English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Ipad

Ipad translate Spanish

500 parallel translation
ThinkBook'lar... iPAD'ler.
Hay iMacs. Hay... hay ThinkBooks.
- Derhal odana git. iPhone'unu, iPad'ini, iPod Touch'ını, iTunes'u, Netflick'i, Pandora ve Spotify'ı kullanman yasak!
¡ Ve a tu cuarto ya mismo, no puedes usar tu iPhone, iPad, iPod Touch, iTunes,
Hatta bir daha eşime hakaret edersen sen uyurken evine gelirim ve iPad'ini ya da iPod'unu ya da iMac'ini alıp iGöt'üne sokarım.
De hecho, si vuelves a insultar a mi esposa, ¿ Sabes que haré? Voy a ir a tu casa mientras duermes y cogeré tu iPad, iPod y tu iMac, Y te los meteré por la maldita vagina.
Tam da benim doğum günümde iPad'i piyasaya sürüyorlar.
El iPad sale a la venta justo en mi cumpleaños.
Sana iPad almadım.
No conseguí tu iPad.
Babanıza o iPad şeylerinden bulmamız gerek.
Tenemos que encontrarle a su padre uno de esos iPad.
O iPad'lerden bir tane bulmamız gerek, tamam mı?
Tenemos que encontrar uno de estos iPad, ¿ sí?
Bu gerçekten de sana iPad almamış olmalarını telafi eder mi?
¿ Eso realmente te compensa el no haber conseguido un iPad?
Ben sadece bir iPad alabilmek için kuyrukta bekliyorum.
Sólo estoy esperando en la fila para conseguir un iPad.
Kocama bir iPad almak zorundayım.
¡ Tengo que conseguirle un iPad a mi esposo!
Bir iPad'im olacak sanmıştım.
Pensé que iba a tener un iPad.
Babamın bilgisayarını açıp o inek arkadaşlarından birkaçıyla bağlantı kurdum ve onlara babamın ölmek üzere olduğunu son arzusunun da bir iPad olduğunu söyledim.
Fui a la computadora de papá contacté con algunos de sus amigos, les dije que se estaba muriendo y que su último deseo era un iPad.
İçlerinden biri o kadar üzüldü ki, dayanamayıp bir tane iPad getirdiler.
Se sintieron tan mal, que le compraron una extra.
- İçinde bir de iPad var, Kenny.
- Hay una iPad en ella, Kenny.
iPad'ime göz kulak olabilir misiniz?
¿ Podéis vigilarme mi Ipad?
iPad'imi tuvalete mi soktun?
Hola. ¿ Has metido mi Ipad en el aseo?
- iPad'imi ver.
- Dame mi Ipad.
iPad'imi ver.
Dame mi Ipad.
- iPad'imi ver.
- ¡ Dame mi Ipad!
iPad sende kalsın.
Quédate el Ipad.
Mutlu yıllar.
Esto es mucho mejor que un... un ipad! Feliz Cumpleaños.
* iPad istemiştin.
Tu querías un ipad.
Herneyse, tamam, bir başka fikrim de iPad'lerle ilgili ve onların nasıl...
Um, de todas formas, de acuerdo. Tengo esta otra idea sobre iPads y como ellos...
Kredi kartımla sizin için aldığım diğer şeyler ise ; Yves Saint Laurent marka atkı, iPad ve en büyük boy Toblerone.
Y las otras cosas que puse en mi tarjeta de crédito para usted, la bufanda de Yves Saint Laurent, el iPad - y el Toblerone gigante. - Sí.
Kurbağa Kermit'ten büyük bir şey yok ve ipad kullanıyorlar.
Algo más grande que una rata, usan un iPad.
Beyefendi, çantanızda hiç elektronik eşya var mı? Kamera, taşınabilir DVD oynatıcısı, iPod, iPad, laptop?
Señor, ¿ lleva algo electrónico en su maleta... cámara, reproductor pórtatil de DVD, iPod, iPad, ordenador portátil?
- iPad'i ver. - Tamam.
Manos sobre el iPad.
Ben iPad'i çevireceğim.
Yo muevo el iPad.
Ve zamanımı kumaş sabahlığımla iPad'imi okurken espresso içerek zamanımı geçiririm.
Y pasaría el tiempo allí leyendo mi iPad y bebiendo espressos en una bata de toalla.
Çünkü Brandon, kendine yeni bir dizüstü bilgisayar ya da iPad alabilir, tabii bu çek kendisine ulaşacak olursa.
Porque podría conseguir una nueva laptop, incluso un iPad, si este cheque logra llegar a sus manos.
Dizüstü bilgisayar. iPad ve giyim.
Computadora personal, iPad y ropa.
Elektronik kitap okuyucunuza aktarın.
Pónganlo en su Kindle, iPad.
- Evet şimdi internette olmalı, ipad'ten okunmalı...
- Hay que hacer el libro en iPad, hay que ponerlo en la red...
- Bir iPad.
- Un IPad.
- iPad'im nerede Leo?
¿ Donde está mi IPad, Leo?
- iPad'im nerede?
- ¿ Dónde está el iPad?
Kitapları, iPad'leri ve okuyucuları imzalayacağım.
Estaré autografiando libros, iPads y libros electrónicos.
Debs, yeni iPad'in çantamda.
Hola, Debs. Tendo tu nuevo iPad en mi bolsa.
Henry nin bilgisayarı, Televizyon, iPad, ama önemli değiller.
El ordenador de Henry, pantalla plana, iPad, pero nada importante.
Aradığınız şu iPad'i bulabildiniz mi?
Hola, ¿ habéis encontrado ese nuevo iPad que buscábais?
Dizüstüler, Blackberryler, telefonlar, iPadler.
Portátiles, Blackberry, telefonos, iPad, todos ellos.
Yarabbim! iPad sahibi olmak harika bir şey değil mi, çocuklar?
¿ Dios mío, no es asombroso tener un Ipad, chicos?
Bebe, senin iPad'in nerede?
Hey, Bebe ¿ Donde está tu Ipad?
iPad'imi gördün mü, Token?
Hey. ¿ Has visto mi Ipad Token? .
Siz hödükler anca dörtköşe oynarsınız çünkü iPad'iniz yok!
Ha ha Imbeciles, tienen que jugar ustedes cuatro Porque no tienen iPads!
iPad'imle şimdi ne yapsam acaba?
¿ Que es lo siguiente que tendría que hacer con mi Ipad?
Tom Saltzman senin iPad'in olmadığını söylüyor.
Tom Saltzman dice que tu en verdad no tienes un Ipad.
Tom Saltzman'ın dediğine göre iPad kılıfına cam yapıştırmışsın ve milleti kandırıyormuşsun.
Tom Saltzman dice que tu solo pegaste un trozo de cristal a una tapa de un Ipad. y estás fingiendo
- iPad'ine bir bakayım, Cartman.
Dejame ver tu Ipad, Cartman.
- Hayır!
- ¡ Dame el Ipad! ¡ Mierda! - ¡ No!
Bu çok daha iyi bir şey... iPad'den! Çok güzel!
¡ Es tan hermoso!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]