English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ J ] / Jennsen

Jennsen translate Spanish

88 parallel translation
Selam Jennsen.
Hola, Jennsen.
Öncelikle ben ve Lord Rahl için bir şey yapman gerekiyor.
Primero, necesito que hagas algo por mí. Y por Lord Rahl. Jennsen, no.
Jennsen, hayır. Ne isterse sakın- -
Sea lo que sea que te pida, no lo hagas.
Umarım beni anneni öldürmek zorunda bırakmazsın, Jennsen.
En verdad espero que no me obligues a matar a tu madre, Jennsen.
Beni affet, Jennsen.
Perdóname, Jennsen.
İzninle Jennsen, normallikten ne kadar uzak olduğunu sana gösteren ben olayım.
Permíteme, Jennsen, ser la primera en mostrarte qué tan fuera de lo común eres en realidad.
Sen çok özel birisin, Jennsen.
Eres una chica muy especial, Jennsen.
Hayır, seni bırakamam Jennsen.
No, no puedo dejarte ir, Jennsen.
Onlara bak, Jennsen.
Míralos, Jennsen.
Bir düşün, Jennsen.
Pregúntate, Jensen...
Jennsen?
¿ Jennsen?
Seni hafife almışım, Jennsen.
Te subestimé, Jennsen.
Kendin hakkında öğrenmen gereken çok şey var, Jennsen.
Tienes mucho que aprender sobre ti misma, Jennsen.
Bu intihar etmek demek fakat kutuyu bana verirsen ben de Jennsen için bir hazine haritası çizerim.
Es un suicidio. Pero si me entregas la caja, dibujaré un mapa del tesoro para Jennsen.
Elinde Jennsen'in annesi var.
Porque tienes a la madre de Jennsen.
Siz ikiniz kalıp, kutuyu koruyun Jennsen ile ben de Saray'a gideceğiz.
Ustedes dos, quédense aquí y protejan la caja. Jennsen y yo iremos al palacio.
Taralynn'ın yasını tutup, Jennsen ve kutuyu da alarak buradan mümkün olduğunca uzağa gideceğiz.
Lloramos a Tarralyn y llevamos a Jennsen y la Caja tan lejos de aquí como sea posible.
Jennsen, tatlım, 23 yıl boyunca annenin kaybının acısına dayanabilmek için, içimde bir duvar ördüm şimdi seninle birlikte o duvar yıkılıyor bir torunum daha olduğunu yeni öğrendim ve onu da kaybetmeye dayanamam.
Jennsen, querida. Por 23 años construí muros contra el dolor por la pérdida de tu madre. Y ahora, contigo frente a mí, todos esos muros se están desmoronando.
Jennsen, yapma!
Jennsen, no.
Bizimle gelemezsin, Jennsen.
No puedes venir con nosotros, Jennsen.
Jennsen, kaçmalısın.
Jennsen, tienes que marcharte.
Jennsen kutuları ayırmasaydı D'Hara'daki tüm kasabaları şimdiye kadar yok ederdim muhtemelen.
Si Jennsen no hubiera separado las cajas, probablemente ya hubiera arrasado con todas las aldeas de D'Hara.
Jennsen'den diğer ikisini alana kadar Kahlan'a anlatmak gereksiz.
Hasta que Jennsen nos entregue las otras dos, no tiene caso decirle a Kahlan.
Darken Rahl, Jennsen'i sakladığımızı öğrendi.
Rahl el Oscuro descubrió que estábamos escondiendo a Jennsen.
- Jennsen nerede?
- ¿ Dónde está Jennsen?
Kapımı kırmalarından hemen önce Jennsen, kutularla birlikte ormana kaçtı.
Escapó al bosque con las cajas, justo antes de que echaran abajo mi puerta.
Jennsen'i bulup, kutuları almalıyız.
Debemos encontrar a Jennsen y las cajas.
Richard, Jennsen'in hala yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyoruz.
Richard, ni siquiera sabemos si Jennsen está viva.
Garnizonu yöneten kişiyi teslim alabilirsem Jennsen ve kutulara ne olduğunu öğrenebiliriz.
Si confieso a quien esté a cargo de la guarnición, podríamos descubrir qué pasó con Jennsen y las cajas.
Arayıcı'nın kardeşi Jennsen'e ne olduğunu anlatması lazım.
Necesitamos que nos diga qué le pasó a Jennsen, la hermana del Buscador.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum Jennsen fakat senin, Richard'ın ve benim babalarımız aynı.
No sabía cómo decirte esto, Jennsen, pero tú, Richard y yo... Tenemos el mismo padre.
Jennsen.
Jennsen.
Jennsen, kaçmalısın.
Jennsen, tienes que escapar.
Neredeler, Jennsen?
¿ Dónde están, Jennsen?
Acele etmen gerekiyordu, Jennsen fakat kutulardan da kurtulman gerekiyordu.
Tenías que apurarte, Jennsen. Pero tenías que deshacerte de las cajas.
Özür dilerim, Jennsen çok korkunç bir şey oldu.
Lo siento, Jennsen, algo terrible ha sucedido.
Jennsen, kardeşimizi tanıyorum.
Jennsen, conozco a nuestro hermano.
Jennsen ben, Richard'ın beni göstermek istediği gibi merhametsiz bir zorba olsam neden insanları kurtarmak isteyeyim?
Jennsen... Si fuera un cruel tirano tal y como Richard me pinta, ¿ por qué querría salvar a la gente?
Jennsen.
- De nada. Jennsen.
Jennsen!
¡ Jennsen!
Jennsen, anlamıyor musun?
Jennsen, ¿ no lo ves?
Jennsen, gözlerimin içine bak.
Jennsen, mírame a los ojos.
Evet, Jennsen Tarikat gücünü kullandım.
Sí, Jennsen, usé el Poder de la Orden.
Eminim ki bana geçen yıl güvenini kazanmak için kardeşiniz Jennsen'e ne hediye ettiğinizi söyleyebilirsiniz.
Estoy seguro que podrá contarme, por ejemplo, cuál fue el regalo que le diste a tu hermana Jensen el año pasado? cuando trataba de ganarse su confianza.
Bir an önce Kehanetler Sarayı'ndan ayrılıp Arayıcı'nın kardeşini Gerçek Dokunulmaz, Jennsen Rahl'ı bul.
Vete del Palacio de los Profetas ahora mismo y encuentra a la hermana del Buscador, la "primera sin don", Jennsen Rahl.
Çok üzüldüm Jennsen.
Lo siento mucho, Jennsen.
Jennsen, hayır.
Jennsen, no.
Sen haritayı çizeceksin, Jennsen iki kutuyu da bize getirdikten sonra sana üçüncüyü vereceğiz. Hayır.
No.
Peki ya Rahl, size benim yardım ettiğimden şüphelenirse?
Dibujas el mapa, Jennsen trae las dos primeras cajas, entonces, te damos la tercera. ¿ Y qué pasa si Rahl sospecha que te ayudé?
Jennsen.
¡ Jennsen!
Jennsen.
Oye, oye. Jennsen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]