Island translate Spanish
3,224 parallel translation
Sen de benim gibi Long Island'da yetiştin.
Usted se arraigó en larga isla, como yo.
Tamam, City Island Haberler bugün yine, Joe Hagan'ın cinayet davası Queens'te görüşülmeye devam etti.
City Island está en las noticias hoy nuevamente... mientras el juicio por la muerte de Joe Hagan continua en Queens.
Bildiğiniz gibi, City Island'ın tanınmış emlakçısı Joe Hagan eşi Nora'yı öldürmekle suçlanıyor, 2010 yılı Ağustos ayında Long Island kıyılarında bir tekne gezisinde.
Como ya sabes, el magnate de bienes raíces de City Island, Joe Hagan... permanece acusado de asesinar a su esposa, Nora, mientras navegaban en las costas de Long Island en Agosto de 2010.
Joe Hagan City Island'ın saygıdeğer sakini.
Ahora, Joe Hagan es un respetado ciudadano de City Island.
- Adadaki kimse ağzını açmıyor.
Y nadie en City Island está hablando.
City Island'da Joe Hagan onay vermeden kimse beş kuruş kazanamaz.
Nadie hace un peso en City Island... del cual Joe Hagan no saque su tajada.
Onların iddia ettiği saatte düşmüş olsaydı, Sound'a sürüklenmesi gerekiyordu.
Si ella se hubiese caído cuando ellos dicen, hubiese sido arrastrada hasta Long Island Sound.
City Island'a hoş geldiniz.
Bienvenida a City Island.
Nora Hagan, City Island'daki bir balıkçı ailesinden geliyor, bu yüzden şüphesiz yüzebiliyordu.
Nora Hagan pertenecía a una dinastía de pescadores en City Island... así que, sin duda, ella sabía nadar.
City Island'ın yemekleri çok leziz.
City Island tiene la mejor comida.
City Island'daki marinadayım, rıhtım 3, Claire Anne isimli teknedeyim.
Estoy en el embarcadero en... City Island, muelle 3, en el Claire Anne.
Ah, biraz kafamı dağıtıp, keyif çıkarmak, buzlu çayımı yudumlamak, ne güzel.
Oh, es tan agradable soltar mi cabello y disfrutar unos cuantos té helados Long Island.
Bir yıldan fazla Island Def Jam'le çalıştık. Yapabileceği her şeyi yaptı. Ama şirketin ilgisini çekemedim.
Ella tenía todo lo necesario pero no lograba que la disquera le perestara atención.
Island Def Jam'le de. Sonra bırakmıştı.
La habían rechazado en otras también.
Long Island'a kalkan son tren.
Es el último tren de la noche de vuelta a Long Island.
Long Island düzergâhı!
¡ El camino trasero a Long Island!
Islandığında garip oluyor, tamam mı?
Es raro cuando se moja, ¿ de acuerdo?
Ama yanıma çok fazla valiz almakla suçladı beni. Ben de Gilligan'in Adası'ndaki... Ginger için bu hiç sorun değildi dedim.
Pero luego me acusó de llevar mucho equipaje y dije, "Bueno, eso nunca fue un problema para Ginger de Gilligan's Island."
Coney Adası
Coney Island
Coney Adası!
¡ Coney Island!
Coney Adası'nın U-La-La Kızı...
Es la Chica Oh-la-lá de Coney Island...
Gürültülü Manhattan'ı ve ışıl ışıl Coney'yi!
¡ El ruido de Manhattan y las luces de Coney Island!
Coney Adası'na gitmek ve yüzme öğrenmek istiyorum.
Quiero ir a Coney Island. Y aprender a nadar.
Hocan için bu iyiliği yap ya da evladın için o mükemmel şahıs yok olabilir Coney Adası'nda ortadan kaybolabilir
¿ Puede esta bondad hacia tu mentor o a tu descendencia ese espécimen perfecto, desaparecer en Coney Island?
Coney Adası'nda
Esfumarse aquí En Coney Island
Yüzünde gülümsemeyle Coney Adası'na bir güneşlenen güzellik gösterisi sunuyor!
Sonriendo y dándole a Coney Island Un baño de belleza ¡ Es todo un espectáculo!
Coney Adası'na küçük bir gezi yaptım
Hice un pequeño viaje a Coney Island
Ama nihayet Coney Adası'na vardığımda
Pero cuando por fin llegué a Coney Island
Yüzünde gülümsemeyle Coney Adası'na
Con su sonrisa le da a Coney Island
Coney Adası'na
Y dándole a Coney Island
Coney Adası'na ufak bir yolculuk yaptım
Hice un pequeño viaje a Coney Island
Ama Coney Adası'nda işler böyle yürüyor
Pero así son las cosas en Coney Island
Stada bakan kameralarla ilgili cinayet zamanına dair bir araştırma yaptım, Rikers Ada Köprüsü kanal 10 termal kamerasında bunu buldum.
Bien, hice una búsqueda de cámaras de video, frente al estadio, operando en nuestro marco de tiempo, y encontré una cámara térmica del canal 10... en el puente de Rikers Island.
Sen hepsini birden ateşleyince HPD hiç mutlu olmamıştı.
La policia no estaba muy contenta cuando lo lanzaste fuera de Magic Island.
Islandık.
Wet!
Max, Long Island'da bir Meksika restoranında mı çalıştın?
Max, ¿ has trabajado en un restaurante mexicano en Long Island?
En iyisi girip çıkmak. Ya da Coney Island'da çöplere karışmış olacağız.
Es mejor que entremos y salgamos o estaremos en una bolsa de basura hacia Coney Island.
- Islandım.
Lo sé.
Hayır! Onlar da Irish ve Long Island kokteyli!
¡ Café irlandés y té con vodka!
Roosevelt Adası'na görmeye gittiğin şu kişi.
Esa persona que viste en Roosevelt Island... ¿ Quién era?
Caffrey'nin kaçtığı gün onu Roosevelt Adası'na kadar takip ettiğini söylemişsin.
El día que Caffrey huyó, dijiste que lo seguiste hasta Roosevelt Island.
Long Island otoyolu.
Long Island Expreso.
Coney Adası.
Coney Island.
Ve "Q" trenine bindik ve Coney Adasını baştan sona turladık.
Tomamos el Tren Q... y fuimos a Coney Island.
- Staten Island'lı mı?
- ¿ El tipo de Staten Island?
Beşinci derece Three Mile Adası, yedinci derece Chernobyl.
Cinco es Three Mile Island, siete es Chernobil.
Rhode Island kongre üyesi Shaw'un yardımcısıyım.
Soy un ayudante del congresista Shaw. ¿ El gran estado de Rhode Island?
Sorun ofisinde. Ofisinde büyük bir sorun var ve gelmezseniz işimi kaybedeceğim ve büyük Rhode Island eyaletine dönmek zorunda kalacağım.
Hay un problema realmente grande en su oficina y si no viene, seguramente perderé mi trabajo y volveré al gran estado de Rhode Island.
Jacob Louis Shaw, 32 yaşında, bekar. Kongredeki ilk dönemi ve büyük Rhode Island eyaletinden seçilmiş.
Jacob Louis Shaw, 32, soltero, un congresista en su primer mandato del gran estado de Rhode Island.
Bu makam bana değil, Rhode Island halkına ait. İnsanların güvenine ve saygısına layık olmak onların çıkarlarını temsil etmek için çok çalışacağım ve görevimi eski saygınlığına kavuşturmak için her şeyi yapacağım.
Esta oficina pertenece al pueblo del gran estado de Rhode Island, y yo trabajo muy duro para representar sus intereses de una manera que pueda merecer su confianza y su respeto.
Coney Adası'ndayız.
En Coney Island.