Invite translate Spanish
2,483 parallel translation
Ryu bizi yemeğe çıkar.
Hagamos que Ryu te invite.
- Çıkma teklif etmemi mi istiyorsun?
¿ Quieres que te invite a salir?
Oturup babamın seni davet etmesini ya da aramasını falan bekleyeceksen ilelebet bekleyebilirsin.
Si te quedas aquí sentada esperando a que él te invite... o te llame o te diga qué hacer podrás quedarte esperando para siempre. Lo que digo, es que no seas la víctima, ¿ entiendes?
- Oraya gidip çıkma teklifi etmemi mi istiyorsunuz?
- ¿ Quieres que vaya allí y lo invite a salir? No, no, no.
Bayanlar baylar sizi içeriye davet ediyorum.
Damas, caballeros, se ne ha pedido que os invite a pasar.
En azından sana bir içki ısmarlamama izin ver.
Por lo menos déjame que te invite un trago.
Bir dahakine belki ikimizi davet eder.
¿ Esta bien? , la proxima, capáz nos invite a ambos
Sonra muhtemelen bir erkeği davet ediyor.
Lo más probable es que invite a un hombre a participar.
Doğum gününde tatile gitmek için başımın etini yersin, ama o gün açacak hediye olmayınca üzülürsün.
Tu me dices que te invite a festejar en tus dias de cumpleaños, pero te molestas cuando no tienes un regalo para abrir durante el día.
Dan'ı yatağıma almamı bekliyorsunuz değil mi? Gerilimi azaltmamı?
¿ Vosotros queréis que invite a Dan a mi cama para aliviar la tensión?
Samuel'i bizimle gelmesi için davet etmiştim.
Bueno, ya invite a Samuel a que venga con nosotros
Keşke birisi okumuş olsaydı. Çünkü kitabın yazarı Helen Fielding'i davet etmiştim. Boş ver!
Ojalá alguien lo hubiera leído, ya que invité a Helen Fielding, la autora.
Affedersiniz. Ben de bu yüzden çocuğu bir deneyeceğiz diye aradım.
Si me lo permiten, justo por eso invité a este joven para hacer la prueba.
Bütün gece eğleneceğiz, Çocukları götürüyorum.
- Celebraremos toda la noche... -... invité también a los chicos.
Onu Çarşamba günü buluşmaya davet ettim.
- ¡ Zorra! Lo invité a una cita el miércoles.
Onları yarın akşamki partiye davet ettim.
Los invité a la fiesta mañana por la noche.
Dekanın ve her kimi istiyorsa onu davet etmiş olabilirim.
Invité a la Decana y a quien ella quisiera llevar.
Nişanlına, gel beni öp demedim Melissa!
Yo no invité a tu prometido a besarme,
Evet, onu açılışa davet ettim.
Si, la invité a la inaguración.
Evime davet edip aldığım eski bağımlı Tanrı'nın yanından beni kurtarmaya mı geldi yani?
¿ El ex adicto, a quien invité a mi casa fue enviado por Dios para salvarme?
Evet Sarah, ama geleceğini sanmıyorum.
No, no, le invité anoche.
Max'i davet etmedim.
No invité a Max.
Nick'e çünkü seni, benim davet ettiğimi söylemişsin.
Porque Nick me contó que le dijiste que yo te invité.
- Babamı davet ettim.
Invité a papa. - Por que?
Dr. Lightman sizi buraya ne yaptığımızı görün diye davet ettim, olumsuz bir etmen olasınız diye değil.
Doctor Lightman, lo invité para que vea nuestro trabajo y no para que sea una interrupción negativa.
Ben sizi davet ettim.
Yo te invité a ti a cenar.
Ve Jonh diyor ki : " Dün gece onu aldım, tüm gece ilişkiye girdik.
Y John dice : "La invité a salir ayer a la noche, " e íbamos a ello toda la noche.
" Dün gece onu aldım.
" La invité a salir ayer a la noche.
Babasından izin almadan Hanna'yı baloya davet ettim.
Invité a Hanna a mi fiesta de graduación sin el permiso de su padre.
Biri beni ekince onu yemeğe davet ettim.
La invité a cenar después de que alguien me plantó.
Yurt arkadaşlarını bir gece soyunma odama getirmiştin.
Fue la noche que invité a tus compañeras de hermandad. a mi camerino.
Jones'u davet ettim, çünkü ondan hoşlandığını düşündüm.
Invité a Jones porque pensé que te gustaba.
Jones'u buraya senin için davet ettim. Ama onu burada istemediğini söyledin.
Invité a Jones por tí, pero tú dijiste que no estabas,
Evime davet ettim.
Le invité a mi casa.
Onu ben davet etmedim.
No lo invité a que venga conmigo.
Onları davet ettiğimize göre ben de onların sevdiği yemekleri yapacağımı söyledim hindi dolması, bollito Jalapeno'lu mısır ekmeği gibi.
Cuando los invité, les dije que les prepararía sus platos preferidos. Chorizo relleno, bollitos, Jalapeño de pan de maíz.
Aklıma geldi. Şükran günü için aileni davet ettim.
Oh, eso me recuerda que invité a tus padres a Acción de Gracias.
Onları evime davet ettim.
Quiero decir, les invité a mi casa.
- Sizi ben mi davet ettim?
¿ Y yo os invité?
Babamı bu akşam yemeğe davet ettim, ve ona ne söyleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yok.
Sabes, invité a mi padre a cenar esta noche, y no tengo ni idea de qué decirle.
Ofisteki herkesi davet ettim çünkü bugün yalnızca Jim Pam, bebek ya da ben ile ilgili değil.
Invité a toda la oficina porque no es un día sólo para Jim o Pam o el bebé o yo.
- Seni bu yüzden çağırmıştım.
Por lo qué te invité aquí.
Onu da davet ettim.
Tambien e invité.
Cumartesi günkü doğum günüme bütün sınıfı davet ettim.
Invité a mi clase entera para mi fiesta de cumpleaños el sábado.
Seni, bekar annemin doğum günü yemeğine çağırırken ne düşünüyordun?
¿ Qué intención pensaste que tuve cuando te invité a la cena de cumpleaños de mi madre soltera?
Çıkma teklif ettim.
La invité a salir.
Ribbentrop'u ben davet etmedim.
Yo no invité a Ribbentrop.
Ben Bayan Simpson'ı davet ettim. Belli ki o da beni kullandı.
Invité a la Sra. Simpson, y claramente me utilizó.
Para biriktirip sizinle yemeğe geldim.
Finalmente recibí mi pago y las invité a comer...
Onu ben davet ettim.
Yo la invité.
Bu yüzden seni davet etti. Al
Este fue al que invité el año pasado.