Içkiler translate Spanish
1,561 parallel translation
Uğraman için güzel bir zaman. Ayrıca bedava içkiler, balonlar, müzik...
Bueno, ese va a ser un buen momento para que vengas porque habrá tragos gratis, globos, música- -
İş sonrası içkiler, eski zamanları çok seviyorum.
Y copas después del trabajo, como en los viejos tiempos.
Eğer Northwestem ya da Rush'ta çalışıyor olsaydık yemekler daha güzel, içkiler daha çok olurdu.
Porque si trabajásemos en el Northwestern o en el Rush, habría mejor comida y muchas más bebidas.
Kaliteli içkiler olurdu. Değil mi Lucien?
¿ Todo el estante de arriba, verdad, Lucien?
Kent ile hesabına yazdırdığım içkiler dışında hiçbir şeyimiz yok.
- Relájate. No tengo nada con Kent más que su cuenta.
21 : 00, hafif mezeler ve ilk içkiler.
21.00 - Picoteo, primera ronda de bebidas 22.30
Mesela jöleli içkiler ve 80'li yılların müziği. Aslında, senin için sorun değilse daha sade bir şeyler yaparız düşünmüştüm.
En realidad, si estás de acuerdo, pensaba en hacer algo modesto.
- Gidelim, içkiler benden!
- Vamos. Yo invito.
Piya içkiler hazır.
Piya, tus bebidas.
Dostlar... dostlar... dostlar... bu gece içkiler bedava.
Amigos... Amigos... Hoy las bebidas los pone la casa.
Sert içkiler mi? Şampanya mı?
- ¿ Bebidas alcohólicas?
Serinletici içkiler ve büyük bir garaj satışı var...
Hay refrescos y una gran venta de garaje...
İdeal olan, nazik sözler ve bedava içkiler ile... ihtiyacınız olan bilgiyi almaktır.
Lo ideal es conseguir la información siendo amable y con copas gratis.
Bununla birlikte içkiler ve sözleriniz fayda etmeye de bilir, iyi bir ajan, baskı uygulamalıdır, bu da kaynağınızın nelerden hoşlandığını bilmekten geçer.
Pero cuando no basta con las copas y la buena compañía un buen agente tiene que presionar un poco y eso significa saber exactamente qué le encanta a la fuente.
Ünlü Federico, içkiler nerede?
Federico el Famoso, ¿ dónde están los tragos?
gelmeniz ne güzel. içmek isterseniz barda içkiler var.
Es estupendo que hayáis venido. Bebidas en el bar para todo el que quiera.
Artı içkiler.
- Más tragos.
Kaybedersem içkiler benden.
Si pierdo, las bebidas son por cuenta mía.
Bilirsin... Bedava içkiler?
Tú sabes... ¿ Tragos gratis?
Güneşlenir, masaj yaptırır ve havuz başında güzel içkiler içeriz.
Nos doraremos y tomaremos masajes y beberemos buenos tragos al lado de la piscina.
Eğer CIA uçak biletlerini alırsa içkiler benden.
Puedo pagar el daiquiri si la CIA obtiene los boletos de avión.
Sidirim sistemimin devre dışı kaldığını unutmuşum, böylece içtiğim içkiler midemde kalacak, hiçbir yere gitmeyecek.
Olvidé que mi aparato digestivo no funciona. El alcohol que bebí se quedará en mi estómago, no irá a ninguna parte.
Kuruntu mu yapıyorum yoksa bu içkiler küçülüyor mu?
¿ Es imaginación mía... o cada vez sacan menos bebida?
- Diğer içkiler arkadaşların için mi?
¿ Las otras bebidas son para tus compañeros?
Aynı kanuna göre içkiler bir yetişkin tarafından alınmalı ve bir yetişkin eşliğinde içilmeli.
Establece eso si son compradas por un adulto y acompañados por un adulto.
Konu resmiyet kazandığında bu rozetin yerine altın renkli diğer rozet geldiğinde tüm içkiler benden.
Cuando esto sea oficial, cuando cambie este pedazo de lata por una de esas placas doradas... los invitaré a beber a todos.
İçkiler benden.
Yo invito.
Tamam, birkaç el alıştırma yapalım. - İçkiler gelene kadar. - Tamam.
Bien, vamos a hacer una pequeña ronda de práctica hasta que lleguen las bebidas.
İçkiler benden.
Soy el mariscal de campo hoy.
Bir dahaki içkiler benden.
El próximo trago corre por mi cuenta.
İçkiler için para ödedin mi?
¿ Pagaste tú los tragos?
İçkiler üst üste bitiyor Tanrı biliyor nerede olduğumu
Bebí vasos, vasos y despues más vasos.
İçkiler benden.
El primer trago va por mi cuenta.
İçkiler lütfen!
¡ Bebidas, por favor!
İçkiler lütfen!
¡ Bebidas por favor!
İçkiler lütfen.
Bebidas por favor.
- İçkiler.
- Tragos.
İçkiler dolaştırılıyordu.
Luego trajeron los tragos.
İçkiler benden.
Yo invito los tragos!
- İçkiler şirketten, dostum. Ne istersen.
¿ Qué vas a tomar?
- İçkiler bedava.
Pare de hablar. - Escúcheme.
- Peki içkiler nerede?
¿ Y los refrigerios?
İçkiler benden.
Vamos por un trago.
İçkiler bizdendi.
El trago es por nuestra cuenta...
İçkiler hazır.
Las bebidas están listas.
- Ve içkiler.
Y bebidas.
Şampanya, kokteyller, İçkiler... hadi millet içelim, bugün büyük bir gün...
Champagne, cócteles, tragos vamos, todos debemos beber hoy es un maldito gran día.
İçkiler benden bugün.
Hoy corren por mi cuenta.
İçkiler için teşekkürler.
Hola, gracias por el ponche.
İçkiler için teşekkürler.
- Gracias por los tragos.
İçkiler benden.
Tendré tus tragos listos.