Japonlar translate Spanish
1,898 parallel translation
O Joseonların büyük generali. Japonlar ile savaşmıştı.
Fue un gran General de Joseon que luchó contra los japoneses.
Asıl bizim büyük liderimiz Japonlar ile savaşmıştı.
Fue nuestro Gran Líder quien luchó contra los japoneses.
Japonlar istila için topraklarımıza yelken açtıklarında eğer General Lee karşı koymak için savaşa girmezse neler olabileceğini düşünebiliyor musun?
Si él no hubiera luchado contra los japoneses... cuando nos invadieron... ¿ Te imaginas lo que hubiera sucedido?
Japonlar mı, Çinliler mi?
¿ Japoneses o Chinos?
Japonların finanse ettiği arsadaydım bugün. Arka tarafı tamamen köstebeklerle dolu.
Estaba en la propiedad financiada por los japoneses, hoy, y toda la parte trasera tenía toperas.
Japonlar geliyor. Geliyorlar mı?
Los japoneses están al caer.
Tanrı biliyor, Japonlar gözlerini kısarlar.
Dios, sabes que ellos tienen los ojos cerrados.
En büyük sorun, Japonları kim uyardı?
El mayor problema es, ¿ quien alerto a los japoneses?
Japonlar, değil mi?
Japoneses, verdad?
Büyük John yıllardır Japonlar'a Sanka pompalıyor.
John ha estado llenando de Sanka a los "ponjas" durante años.
En iyi silahlara kesinlikle Japonlar sahip.
No hay duda. Los japoneses tienen las mejores armas.
Japonların ruhu yoktur!
Los japoneses no tienen alma.
Görünüşe göre son zamanlarda Çinler ve Japonlar birbirlerine uyum sağlamaya başladılar.
Parece que los chinos y japoneses no se están llevando bien.
7 Aralık 1941 günü Japonlar, Pearl Harbour'daki Amerikan savaş gemilerini bombaladı.
En diciembre de 1941, los japoneses bombardearon la flota americana en Pearl Harbor.
Japonlar mekanik oyuncak bile yapamaz.
Los japoneses no saben hacer ni un juguete de cuerda.
Japonların Kikkoman'da bunların birkaçını öldürdüklerini duymuştum.
Supe que los japoneses mataron a algunos en Kikkoman.
Çünkü Japonların ki gerçekten harika.
Porque la japonesa realmente es excelente.
Duyduğuma göre Japonlar'a baltayla girişmişsin, öyle mi sahiden Reis?
Oí que atacaste con un hacha a los japoneses, ¿ no, Jefe?
Kapa çeneni. Adadaki bütün Japonlar'ın bize ateş açmasını mı istiyorsun?
Cállate. ¿ Quieres que todos los japoneses nos disparen?
Japonların bir tabiri vardır : "moushiwake".
Sabes, los japoneses tienen un término llamado "moushiwake".
Biliyor musun Sean, Japonların bir sözü vardır...
Sabes, Sean, hay un dicho japonés...
Eğer Japonlar Kokoda yüzünden ortaya çıkarlarsa, oraya ilerlemezler çünkü orası çok sarp.
Los Japoneses esán viniendo a Kokoda por allí, por ahí es muy arriesgado. Yo sigo el camino.
Ne yapacağız bu Japonları?
¿ Qué hacemos con este, Jack?
Bizim çocuklar Japonları durdurmak zorunda. Siz de yardım etmelisiniz.
Puedes hacer lo correcto, pero no aquí.
Sence şu Japonlar neredeler?
¿ Dónde están los japoneses?
Üç haftalık kanlı çarpışmalarla Japonlar öyle bir noktaya geldiler ki hedefleri olan Port Moresby'e varmalarına rağmen, geri çekilmeye zorlandılar.
Después de tres semanas de matanza, los japoneses, se extendieron al límite. Y fueron forzados a retirarse por siempre... inclusive cuando ya tenían en vista su objetivo, Puerto Moresby.
80'lerde, Japonlar'ın sanat eseri almaya başlamasıyla birlikte deli gibi satış yapılmaya başlanmıştı.
Fue una locura en los 80, cuando los japoneses empezaron a comprar arte.
... Japonlar'ın golf oynamaya gittikleri yer orası.
Ahí va Japón a jugar al golf.
Şu pis japonları ya sen gönderirsin, ya da biz gelip alırız.
O sacas a esos sucios japoneses o entraremos para agarrarlos.
O fugu lisansımı almak için 2 yılımı harcadım, ve sadece Japonlar için uygundur.
Yo tardé dos años en conseguir mi licencia y sólo es válida en Japón.
Şimdi, ikisiyle de ilgilenmediğini biliyorum, ama japonların havada uçuştuğu başka bir filmi daha izleyemem.
Sé que no estás interesado en ninguna de ellas pero no puedo mirar otra película sobre japoneses volando por el cielo.
İçtiğin bira Almanların, TV'de Japonların.
La cerveza es alemana y el televisor es japonés.
Senin değil. Japonlar. Onun sonucunu da biliyoruz.
Dieciséis muertos... sin quizás.
Japonlar için suteresi hazırlıyorum.
Estoy preparando verduras para el japonés.
Japonları yenerken ki ruh bu!
Con ese espíritu derrotamos a los japoneses.
Japonlar buna "shiatsu masajı" diyorlar, Bu yöntemde vücudunuzu çok sert şekilde iğneliyorlar.
Los japoneses tienen esta cosa llamada masaje shiatsu en el que friccionan tu cuerpo con fuerza.
İşte bu yüzden tüm Asya ülkeleri içinde,... en çok Japonları seviyorum... Çünkü kendimi Budizm'e yakın hissediyorum.
La razón por la que prefiero Japón a otros países asiáticos, es porque me siento más cercana al budismo.
Zaten herifi Japonların verdiği diş kayıtları sayesinde tıkabildik içeri.
Además, es lo máximo que podemos hacerle... porque los japoneses nos ayudaron con sus registros dentales.
Japonlar size limanda bulduğunuz cesetler için yardım ettiler.
Los japoneses les ayudaron con los cuerpos que hallaron en el puerto.
Sonuncunuza kadar bütün Japonları öldüreceğim.
Voy a matar a todos los malditos japoneses.
Egemen sınıfını safkan Japonların oluşturduğu bir düzenin destekçisi olmuş milliyetçi-muhafazakar gerici biri. ve ayrıca Antlaşma Teftiş Bölümü ile de güçlü bağlantıları var.
Es un conservador reaccionario y nacionalista que siempre ha apoyado... la formación de una élite gubernamental integrada por japoneses de raza pura. Siempre ha estado en contacto con el Ministerio del Exterior... y también tiene fuertes lazos con el Departamento de Evaluación Pública.
- Japonlar çok şanslı olmak.
- Los japoneses tenemos mucha suerte.
Japonlar çok şanslı olmak.
Los japoneses tenemos mucha suerte.
Şu Japonlar'ın çıkardığı aynı sütun, sıra ya da kutuya rakamların sadece bir kez yazıldığı bulmaca mı?
¿ Qué, ese rompecabezas japonés en el cual ningún número se puede repetir...? ... ¿ en una fila, columna o caja? ¿ Así se hace?
Yaşlı ibneler, seri katiller ve Japonlar.
Reinas viejas, asesinos en serie y japoneses.
Japonlar için ilişkiler önemlidir.
Se trata de relaciones con el japonés.
Japonlar ince ayrıntılara bakar.
Los japoneses están acostumbrados a los matices.
Bu sırada, Japonlar yarın ilk iş olarak çekilecekler. Ve zirve dağılacak.
Mientras tanto, los japoneses se largan mañana y la cumbre fracasa.
Ben Japonları yendiğiniz gün kraker ararken öptüğün kızın silik anısıyım. Telaşlanma, babalık.
No te preocupes, abuelo.
- Bütün Japonları S * keyim -
¡ Jodidos japoneses!
Adadaki bütün Japonların bize ateş açmasını mı istiyorsun?
¿ Quieres que todos los japoneses nos disparen?