..
- Bioanálisis de este Maurice indica una intención hostil -
... ve Abu Nazir'in ağı şu an gösteriyor ki :
... y la red de Abu Nazir, la cual indica que en este momento,
Ne gösteriyor?
¿ Qué indica eso?
Morluk gösteriyor gece yarısından sonraki bir zamanda ölmüş. Ve kısacası ondan sonra cesedi buraya atılmış.
La lividez indica que murió después de medianoche y lo pusieron aquí poco después.
- Şimdiye kadar ki her şey bunu gösteriyor.
- Todo indica eso.
Minik saf kız rolleri yalan dolan.
Algo indica que ella no es la pequeño querubina virgen.
Aynı ezberlemek için bolca vaktiniz olan çiçek tabelasında belirtildiği gibi.
Esas flores van atrás, como indica el gráfico floral que ustedes tuvieron bastante tiempo para memorizar. Sí.
Midge'in tıbbi kayıtlarına göre bayağı bir şiddetli alerjileri varmış.
El historial médico de Midge indica que padecía varias alergias graves.
Midge'in akciğerlerinde bulunan su arabası gölete düştüğünde hâlâ nefes aldığını gösteriyor.
El agua en los pulmones de Midge indica que seguía respirando cuando el coche cayó al lago.
Fakat bu malzemenin yaşını belirtmekten başka işe yaramaz.
Pero eso solo nos indica la edad del material.
Kafatasının yapısına bakılırsa erkek, Beyaz ve 20'li yaşların sonunda.
La estructura craneal primaria indica que es un varón caucásico de casi treinta años.
Bulduğum şeyler ; saçmalar, inceltilmiş şeker, hayvan yüzleri, lekeli cam kırıkları ve kireçtaşı çakılları bunlar bana kurbanın şehrin panayırından geliyormuş izlenimi uyandırdı.
Todo lo que he encontrado son perdigones, caramelo, heces de animal, fragmentos de vidriera y grava caliza común, lo que me indica que nuestra víctima estuvo en una especie de feria antes de que le asesinasen.
Bana hedef gibi geliyor.
A mí me indica objetivo.
Kurbanlarını kırsal kesimde sakladığını düşünüyoruz bu demektir ki şehir dışında, sapa bir yerde kendine ait bir yeri var.
Creemos que mantiene a sus víctimas aisladas en el campo, lo que indica que tiene acceso al campo o a una construcción que es remota, escondida, y privada.
Evet, GPS Jersey Turnpike'a doğru gittiğini gösteriyor.
Sí, el GPS indica que van hacia el Jersey Tumpike.
Yeniden yapılandırmamda da gördüğünüz üzere patlamanın neden olduğu izler gösteriyor ki bomba kazayla patladığında kurban bombanın üzerine eğilmiş vaziyetteymiş.
Como se puede ver a partir de mi reconstrucción, el patrón de distribución de la explosión indica... que la víctima estaba sobre el artefacto cuando estalló.
- Bunun için cesedi bulmamız gerek.
- Todo indica que está muerta.
- Ama sinyal gösteriyor ki... - Bir dakika, bir dakika, bir dakika...
Pero la señal indica...
Bütün bunlar bana bunların organları korumak için yapılmadığını söylüyor.
Todo esto me indica que no se hizo ningún esfuerzo por preservar los órganos.